Addie LaRue

Unutulmaya Yüz Tutmuş Bir Kadının Her Daim Hatırlanacak Hikâyesi: Addie LaRue’nin Görünmez Hayatı Üzerine

Gittiği hiçbir yerde bir göz kırpışından fazla hatırlanmıyor ama öyküsü anlatılmaya değer.

Cankut Değerli
Yazı Rehberi

--

Generated with AI

Herkese merhaba! 2024'e girerken kitap okuma süremi arttırma kararı aldım. Yıl sonuna kadar meyvelerini ne kadar toplayabileceğimi göreceğiz ama bir yerden başlamak lazım değil mi?

Bu noktada gerek yeni çıkan gerekse rafımda duran eski kitaplarımı keyifle okumaya niyetliyim.

Bugün sizlerle çıkışını bayağıdır beklediğim Addie LaRue’nun Görünmez Hayatı üzerine konuşmak istiyorum.

Kitaba geçmeden önce yazarımız V. E. Schwab’tan biraz bahsedelim.

Asıl adı Victoria Elizabeth Scwab, hatta genç yetişkin kitaplarının kapaklarında Victoria Schwab yazıyor ama yetişkin kurgularında V. E. Schwab olarak görebilirsiniz. Anladığım kadarıyla bir tür pazarlama taktiği.

7 Temmuz 1987 yılında Kaliforniya’da doğdu. Özellikle fantastik, bilim kurgu ve genç yetişkin alanlarında eserler veriyor. Vahşi, Sihrin Tonları, Arşiv gibi farklı serileri Pegasus Yayınları tarafından dilimize kazandırılmış durumda. Ben bunu yazdığım esnada Vahşi, daha doğrusu Kötüler (Villains) serisinin devam kitabının Türkçe olarak çıkışını bekliyoruz. Son olarak Vahşi’nin yazarın en beğendiğim kitabı olduğunu söyleyeyim.

Addie LaRue’ya gelelim.

Schwab bize bu kitapta yüzyıllara meydan okuyan bir yaşam öyküsü anlatıyor desem sanırım hiç de yanlış olmayacaktır. Adeline LaRue 1700'lü yılların Fransa’sında yaşayan genç bir kızdır. 1714 yılında çaresizlik sonucunda yaptığı bir anlaşma onu hayatından edene kadar…

Aslında Addie sıradan bir kız. Çizim yapmayı, babasıyla pazara gitmeyi ve dünyayı keşfetmeyi çok seviyor. Gerçi sıradan dediğime bakmayın, annesi onun evlenip itaatkâr bir kız olmasını istiyor ancak Adeline pek de öyle biri değil.

Adeline kendisi için düşlediği erkek arkadaş figürünü sürekli defterine çiziyor. Siyah saçlı ve yeşil gözlü bu adamla sevgili olduğunu düşlüyor. Ancak bir gün gerçekler gelip yüzüne çarpıyor ve istemediği biriyle evlenmek zorunda bırakılıyor.

Adeline, bu evliliği istemiyor ve bunun için her şeyi yapmaya tamamen hazır. Ormana gidiyor ve eski tanrılara dualar ediyor, ona gün battıktan sonra cevap veren tanrılara dua etmemesi öğütlenmişken üstelik.

Ona cevap veriliyor.

Kendisine cevap veren tanrıyla bir anlaşma yapıyor genç Adeline LaRue, üstelik bu adam tam da çizdiği gibi çıkıyor karşısına. Yaptığı anlaşma gereği onu kimse hatırlamayacak, asla bir yere ait olamayacak ve neredeyse kendisiyle ilgili hiçbir iz bırakamayacak.

Bu gerçekleri tecrübe ederek kavrayan Addie eski hayatını terk ediyor ve kimsenin onu bilmediği ve asla bilmeyeceği bir dünyada yaşam mücadelesi vermeye başlıyor. Ta ki 2014 yılına dek…

Girdiği kitapçıda kendisini hatırlayan bir adamla tanışıyor ve macera bu şekilde başlıyor.

Yukarıda anlattığım kısımlar spoiler sayılmaz, zaten işler asıl bu noktadan sonra değişmeye başlıyor.

Sayfalar ilerledikçe biz Addie’nin hem bugününü hem de geçmişini okuyoruz.

Addie oradan oraya yaprak gibi savrulurken onu bilen tek kişi sonraları Luc olarak hitap edeceği Karanlık ki onun da pek dost canlısı olduğunu söyleyemeyiz.

Bu kitap, bir aşk hikâyesi ama aynı zamanda hayatla ilgili çok derin sorular da soruyor. Dünyada nasıl var olabiliriz? Bıraktığımız izler olmadan nasıl yaşarız ya da yaşayabilir miyiz?

Addie zamanla lanetinin sınırlarını keşfediyor ve hayatı buna göre yaşamaya başlarken okurlar olarak biz de bunlar gibi pek çok soruya kendimizce cevaplar bulmaya çalışıyoruz.

Bu kitap bir anlam arayışının öyküsü. Yaşam tecrübemiz ve kendimiz olma cesareti üzerine düşünüyoruz. En azından okurken ben bunları hissettim.

“Kendimiz ve diğer insanlar bizi nasıl görür?” sorusu da bu kitabın sorularından biri. Spoiler alanına girmese bu konuda da konuşmak isterdim.

https://linktr.ee/yazirehberi

Sonuç olarak gerçekten keyifli, melankolik anlatısı “Ben, Kirke” kitabını anımsatan bir eser var karşımızda. Ben okurken çok keyif aldım, kitap aktı gitti üç dört gün içinde. Dili hafif olmakla birlikte çeviride de sıkıntılı bir durum çarpmadı gözüme, mecazi anlamda. :)

Bu kitap insanın hayallerini, umutlarını, onların karanlık taraflarını ve en önemlisi ne olursa olsun yaşamaya devam etmeyi anlattı bana. Dilerim sizler de bu kitabı okur ve benim aldığım keyfi alırsınız. Görüşlerinizi belirtmek isterseniz yorumlarda buluşalım. 😉

Kendinize cici bakın kahramanlar.

Editör: sıla

--

--