Tesadüfi Bir Büyülenme

Meri’nin Fransa Güncesi: Ron Mueck’in Sanat Sergisi

İremsu Çakır
Yazı Rehberi
4 min readMar 21, 2024

--

https://pin.it/2JAHuAILJ

Kuzenimle Paris sokaklarını gezerken zamanımızı değerlendirmek için gitmeye karar verdiğimiz bu sanat sergisi ikimizi de etkilemiş ve tüylerimizin diken diken olmasına neden olmuştu. Ben heykellerle ilgilenen biri değilimdir, heykeller hakkında hiçbir fikrim yok. Dolayısıyla bu kadar etkileneceğimi tahmin etmeden gittim bu sergiye.

Ron Mueck Kimdir?

Ron Mueck, 1958'de Alman kökenli bir ailede Melbourne, Avustralya’da doğdu. İlk olarak kukla ve porselen bebek yapımı işinde çalıştı, sonra televizyon ve film sektörüne girdi. Özellikle 1986 yapımı “Labyrinth” filmindeki Ludo karakterini tasarlayarak tanındı. 1997'de “Dead Dad” adlı eseriyle büyük dikkat çekti.İlk kişisel sergisi 1998'de Londra’da açıldı ve eserleri dünya genelinde sergilendi.

Sanat eserleri, gerçek insanların detaylı ve büyük boyutlu replikalarını içermektedir. Heykelleri inanılmaz bir gerçeklikle yapılmıştır. Mueck, detaylara oldukça özen göstermektedir ve insan anatomisini büyüleyici bir şekilde yansıtmaktadır. Eserleri dünya genelinde sergilenmekte ve ilgi görmektedir.

https://linktr.ee/yazirehberi

Serginin Yeri: Fondation Cartier pour l’Art Contemporain

Paris’te bulunan bir çağdaş sanat vakfı ve sergi mekanıdır. 1984 yılında kurulan bu vakıf, çağdaş sanatı teşvik etmeyi ve tanıtmayı amaçlar. Sergiler; resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, video sanatı ve performans gibi farklı sanat disiplinlerini içerir. Genellikle önde gelen çağdaş sanatçılara ve yeni yeteneklere ev sahipliği yapar. Ayrıca mimari ve doğal çevre konularına da ilgi gösterir. Fondation Cartier, Fransa’da çağdaş sanatın önemli bir temsilcisidir ve dünya çapında sanatseverlere çeşitli sanat etkinlikleri sunar.

Gelelim Sergiye

İçeri girdiğimiz anda bizi boyumuz kadar, hatta belki de daha büyük, kafatasları karşıladı. Üst üste bir sürü kuru kafa rastgele bir düzende yerleştirilmişti. “Dead Weight” adını taşıyan bu eser 2021 yılına aitti ve ilk defa Fransa’da sergileniyordu. Kuzenim bu kuru kafaları internette görmüş, hoşumuza gidebileceğini düşündüğü için de bizi sergiye getirmişti.

Dead Weight

Serginin diğer tarafına geçtiğimizde ise bizi yerde yatan devasa bir bebek karşıladı. Bu bebek daha yeni dünyaya gözlerini açmıştı Öyle ki göbek bağı hâlâ kanıyla beraber durmaktaydı. “A Girl” adı verilen bu eser 2006 yılına aitti ve sanatçı bu eseriyle doğumun hem çilesini hem de mucizesini gözler önüne sermek istemişti.

A Girl

Serginin daha farklı bir alanına geçtiğimizde ise bizi birden fazla eser karşılamıştı. Birbirinden farklı bu eserlerden ilk göze çarpansa 2023 yılında yapılmış olan “Untitled (Three Dogs)” adlı devasa eserdi. Yaklaşık üç metre yüksekliğinde bir köpek sürüsüyle karşılaşmayı kimse beklemiyordu. Köpeklerin bir tehdit mi yoksa bir güven göstergesi mi olduğunun kararı ise ziyaretçinin kendisine ait oluyordu.

Untitled (Three Dogs)

Bu eserin yan tarafında kalan “Man in a Boat” ise gizemli bir sahneyi gözler önüne sunuyor. İlk kez 2013 yılında sergilenen bu eserin, sanatçının en önemli yapıtlarından birisi olmasına şaşırmıyor insan. Sanatçımız; yalnızlığın görsel tanımı olan çıplak bir adamı, kendi kollarıyla gizlenirken bir teknenin pruvasında otururken canlandırmış . Bu yalnızlığı hissetmemek elde bile değil, insanın içi ürperiyor ve neredeyse üşüyor.

Man in a Boat

Ancak bahsetmek istediğim son eser, benim kişisel favorim olan “Baby”dir. Kocaman boş bir duvarda yalnızca bu eser asılı durmakta. Minicik bir bebek. 25 santim olmasına rağmen aşırı detaylı olması ve o duvarda yapayalnız olması çarpıcı bir ürkütücülük yaratıyor. Bebeğin yüzündeki ifade ise insanın tüylerinin daha da diken diken olmasına neden oluyor.

Baby

Bir heykel sergisinden bu kadar etkileneceğimi asla düşünmemiştim ancak bu sergi önyargılı olmamam gerektiğinin en büyük kanıtıydı. Her esere dönüp dönüp bir daha bakmamız, eserlerin bizi kendine çektiğinin en büyük kanıtıydı. Bize girişte verilen broşürün de yardımıyla hem eserleri hem de sanatçıyı sizlere tanıtmaya, anlatmaya çalıştım. Umarım ilerleyen zamanlarda böyle sergilere tekrar katılma imkanı bulabilirim.

Editör: Sıla Yazıcı

--

--

İremsu Çakır
Yazı Rehberi

Genetik ve Biyomühendislik öğrencisiyim. Hayatımın her alanıyla alakalı yazılar paylaşıyorum.