Usta Yazarlardan Yazma Alışkanlıkları Hakkında
Yazı yazmak hepimizin severek yaptığı bir iş/aktivite olsa da bazen tıkandığımız, yola devam edemeyeceğimizi hissettiğimiz anlar olur. Peki, bir sürü kitap bastırmış, çok satan romanlara sahip usta yazarlar nasıl oluyor da hiç pes etmeden yola devam edebiliyorlar?
Eminim bu soru birçoğunuzun aklına gelmiştir. Hadi gelin beraber bu soruya cevap arayalım!
Yazmayı hepimiz çok seviyoruz, burada olma nedenimiz de o. Buna rağmen bazen “Yazmaya vakit ayıramıyorum”, “İlham perilerim beni terk etti”, “çok istiyorum ama bir türlü olmuyor”, “Motivasyonumu kaybettim.” gibi bahanelere sığınarak kağıt ve kalemimizi terk ediyoruz.
Elbette zaman zaman benim de herkes gibi pes ettiğim, başaramayacağımı hissettiğim zamanlar oldu.
“Ben o yazarlar gibi olamam, hiç güzel yazamıyorum.”
diye düşündüğüm zamanlar da oldu ancak göz ardı ettiğim bir şey vardı. Tanıdığımız tüm o meşhur yazarlar da oldukları noktaya kolay gelmediler. Kimsenin elinde bir anda müthiş bir kurgunun sayfalarına yerleştiği kitabı çıkarak sihirli bir değnek yok. Ben de merak ettim ve imrenerek baktığımız yazarlar ne yapıyorlar da ortaya böyle güzel şeyler çıkıyor diye araştırdım.
Çok tanınmış bir yazar olan Khaled Hosseini ile başlayalım. Bilmeyenler için, Uçurtma Avcısı, Bin Muhteşem Güneş gibi meşhur eserlerin yazarıdır kendisi.
Beğenseniz de beğenmeseniz de yazmalısınız.
İlk taslağı yazmanın çok zor ve zahmetli olduğunu düşünen yazar, ‘’Benim için yazmak büyük ölçüde yeniden yazmaktır.’’ diyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor:
Bir yazar olmak için gerçekten yazmanız gerekiyor, her gün isteseniz de istemeseniz de yazmalısınız.
Bahsedeceğimiz bir diğer yazar Maya Angelou, yazı yazmak için bir otel odası tutar ve her sabah saat 6.30'da oraya gidermiş. Büyükannesinden öğrendiği büyük akıl (derin düşünceler) ve küçük akıl (meşgul edici ufak etkinlikler) kavramları yüzünden küçük aklını meşgul edecek kağıt oyunları, bilmeceler gibi işlerle oyalanırmış. Böylece büyük aklının kurgularını düşünmesini sağlarmış. Öğlen eve döner, öğleden sonra da sabah yazdıklarını okuyup düzenlermiş.
Zor yazılan, kolay okunur.
Bu cümleyle de aslında bir yazı üstünden uğraşmanın, emek vermenin ve düzenleme yapmanın öneminden bahseder.
Rus Klasikleri sayesinde tanıdığımız Lev Tolstoy ve Fyodor Dostoyevski birbirine zıt bir yazma alışkanlığına sahiplermiş. Tolstoy sabah erkenden kalkıp gündüzleri yazı yazarken, Dostoyevski geceleri yazmayı tercih edermiş.
Jodi Picoult son yedi kitabı New York Times’ın en çok satanlarında birinci olan birisi. Yazar tıkanıklığına inanmayan birisi.
Her gün iyi yazamayabilirsiniz ancak kötü bir sayfayı her zaman düzenleyebilirsiniz. Boş bir sayfayı ise düzenleyemezsiniz.
Nathan Englander ödüllü kısa öykü yazarı. Yazma rutini için ilk yaptığı şey dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırmak, başta telefon olmak üzere. Buna katılıyorum çünkü bazen gelen bir mesaj ya da kimi zaman dinlediğiniz sözlü müzik dikkatinizi dağıtabilir, yazmanız gereken şeyi unutmanıza neden olabilir.
