Taylor Swift - Midnights Albüm İncelemesi: Midnights Become Our Afternoons

Şerifenur Özata
Yazı Rehberi
Published in
13 min readApr 8, 2023
Midnights 3am edition

Taylor Swift, başarılarla dolu müzik kariyerine son hızla devam ederken 10. stüdyo albümü olan Midnights’ı bizimle buluşturdu. 21 Ekim 2022' de yayınlanan albüm Spotify’ da bir günde en çok dinlenmeye ulaşan albüm rekoru başta olmak üzere birçok rekora imza attı.

Daha önce yayımladığı Folklore ve Evermore albümlerinde alternative, indie folk tarzını ön planda tutmuştu. Şarkı sözleri ise adeta İngiliz Dili ve Edebiyatı kitaplarından alıntılanmış gibiydi. Midnights albümüyle beraber pop türüne dönüş yaptı.

Midnights albümü, daha önce yayınladığı albümlerden de ilham almış. 1989 albümünün pop ritimlerine, Reputation albümünün asiliğine, Lover albümünün aşk temasına, Folklore ve Evermore albümlerinin şiirsel şarkı sözlerine sahip.

Taylor Swift, Midnights albümünün konseptini ‘Hayatıma dağılmış 13 uykusuz gecenin hikâyesi’ olarak tanımlıyor. Albümde yer alan şarkılar her ne kadar önceki hayatına referans verse de, başka bir değişle sanki önceden başka albümler için yazılmış hissi verse de işin rengi hiç de öyle değil. Bu albümdeki tüm şarkılar taptaze yazılmış şarkılar ve kayıtlar da üzerinde durulmuş, ciddi emek harcanmış kayıtlar. Bir pop şaheseri ile karşı karşıyayız.

‘Midnights’ ile Taylor Swift, artık otuzlu yaşların getirdiği olgunlukla, hayal kuran küçük kız çocuğu halinden daha yetişkin bir duygu durumuna net bir geçiş yapmış. ‘Midnights’, sadece Swift’in önceki şarkılarında hayalini kurduğu, masalsı sonlar hakkında değil, aynı zamanda yetişkinliğin beklentileri ve geleneksel hayat planları hakkında da kararsızlıklar barındırıyor.

Zayıf yönlerinden de cesurca bahseden Swift, yaşadığı psikolojik sorunları, duygu karmaşalarını, kabuslarını, intikam planlarını muhteşem hikaye anlatıcılığı ile birleştirerek korkusuzca haykırıyor.

13 şarkılık albüm ile yetinmeyenlere, sanatçı 7 bonus şarkı eklediği yeni versiyonu da albümün çıkışından kısa bir süre sonra yayımladı. “Midnights 3am edition” adı verilen albüm bugünkü incelemenin başrolü.

1) Lavender Haze:

“Meet me at midnight” sözü ile albümü tematik bir şekilde açan Taylor, bu şarkıda medyanın büyük bir merakla takip ettiği Joe Alwyn ile olan ilişkisi hakkında konuşuyor. Sanatçının magazinel hayatındaki en uzun süreli ilişkisi olmasından ötürü merak edilecek bir konu kalmadığı için medya şimdilerde bu ilişki nereye gidiyor diye sorgulayarak heyecan uyandırmaya çalışıyor. Şarkıda geçen:

All they keep asking me
Is if I’m gonna be your bride
The only kind of girl they see
Is a one night or a wife

sözlerinden medyanın bu baskısını anlayabiliyoruz. Taylor ise zekice bir tamlama kullanarak bu dedikodulara güzel bir cevap veriyor.

I feel the lavender haze creeping up on me
Surreal, I’m damned if I do give a damn what people say
No deal, the 1950s shit they want from me
I just wanna stay in that
lavender haze

Lavender Haze, bizim dilimizde tam karşılığı olmayan bir ifade. Aşık olmak olarak çevrilse de aslında bu çeviri yetersiz kalıyor. İngilizlerin 50’lerde sadece aşık olmayı tarif edecekleri yaygın bir ifade olduğu söyleniyor.

Taylor şarkının adının hikayesini: “Eğer lavanta sisinin içindeyseniz, o zaman bu her şeyi kapsayan aşk parıltısında olduğunuz anlamına gelir ve bunun gerçekten güzel olduğunu düşündüm.” olarak açıklıyor.

Daha sonra şarkının Joe hakkında olduğunu bu cümleyle doğruluyor: “Altı yıllık ilişkim gibi garip söylentilerden, magazin haberlerinden kaçmak zorunda kaldık ve onları görmezden geldik. Yani bu şarkı korumak için bir şeyleri görmezden gelme eylemiyle ilgili. Gerçek şeyler.”

