Bir Geminin Yüreğinde Saklı Kalan Sırlar..

Titanik: Yürekleri Sarsan Dramın İzleri

Büyüleyici güzelliğiyle başlayıp acı bir destanla son bulan serüven..

Berfin Yeşilyurt
Yazı Rehberi

--

RMS Titanic

Titanik: Yürekleri Sarsan Dramın İzleri

1912 yılında ilk seferine çıkan ve dünyanın en büyük yolcu gemisi olarak lanse edilen Titanik, bir buz dağına çarparak batmış ve 1.514 kişinin ölümüne neden olmuştur.

Bu trajedi, tarihin en büyük deniz felaketlerinden biri olarak hafızalara kazınmıştır. Titanik’in batışı sadece bir gemi kazası değil, aynı zamanda bir dönemin sonu, bir kültürün çöküşü ve bir insanlık dramıdır.

Yazımızda Titanik’in hikayesini, mürettebatından yolcularına, kurtarma çabalarından ilginç gerçeklere kadar farklı yönleriyle ele alacağız.

Mürettebat

Titanik’in mürettebatı 892 kişiden oluşuyordu. Bunların altmış altısı kadındı. Mürettebatın büyük çoğunluğu geminin makinelerini çalıştırmak, yolculara hizmet etmek veya gemiyi yönetmekle görevliydi ve sadece yirmi üçü subay veya kaptandı.

Mürettebatın üyeleri farklı ülkelerden geliyordu. En çok temsil edilen ülke Birleşik Krallık’tı. Ayrıca Amerika, İrlanda, Fransa, Belçika, İtalya, İsveç, Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerden de mürettebat vardı.

Titanik’in batışında mürettebatın yüzde 76'sı hayatını kaybetti. Bu oran yolculara göre çok daha yüksekti çünkü mürettebatın çoğu gemiyi terk etmeyi reddetti veya filikalara binmesine izin verilmedi. Bazı mürettebat üyeleri ise yolculara yardım etmek için kendi canlarını tehlikeye attı.

Örneğin, orkestra üyeleri gemi batana kadar müzik çalmaya devam etti. Radyo operatörleri ise son ana kadar yardım çağrısı yapmaya çalıştı.

Titanik’in Denizle Kavuşması

Titanik’in ilk seferi 10 Nisan 1912'de Southampton’dan başladı. Gemi Cherbourg (Fransa) ve Queenstown (İrlanda) limanlarına da uğradıktan sonra New York’a doğru yola çıktı.

Geminin kaptanı Edward Smith idi. Gemiye binen yolcuların sayısı 2.435, bu yolculardan 325'i birinci sınıf, 285'i ikinci sınıf ve 710'u üçüncü sınıf yolculardı ve aralarında iş adamları, politikacılar, sanatçılar, sporcular, göçmenler ve turistler bulunuyordu.

14 Nisan 1912 Pazar günü Titanic, Kuzey Atlantik’te buzlu sularda seyrediyordu ve buz dağı uyarıları almıştı ancak kaptan Smith geminin hızını düşürmedi veya rotasını değiştirmedi.

Saat 23.40'ta geminin gözcüleri Frederick Fleet ve Reginald Lee, geminin önünde bir buz dağı fark etti ancak buz dağına çarpmaktan kaçınmak için çok geçti. Gemi buz dağına sağ tarafından çarptı ve gövdesinde büyük bir yarık oluştu. Geminin altı bölmesi suyla dolmaya başladı.

Kaptan Smith geminin batmakta olduğunu anladı ve filikaların hazırlanmasını emretti. Ayrıca radyo operatörleri Jack Phillips ve Harold Bride, yardım çağrısı yapmaya başladı ancak gemideki filikaların toplam kapasitesi 1.178 kişiydi. Bu da gemideki insanların yarısından azına yetiyordu.

Filikaların çoğu tam dolmadan indirildi. Bazı yolcular ise gemiden ayrılmak istemedi veya filikalara binmeye cesaret edemedi.