Karen Russell, yazdığı ilk ve tek kitap Pultizer Ödülü’nde finale kalan bir yazar. Dikkat dağınıklığı problemiyle başa çıkmaya çalışarak yazı yazarken önemli olan şeyin yazmayı birkaç saat devam ettirmek olduğunu keşfettiğini söylüyor.
… şu bir gerçek ki yazdığınız ilk taslağınızın yüzde 90'ını atmak zorunda kalacağınız gerçeğini kabullenirseniz, o zaman rahatlayabileceğiniz ve hatta neredeyse “kötü yazmaktan” keyif bile alacağınızı düşünüyorum.
Barbara Kingslover, Pultizer Ödülü Adayı, New York Times’ın en çok satanlarına 9 kitabı dahil olmuş bir yazar. Sabah daha güneş doğmadan kalkıp masasının başına geçerek yazmaya başlıyormuş. Sabah kalktığında kafası kelimelerle çok dolu olduğu için bunu yapıyormuş.
Atacağımı bildiğim birçok yazı yazıyorum. Bu sadece sürecin bir parçası. Birinci sayfaya geçmeden önce yüzlerce sayfa yazmam gerekiyor.
Ayşe Kulin, herkes uyurken kendisinin yazdığını söyler. Her sabah saat 6'da kalkıp yazı yazarmış. Bununla beraber bulduğu her fırsatta, hatta yolculuk esnasında da yazmayı sürdürürmüş.
İlham perim yok. Hayatın içinde yaşayadururken tanık olduğum veya merak ettiğim tarihi olaylar beni romanların konusuna götürür.
Belki usta bir yazar değilim ancak senelerdir yazı yazmayı seven, bir sürü hikaye ve kendi çapında roman yazmış biri olarak ben de kendi deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kurgularımı ve hikaye fikirlerimi genelde yolculuk yaparken -özellikle de herhangi bir manzara izleyebileceğim bir yolculukta- şekillendiririm. Yaz aylarında bahçeye çıkar, bir bardak çayımı yanıma alır ve gözlerimi kapatarak etraftaki seslere kulak kesilirim bir süre. Yeterli olduğunu hissettiğimde gözlerimi açar kısa bir süre de manzarayı izledikten sonra yazmaya koyulurum.
Yazma alışkanlıklarını okuduğum hemen hemen tüm yazarlarda ortak bir yan vardı; her günlerinin bir parçasını mutlaka yazmaya ayırıyorlardı. Kimisi sabah erkenden kalkıp masa başına geçerek saatlerce kendini yazı yazmaya veriyor, kimisi geceleri uykusuz bir şekilde yazısını ilerletmeye çalışıyordu ancak hepsi her gün mutlaka bir parça yazı yazıyordu.
Eğer bu noktada her gün yazı yazma alışkanlığını edinmekte zorlanıyorsanız, tek başına değilsiniz demektir. Discord sunucumuza gelerek Kasım Yazma Ayı boyunca her gün bizimle yazı yazarak kendine bir rutin oluşturabilirsiniz. Gündelik yazma alışkanlığı kazanma konusunda ben de henüz bir istikrar sağlamış değilim ancak Yazı Rehberi ile beraber ben de bunu başaracağım.
Bu yazıyı 45 milyon satan Charlotte’un Sevgi Ağı romanının yazarı E. B. White’ın çok beğendiğim bir alıntısı ile sonlandırmak istiyorum.
Çalışmak için ideal koşulları bekleyen bir yazar, kağıda bir kelime bile koymadan ölür.
İdeal koşulları ve yazınızın mükemmel olmasını beklemeyin yoksa bu bekleyişin sonu gelmeyebilir. Hemen şimdi kalemi elinize alıp yazmaya ne dersiniz?
Kaynaklar
11 Yazarın Yazmada Günlük Rutinleri (sesdergisi.ca)
Ünlü Yazarların Yazma Alışkanlıkları (wannart.com)
Ünlü Kalemler Kitaplarını Nasıl Yazıyor? — Yaratıcı Yazarlık (yaraticiyazarlik.net)