Hareketli ritmi ve akılda kalıcı sözleri ile gayet başarılı bir açılış şarkısı olan Lavender Haze listeleri de altüst etmeye devam ediyor.

sanatçının “Lavender Haze” paylaşımı

2) Maroon:

Bu şarkı daha önce yayınlamış olduğu Red şarkısının büyümüş, olgunlaşmış hali gibi bir izlenim veriyor dinleyicilere. Şarkı en yakın arkadaşı olarak gördüğü, New York’ ta ayakkabısız dans ettiği ve üzerine şarap dökerek onun yanaklarını kızartan birinden ayrılmakla ilgili.

Swift scarlet, maroon, burgundy, wine, blood, carnation, rose, ruby kelimelerini büyük bir şiirsel dahilikle kullanıyor, kırmızı demeden kırmızının elli tonunu betimlemeleri ile dinleyicilere ustalıkla aktarıyor. Biz dinleyiciler olarak zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, kendimizi sürekli bu şarkıyı dinlerken buluyoruz.

Maroon albümde yer alan bu şarkı favorilerimden biri.

And I lost you
The one I was dancing with in New York
No shoes
Looked up at the sky and it was maroon

Bir hayranın yaptığı akustik versiyonu:

3) Anti- Hero:

Taylor bu şarkıya giderek yaşlandığından ama bilge olamadığından bahsederek giriş yapıyor. Depresyonu yüzünden gece yarısı onun için öğle vaktine dönüşmüş durumda ve bu durumdan ciddi anlamda rahatsızlık duyduğunu anlıyoruz.

Kendi kendine kalmanın hiç iyi gelmediğini ve sonunun hep krizlerle bittiğini, kabuslarından çığlık atarak uyandığını samimiyetle ifade ediyor.

Kabuslarında sevgilisinin, entrikaları yüzünden yorulup onu terk ettiğini, gelininin miras için onu öldürdüğünü de gördüğünü anlatan Swift, hatayı kendinde buluyor ve bu durumu kabulleniyor.

It’s me Hi! I’m the problem, it’s me

At teatime, everybody agrees

I’ll stare directly at the sun, but never in the mirror

It must be exhausting always rooting for the anti-hero

Klipte kendi boyu ile olan özgüvensizliğini de dile getirmekten çekinmiyor. Kendini insanların yanında diğer ‘’minyon bir bebek gibi” kötü hissedişini klipte göstermesi benim açımdan büyük takdir aldı çünkü çağımızdaki güzellik anlayışı çok saçma ve bana kalırsa herkes olduğu gibi güzel.

Uzun boy, kısa saç, kalın bacak gibi fiziksel özellikler sadece fiziksel özellik olarak kalmalı yani özel olarak bir anlam barındırmasına gerek duyulmamalı. İnsanlar olduğu bedende sağlıklı ve mutluysa o insan dünyanın en güzeli bana göre.

Taylor Swift bu saçma güzellik ve beden algısı yüzünden yeme bozukluğu ile mücadele etmişti. Klibinde bu konuya da değinmiş.

Hatırlatmak gerekirse Miss Americana adlı belgeselde Swift, “Her gün kendi fotoğraflarımı görmek benim için iyi bir şey değil. Karnımın çok büyükmüş gibi göründüğünü hissettiğim zamanlar oldu. Ya da biri hamile göründüğümü söyledi. Bu beni sadece yemek yemeyi bırakmaya değil, açlıktan ölme noktasına gelmeye tetikliyor” demişti.

Kendi ile ilgili yaşadığı sorunları dürüstçe açıklaması ve bu problemleri yaşayan insanların yanında olması beni çok mutlu etti.

Her ne kadar zor şeyler yaşarsak yaşayalım bunları aşacak güç de içimizde. Güneşe de aynaya da doğrudan bakacağımız günler de gelecek. O günler gelene kadar sabretmeliyiz ve savaşmalıyız.

Anti-Hero sorunları ile savaşan, ve en büyük düşmanı yine kendisi olan kısacası “problemin ta kendisi” olan insanların marşı olacak derecede kaliteli bir şarkı.

Benim de albümdeki en favori şarkım.

Taylor, you’ll be fine…

4) Snow On The Beach:

Snow On The Beach, Lana Del Rey ile düet olarak yayınlandı ama Lana’nın söylediği bölüm çok azdı ve bu durum tepki topladı.