Gemi saat 02.20'de ikiye bölünerek denizin dibine göçtü ve battığında denizde yaklaşık 1.500 kişi vardı ancak su çok soğuktu ve hipotermi nedeniyle birçok kişi öldü.

Saat 04.10'da RMS Carpathia adlı bir gemi yardım çağrısına cevap vererek olay yerine geldi. Carpathia 705 kişiyi kurtardı ve New York’a götürdü.

İhtiras ve Kaderin Birleşimi: Jack ve Rose’un Hikayesi

Titanik’in batışı sadece bir tarihi olay değil, aynı zamanda bir popüler kültür fenomeni haline geldi. Bunun en büyük nedenlerinden biri 1997 yılında vizyona giren Titanik filmi oldu.

James Cameron’ın yönettiği film, Titanik’te tanışan ve aşık olan Jack Dawson (Leonardo DiCaprio) ve Rose DeWitt Bukater (Kate Winslet) adlı iki kurgusal karakterin hikayesini anlatır.

Film, Titanik’ in batışını gerçekçi bir şekilde canlandırırken, aynı zamanda izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkarır. Filmde Jack ve Rose’un aşkı, sınıf farklılıkları, aile baskısı, hayatta kalma mücadelesi ve fedakarlık gibi temalar işlenir.

Film, hem eleştirmenlerden hem de seyircilerden büyük beğeni topladı. Film on bir Oscar kazandı ve tüm zamanların en çok hasılat yapan filmleri arasına girdi.

Facianın Gecikmeyen İşareti: Titanik ve Buz Dağı

Titanik’in batışının en önemli nedenlerinden biri buz dağıdır. Titanik buz dağına çarptığında, geminin gövdesinde yaklaşık 90 metre uzunluğunda bir yarık oluştu.

Yarık, geminin altındaki su geçirmez bölmelerin altı tanesini etkiledi. Bu bölmelerin en fazla dördü su alabilirdi ancak altısı su aldığında gemi batmaya başladı.

Buz dağı, Titanik’in rotasının üzerindeki buzlu sularda oluşmuştu.

Buz dağlarının oluşumu, kutuplardaki buzulların parçalanmasıyla başlar. Buzullar denize doğru ilerlerken, bazen büyük parçalar kopar ve denize düşer. Bu parçalar buz dağı olarak adlandırılır. Buz dağlarının sadece yüzde onu suyun üstünde görünür, geri kalan kısım suyun altındadır.

Buz dağları deniz akıntılarıyla hareket ederler. Bazı buz dağları Atlantik Okyanusu’na doğru ilerlerken Kuzey Atlantik’teki sıcak su akımıyla karşılaşırlar.

Bu akım buz dağının suyun altında kalan kısmıydı. Bu yüzden gözcüler buz dağını çok geç fark ettiler ve gemiyi manevra yaptırmak için yeterli zamanları olmadı.

Titanik’in çarptığı buz dağı, batıştan sonra da bir süre daha denizde kaldı. Buz dağı, geminin batışından birkaç gün sonra RMS Oceanic adlı bir gemi tarafından bulundu. Dağın üzerinde kırmızı boya izleri vardı. Bu izler, Titanik’in gövdesinden gelmişti.

Buz dağı, Titanik’in son izini taşıyan sessiz bir tanık olarak tarihe geçti.

Kurtarma Çabaları ve İnsanlığın Özverisi

Titanik battığında, yakınlarında başka bir gemi yoktu. Ancak Titanik’in radyo operatörleri yardım çağrısı yapmaya başladılar. Bu çağrıyı alan gemilerden biri RMS Carpathia idi.

RMS Carpathia

Carpathia, Titanik’ten 93 kilometre uzaklıktaydı ve en yakın gemiydi. Carpathia kaptanı Arthur Rostron, hemen rotasını değiştirerek Titanik’e doğru ilerlemeye başladı. Ayrıca gemideki tüm ısıtıcıları kapattı ve buharın tamamını motorlara yönlendirdi. Böylece geminin hızını arttırdı.

