Sonsuzluk ve Ötesine

Sizi bu yazıda sonsuzluğun varoluşsal sorularıyla meşgul edeceğim bugün.

Muhammet Çay
Yazı Rehberi
3 min readMay 5, 2023

--

Photo by G Creates on Unsplash

Oyuncak Hikayesi animasyonunu izleyenlerin aşina olduğu bir repliği kullandım başlığımda. Buzz Lightyear söylüyordu.

Sonsuzluk ve ötesine!

Peki sonsuzluğun fiziksel ya da metafiziksel bir karşılığı var mıdır?
Varsa nedir?

Öncelikle sonsuzluğun “ne”liğini tartışalım. Erich Fromm sonsuzluktan şöyle bahsetmiş:

Burası ve şimdiki an sonsuzluktur.

Bu laftan siz ne anladınız, yorumlara bekliyorum. Benim ne anladığıma gelecek olursak da anın ölümsüzlüğünden bahsetmiş olmalı düşünür derim. Doğru ama eksik zannımca. Sonsuzluk eğer şu mekândan ve şimdiden ibaretse sonsuzluk önemini yitiriyor. Zira nefes alan milyarlarca insan olduğu kadar bu satırları okuduğunuz sırada belki de milyonlarca kişi gözlerini hayata kapatıyor. Sonsuzluk anlamını kaybediyor bir nevi. Anlam kaybeden şeyin varlığından söz edebilir miyiz? Muhtemelen hayır.

Fakat şu noktaya dikkat edin; muhtemelen diyorum zira henüz kesin bir yargıya varmadık.

Photo by Noah Holm on Unsplash

Sonsuzluktan bahsediyorsak dini inancı bulunan bir kişinin sonsuz olduğuna inandığı bir varlık vardır ki bu bir yaratıcıdır. Yaratıcının başı da sonu da yoktur. Bunun aksi bir eksikliktir ve yaratıcıda eksiklik mümkün değildir. Bu minvalde sonsuzluk kavramı mükemmeliyetin karşılığı oluyor. Yani sonsuzluk diye bir şey var.

Şimdi… Halihazırda bir ikileme mi düştük? Sorumuzun cevabı hayır fakat henüz sonsuzluğun varlığını ispatlayamadık da.

Sonsuzluğu yazarlıkta acemi bir birey olarak ben nasıl tanımlardım, onu düşünüyorum şu an. Sonsuzluğun tanımını bana sorsanız herhalde bir insanın ya da bir olayın kişiye veya topluma bıraktığı iz olarak tanımlardım.

Size bir animasyondan örnek vermek istiyorum. Öznemiz Disney’den Coco. Eğer içinizde bu filmi izlemeyip de spoiler yemek istemeyen varsa sizi önümüzdeki paragraftan sonraki paragrafa davet ediyorum. Bir şey kaçırmaktan ötürü endişe etmeyin zira sizin için de somut bir örneğim olacak.

Buradan sonraki paragrafı okuyacaklar için sorumluluk bana ve içerik ürettiğim topluluk olan Yazı Rehberi’ne ait değildir, bilesiniz.

Bu animasyonun da kısaca konusuna değinecek olursak; ana karakterimiz Miguel’in ailesi, büyük büyük dedesi müzisyen olmak uğruna ailesini terk ettiği için onun müzik ile ilgilenmesine karşıdır. Ailesinin yasaklamalarına rağmen şehrin kahramanı olarak addedilen Ernesto de la Cruz gibi müzisyen olmayı istemektedir. Meksika’da önemli bir gün olarak kutlanan Ölüler Gününde o güne özel olarak her aile tarafından ölmüş büyüklerinin resimleri saklanılan yerden gün yüzüne çıkarılır, böylece ölülerinin ruhları onları ziyaret edebilecektir.

Miguel de ölüler gününde müzik yeteneğini sergileyebilmek uğruna dedesi olduğunu düşündüğü Ernesto’nun gitarını çaldığında lanetlenir ve Ölülerin Diyarından geriye dönmenin yollarını arar. Bu dönüş yolu esnasında karşılaştığı adam Hector da yok olmanın eşiğinde olan bir iskelettir. Ölüler Diyarında kalabilmesinin tek yolu da onu hatırlayacak aile ferdinin olması ve fotoğrafını evinin duvarına asmasıdır. Aksi halde unutulacak ve bedeni hiçlikte kaybolacaktır. Bir çeşit sonsuzluk görebiliyoruz burada zira filmin ana fikri hatırlandığın kadar sonsuzsun.

Spoiler bitmiştir, yazının devamını rahat rahat okuyabilirsiniz.

Biz yazarlar da aslında insanlarda iz bırakıp sonsuz olmak peşindeyiz, değil mi? Bizim de düşüncelerimiz var ve isteyerek ya da istemeyerek bu düşünceleri okurlarımıza aşılıyoruz. Böylece o düşünceler kimilerinde fikre ve halihazırdaki karakterimizin bir parçasına dönüşüyor.

Hala sonsuzluk diye bir şey var diyemiyoruz ne yazık ki! Çünkü o fikrin kuşaktan kuşağa aktarılmasına ihtiyaç var. Bir fikir kuşaktan kuşağa aktarıldığı sürece sonsuzdur.

Sürece” edatını kullandığım an yine bir sınırlılıkla karşılaştık. Süreç başlayan ve biten bir şeydir, sonsuzluğun mahiyetine de aykırıdır.

Sonuç o ki metafizikte, yani fizik alemin ötesinde bir sonsuzluk var. Tabii o da metafizik aleme inancı olan bir birey için mümkün. Yani sonsuzluk bir paradokstur. Hem vardır hem de yoktur. Son bir söz ile bitireceğim yazımı. Bir dahaki yazıma kadar hoşça kalın dostlar.

“İnsan sonsuzluk ile sonlunun, geçici ile kalıcının, özgürlük ile zorunluluğun bir sentezidir.”

Kierkegaard.

Editör: Pozan

--

--