Swift şarkıda, çoğunlukla imkansız olan iki kişinin aynı anda birbirlerine aşık olması olayını ve duygularından haberdar oldukları o büyülü, tuhaf, bir yandan korkutucu ama fazlasıyla rahatlatıcı anı anlatıyor. Kumsalda kar yağması da bu olay gibi imkansız olduğu için bunu kumsalda kar yağması olarak metaforlaştırmış.

Şarkının anlamını da düşünecek olursak Lana şarkıya nadiren katılıyor tıpkı gerçek karşılıklı aşkın nadiren insanın hayatına eşlik etmesi gibi. Bu açıdan düşünecek olursak vokal dağılımına kızmak imkansız oluyor.

Lana’nın söylediği yer az diye şarkıya şans vermemezlik yapmayın bence.

I can’t speak, afraid to jinx it
I don’t even dare to wish it
But your eyes are flying saucers from another planet
Now I’m all for you like Janet
Can this be a real thing, can it?

  • 5) You’ re On Your Own Kid:

Taylor albümlerinin beşinci şarkısı genellikle albümün en üzücü, en kalp kırıcı şarkısı olur. Bu şarkı da öyle.

You’re on your own, kid

You always have been

Bu şarkı içine kapanık, küçük bir şehirde yaşayan, sakin, kendi halinde, duygularını açıklamak için asırlarca bekleyebilecek, taç yaprak fallarına inanan, şarkılarını otoparklarda çalan bir kız çocuğunun; kanı teri ve gözyaşını dökerek verdiği mücadelesi sonucunda başarıya ulaşmış, gerçek aşk öpücüğü ile kurtulmayı bekleyen, sevilmek için parti verip vücudunu aç bırakan bir kadına dönüşmesinin hikayesi.

Bu kadının bize tavsiyesi ise arkadaşlık bilekliği yapmamız, anın tadını çıkarmamız ve kaybettiğimiz her şeyin aslında yeni attığımız bir adım olduğunun farkında olmamız.

Çünkü tek başınayız. Her zaman olduğu gibi…

From sprinkler splashes to fireplace ashes
I gave my blood, sweat, and tears for this
I hosted parties and starved my body
Like I’d be saved by a perfect kiss

The jokes weren’t funny, I took the money
My friends from home don’t know what to say
I looked around in a blood-soaked gown
And I saw something they can’t take away

’Cause there were pages turned with the bridges burned
Everything you lose is a step you take
So make the friendship bracelets, take the moment and taste it
You’ve got no reason to be afraid

6) Midnight Rain:

Bu şarkıda Taylor, kendisiyle evlenme hayali kuran bir adamdan kariyeri için ayrılmış olduğundan bahsediyor.

Kendisi acıyı, o kişi rahatlığı istemiş. Hayattan beklentileri farklı olan iki insanın başta iyi giden ilişkileri daha sonra isteklerinin farklı olması sebebiyle bitmiş.

Hikayesi derin anlam barındıran bu şarkıya biraz daha slow bir düzenleme beklesem de bu hali de güzel olmuş. Dinlemeye değer.

My boy was a montage A slow-motion, love potion

Jumping off things in the ocean

I broke his heart ’cause he was nice

He was sunshine, I was midnight rain

He wanted it comfortable, I wanted that pain

He wanted a bride, I was making my own name

Chasing that fame, he stayed the same

All of me changed like midnight

7) Question…?:

Taylor bu şarkısında gece yarıları onu esir eden cevaplayamadığı soruları dinleyicilerine sorarak bir cevap arayışında bulunuyor.

Can I ask you a question?

Did you ever have someone kiss you in a crowded room?

And every single one of your friends was making fun of you

But 15 seconds later they were clapping too? Then what did you do?

Did you leave her house in the middle of the night?

Did you wish you’d put up more of a fight

When she said it was too much? Do you wish you could still touch … her?

It’s just a question

8) Vigilante Shit:

Bu şarkı Taylor’ın intikam savaşını başlattığı zamanlara ait bir şarkı. Albüm haklarını ondan izinsiz satan Scooter Braun hakkında yazılan bu şarkı Reputation albümünden fırlamış gibi bir hava veriyor.

I don’t dress for women
I don’t dress for men
Lately I’ve been dressing for revenge

9) Bejeweled:

Bu şarkı buram buram özgüven korkuyor. Şarkıda Taylor kendisine değer vermeyen eski sevgilisi ile yaşadığı hüsranı anlatıyor. Sevgilisi onun büyüsüne kapılmasa da o istediği her odayı büyüleyebileyeceğini çok iyi biliyor.