Carpathia, Titanik’in batışından yaklaşık 4 saat sonra olay yerine ulaştı. Gemi, denizdeki filikalardaki hayatta kalanları tek tek toplamaya başladı. Kurtarma operasyonu yaklaşık 4 saat sürdü. 705 kişiyi kurtardı ve New York’a götürdü.

Titanik’te hayatta kalmak için mücadele eden insanlar arasında bazıları özverili davranışlar sergilediler. Örneğin, bazı erkek yolcular filikalara binmeyi reddederek kadın ve çocuklara öncelik tanıdılar. Bazı mürettebat üyeleri ise yolculara yardım etmek için kendi canlarını tehlikeye attılar. Bazı yolcular ise sevdiklerinden ayrılmayarak gemide kalmayı tercih ettiler.

Titanik’te yaşanan insanlık dramının en çarpıcı örneklerinden biri Ida ve Isidor Straus çiftinin hikayesidir. Straus çifti Amerikalı iş insanlarıydı ve Titanic’in birinci sınıf yolcularındandı.

Gemi batmaya başladığında Ida Straus filikaya binmeyi reddetti ve kocasından ayrılmadı.

Çift, geminin güvertesinde sarılıp bekledi ve birlikte denize gömüldü.

Titanik Hakkında İlginç Gerçekler

Titanik’in batışının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçti ancak Titanik hakkında hala bilinmeyen veya az bilinen pek çok ilginç gerçek var. İşte bunlardan bazılarını sizler için derledim;

  • Titanik’in yapım maliyeti 7,5 milyon dolardı. Bu bugünkü para birimiyle yaklaşık 200 milyon dolara denk gelir.
  • Titanik’te 20 bin şişe bira, 1.500 şişe şarap ve 8 bin sigara bulunuyordu
  • Titanik’te üçüncü sınıf yolcular için sadece iki banyo vardı.
  • Titanik’te birinci sınıf yolcular için bir squash kortu, bir yüzme havuzu ve bir spor salonu vardı.
  • Titanik’te birinci sınıf bir biletin fiyatı 4.350 dolardı. Bu bugünkü para birimiyle yaklaşık 120 bin dolara denk gelir.
  • Titanik’te bir köpek salonu, bir bahçe ve bir fotoğraf stüdyosu da vardı.
  • Titanik’te 12 hayvan yolcu vardı. Bunlar arasında köpekler, kediler, tavşanlar, kuşlar ve hatta bir timsah vardı.
  • Titanik’te kurtulan 705 kişiden sadece 306'sının cesedi bulundu. Cesetlerin çoğu denizin dibine battı veya hayvanlar tarafından yenildi.
  • Titanik’in batışından kurtulan en genç yolcu Elizabeth Gladys “Millvina” Dean idi. Dean, gemiye binerken sadece 2 aylıktı. Dean, 2009 yılında 97 yaşında ölene kadar hayatta kalan son Titanic yolcusuydu.
  • Titanik’in batışından kurtulan en yaşlı yolcu Ada E. “Granny” Smith idi. Smith, gemiye binerken 63 yaşındaydı. Smith, 1971 yılında 97 yaşında öldü.
Elizabeth Gladys “Millvina” Dean

Titanik: İnsanlık Tarihindeki Eşsiz Bir Anıt

Titanik’in batışı, insanlık tarihinin en trajik olaylarından biridir. Bu olay, hem tarihi hem de kültürel olarak büyük bir öneme sahiptir. Titanik, insanlığın hem başarısını hem de başarısızlığını simgeler.

Titanik’in batışı, aynı zamanda insanlığın belleğinde derin izler bırakmıştır. Titanik, pek çok kitaba, filme, şarkıya, oyuna, müzeye ve anıta ilham kaynağı olmuştur.

Titanik’in batışı, ayrıca denizcilik tarihinde de bir dönüm noktası olmuştur. Bu olay, deniz güvenliği ve kurtarma standartlarının geliştirilmesine yol açmıştır.

Titanik’in batışının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen bu olay hala insanları etkilemeye devam etmektedir. Titanik’in enkazı 1985 yılında Robert Ballard tarafından bulunmuştur. Enkaz, 3.800 metre derinlikte ve 15 kilometrelik bir alanda yayılmıştır ve bazı parçaları çıkarılıp sergilenmiştir ancak enkazın büyük bir kısmı denizin dibinde kalmıştır.

Robert Ballard

Titanik’in enkazı, zamanla doğal olarak bozulmaktadır. Deniz suyu, mikroorganizmalar, akıntılar ve insan müdahalesi enkazın yavaş yavaş yok olmasına neden olmaktadır.

Bazı uzmanlar enkazın 2030 yılına kadar kaybolacağını belirtir.

Titanik’in enkazı, sadece bir geminin değil, bir dönemin de kalıntısıdır. Titanik’in enkazı, hem tarihi hem de kültürel olarak korunması gereken bir mirastır. Titanik’in enkazı, hem acının hem de umudun sembolüdür. Titanik’in enkazı, insanlık tarihindeki eşsiz bir anıttır.

Titanik’in Batışında Kaptan’ın İhmali Var Mı?

Titanik’in batışı ile ilgili olarak, Kaptan Smith’in bir ihmalinin olup olmadığı hususu günümüze kadar tartışılan bir konu haline gelmiştir. Smith’in bu olaydaki ihmaller zincirine katkısı ile ilgili çok fazla iddia mevcuttur.

Kaptan tarafında bir zafiyet mevcut olsa bile aşağıdaki faktörlerde gözden kaçırılmamalıdır.

  • Titanik boyut olarak çok büyük bir gemidir, zamanına göre ciddi teknolojik üstünlüklere sahiptir, kompartımanlar arasında su geçirmez levhalar yerleştirilmiş ve batmaz gemi olarak lanse edilmiştir.
  • Özellikle Atlantik’te kritik mesajlar köprüye iletilememiştir.
  • Titanik’in imal edildiği çelik metallerin çok kırılgan olduğu görüşü de birçok uzman tarafından ifade edilmiştir.

Titanik‘in çarpmasından sonra, Kaptan Smith’in nasıl öldüğü de çok netliğe kavuşamamıştır. Ballard’a göre Titanik filminde de görüldüğü gibi, köprüye gittiği, son emri vermek için beklediği ve Atlantik’in buzlu sularında kaybolduğu söylenmektedir.

Başka bir iddiaya göre ise Kaptan silahını kafasına dayamış ve tetiği çekmiştir. Bu inanılması zor olayın ardından kurtulanlar, Kaptan John Smith’in gemi batmadan önce bir çocuğu filikalara kadar götürüp, geri dönerek kaptan köşkünde öldüğü söylenilmektedir.

Ocean Gate yazısında görüşmek üzere, yazmaktan hiç vazgeçmeyin.

Kaynakça

Bana Ulaş;

Yazı Rehberi’ni takip edip, ekibimize katılabileceğin diğer bağlantılar;

  • Yazı Rehberi Yayın’a Yazar Ol!

Medium Yazar Ol Başvuru Formu (google.com)

  • Discord’a katıl!
  • Yazı Rehberi Instagram;

Yazı Rehberi Yazarlık Tavsiyeleri (@yazirehberi) | Instagram

  • Yazı Rehberi Topluluk;

Yazı Rehberi Topluluk (@yazirehberitopluluk) | Instagram

Editör: Maia Mia

--

--

Berfin Yeşilyurt
Yazı Rehberi

kafamdaki idam sehpalarının hepsini yıkabildiğim gün, yeniden dirileceğim. - https://medium.com/yaz%C4%B1