Best believe I’m still bejeweled
When I walk in the room
I can still make the whole place shimmer

Klibinde yakında yayınlayacağı Speak Now (Taylor’s Version) ile ilgili birçok ipucuna yer veren Swift, klibi ve anlattığı hikaye ile hayranları tarafından büyük beğeni topladı.

10) Labyrinth:

Bu şarkıda Taylor, travmatik bir olaydan kısa bir süre sonra birine aşık olduğunu fark ediyor. Başlangıçta acısından asla kurtulamayacağına ikna olmuş olup, yeni bir insanda nasıl rahatlık bulduğuna hayret edişini anlatıyor.

Taylor, asansörlere dair şüphesini asansörlerin hızlı yükselişine bağlıyor ve bu dehşeti, hızla aşık olmaya duyduğu güvensizlikle karşılaştırıyor. Hızlı duygusal dönüşü düşüş değil kontrollü bir serbest atlayış olarak betimliyor.

Uh-oh, I’m fallin' in love
Oh no, I’m fallin' in love again
Oh, I’m fallin' in love
I thought the plane was goin' down
How’d you turn it right around?

11) Karma:

Taylor, karmanın öğrenilmesi gereken en önemli hayat dersi olduğundan bahsediyor. Unutulmaması gereken bir diğer ilginç nokta da, Taylor’ın yaptığı Karma adlı gizemli bir albüm hakkında birçok söylentiye yol açan, "Eğer bulunursa, Taylor Swift’e geri dön" yazan bir notla birlikte "The Man" müzik videosunda karmaya yaptığı göndermedir. Bu gizli albüm, parçanın adını açıklarken gülmesinin nedeni olabilir (Bu konuda birçok söylenti var doğruluğu kesin değil).

Şarkının davul, gitar ve synth karışımı ritmi ilahi bir atmosfer yaratarak Taylor’ın kaderin yoluna gireceği tüm yolları göstermesine olanak tanıyor. Onun için karmanın önemini belirtmenin bir yolu olarak, nakarat boyunca karma kelimesini tekrarlıyor. Ayrıca, kadere hizmet etmek için türlü şekillerle geri dönebileceğini göstererek karmaya defalarca kez farklı anlamlar veriyor.

Cause karma is my boyfriend
Karma is a god
Karma is the breeze in my hair on the weekend
Karma’s a relaxing thought
Aren’t you envious that for you it’s not?
Sweet like honey, karma is a cat
Purring in my lap 'cause it loves me
Flexing like a goddamn acrobat
Me and karma vibe like that

12) Sweet Nothing:

"Sweet Nothing" , aşıklar arasında değiş tokuş edilen ve genellikle "tatlı sözler" olarak adlandırılan yumuşak sözler kavramını yansıtıyor gibi görünen yavaş, yumuşak bir aşk şarkısıdır . Şarkı, Taylor’ın erkek arkadaşı Joe Alwyn ile kurduğu hayata olan minnettarlığını ve sevgisini konu alıyor .

Cause they said the end is coming
Everyone’s up to something
I find myself running home to your sweet nothings
Outside, they’re push and shoving
You’re in the kitchen humming
All that you ever wanted from me was nothing

13) Mastermind:

Swift, kendisinin ve uzun süredir birlikte olduğu aktör Joe Alwyn’in birbirleri için yaratıldığını düşündüğünü yeniden doğruluyor ancak o ilişkileri başlamadan önce birlikte olmalarını sağlamak için planlar yapıyor ve planlarını adım adım uygulamaktan çekinmiyor.

Bunu sevgilisine itiraf ettiğinde, sevgilisi sadece gülümsüyor çünkü böyle bir şeyin onun doğasında olduğunu zaten biliyor.

Bu şarkı kafasında her şeyi planlayan, aşırı düşünen, ilk adımı atmaktan çekinmeyen, büyük hayalleri olan ve hayalleri için çalışan insanları tasvir eden bir şarkı olma özelliğine sahip.

What if I told you none of it was accidental?
And the first night that you saw me
Nothing was gonna stop me
I laid the groundwork, and then
Just like clockwork
The dominoes cascaded in a line
What if I told you I’m a mastermind?
And now you’re mine
It was all by dеsign
'Cause I’m a mastermind

14) The Great War:

Taylor bu şarkıda romantik bir ilişkinin içinde olan yıkıcı çatışmalardan bahsediyor. Ama bu yıkıcı çatışmalardan güçlenerek çıkan, birbirlerini her zaman seveceklerine söz veren bir çifti anlatan umut verici mesajlar barındıran bu şarkı aşkın her zaman kazanacağının poetik bir habercisi niteliğinde.

It turned into something bigger
Somewhere in the haze, got a sense I’d been betrayed
Your finger on my hairpin triggers
Soldier down on that icy ground
Looked up at me with honor and truth
Broken and blue, so I called off the troops
That was the night I nearly lost you
I really thought I’d lost you

15) Bigger Than The Whole Sky:

“Bigger Than The Whole Sky”, sizin için önemli olan birini, onunla sadece kısa bir süre geçirmenize rağmen kaybetmek ve her şey farklı olsaydı nasıl olurdu diye merak etmekle ilgili bir şarkı. Swift, bu türden bir kaybı yoruma açık bırakıyor, ancak bu muhtemelen bir bebeğin kaybedilmesi veya çok erken giden sevilen birinin kaybı anlamına geliyor.

Eski şarkılarından Ronan’ a olan benzerlği, sakin melodisi ve acı dolu sözleri ile bu şarkı özel bir yere sahip olacak.

16) Paris:

Bu şarkı birine körkütük aşık olmayı, onunlayken tüm dünyayı karşısına alıp her ne olusa olsun sevdiğin kişiyi seçmeyi, diğer insanların ne dediğini umursamamayı anlatan hareketli ve pozitif bir şarkı.

I’m so in love that I might stop breathing
Drew a map on your bedroom ceiling
No, I didn’t see the news
’Cause we were somewhere else
Stumbled down pretend alleyways

17)High Infidelity:

Bu şarkıda ilişki içinde oynanan kirli oyunlar ve aldatılma anlatılıyor.

High infidelity
Put on your headphones and burn my city
Your picket fence is sharp as knives
I was dancing around, dancing around it

18) Glitch:

Bu şarkı aslında olmaması gereken, zararlı bir arkadaşlığın önce çıkar ilişkisine daha sonra gerçek bir aşka dönüşmesini anlatıyor.

I think there’s been a glitch
Five seconds later, I’m fastening myself to you with a stitch
And I’m not even sorry
Nights are so starry, blood moonlit
It must be counterfeit

I think there’s been a glitch

19) Would’ve Could’ve Should’ve:

Bu şarkının baş kahramanı Dear John şarkısının da baş kahramanı olan John Mayer. Kendisi 32 yaşında, 19 yaşındaki Taylor ile çıkan bir müzisyen. Keşke kendisini sadece böyle tanısaydık ama o Taylor’ın masumiyetini çalan, saflığını ayaklar altına alan, güç dengesizliğini fırsata çevirerek onu manipüle eden, Taylor’ı haksız yere medyanın diline düşüren, ona kalıcı bir travma veren kişi.

Taylor 32 yaşında bu şarkıyı yayınlayarak muhteşem bir başarıya imza atıyor ve bize intikam nasıl alınır gösteriyor.

If clarity’s in death, then why won’t this die?

Years of tearing down our banners, you and I

Living for the thrill of hitting you where it hurts

Give me back my girlhood, it was mine first

20) Dear Reader:

Taylor bu şarkıda dinleyicilerine öğüt vererek final yapmayı hedefliyor. Dinleyicilerine hayatta dikkatli olmalarını, yeteneklerine eğilmelerini, sır tutmalarını söylüyor. Bütün bunları öğütlerken çok çaresiz, yılgın ve yorgun bir dil kullanan Taylor kendinden şüphe duyma, güvensizlik ve acıya değinen bir albüme uygun bir final sağlayan şarkıyla bize şimdilik veda ederek kendi izole hayatına dönüyor.

Dear reader
The greatest of luxuries is your secrets
Dear reader
When you aim at the devil make sure you don’t miss
Never take advice from someone who’s falling apart

Midnights, hediye paketlerini yırtmadan açan ve onları dikkatle katlayan, tüm el yazısı notlarını ve doğum günü kartlarını bir kutuda özenle saklayan, kalabalıklar içinde birden düşüncelere dalan, kendini sürekli yalnız hisseden, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar yakın arkadaşı olan, herkesi kendinden fazla düşünen, gelecek kaygısı yaşayan, zaman zaman uyku problemleri çeken, her şeye rağmen güçlü duran ve hayalleri için çalışan herkesi kapsayan çok başarılı bir albüm.

Umarım sizlere hislerimi ve albümün hissettirdiklerini düzgün bir şekilde iletebilmişimdir. Keyifli dinlemeler dilerim.

Meet me at midnight…

--

--