Yanlış Yol

Zera
Yazı Rehberi
Published in
2 min readApr 2, 2023

Gecenin karanlığında sokak lambasının tam altındayım. Lamba kırık sokaktaki diğer lambalar gibi. Gece soğuk değil ama ben ince giyinmişim. Ruhumu ve birkaç duyguyu yanıma almışım. Ay gökyüzünde parlıyor ancak ben göremiyorum. Karanlık üzerime bir sigara kokusu gibi siniyor.

Yürüyorum. Her yerden çığlık sesleri yükseliyor. Benim için sıradanlaşan çığlıkların arasından geçiyorum. Gece bitmek bilmiyor. Güneş batalı çok olmadı gibi geliyor oysa saat üçü geçmiş. Geceye alışamamışım gibiyim ancak aynı zamanda gecenin bir parçasıymışım gibi. Aklım darmadağın.

Yürüyorum. Çığlık sesleri daha hüzünlü bir hal almaya başlıyor. Karanlık daha ışıksız daha acı olabilirmiş gibi gittikçe koyulaşıyor. Kendimi göremez gibiyim. Gece benmişim gibi sanki güneşten kaçarmışım gibi. Batıya doğru gidiyorum.

Karanlığın taşıyıcısı gibiyim. Adımlarımla ilerliyoruz, kanımın her damlasıyla kaçıyoruz. Omuzlarımda korku, ellerimde göremediğim yaralar, kulağımda acı dolu çığlıklar… Dayanamıyorum… koşmak geliyor içimden. Delicesine koşmak istiyorum. Üstümdeki her şey fazla ağır geliyor.

Duygularımı atmak istiyorum. Duygularımı atıyorum.

Cebimde sadece hüzün, artık koşabiliyorum. Gözümden akan yaşlar ardımda bir yağmur gibi kalıyor. Nefessiz kalıyorum. Nefes alamıyorum ama koşuyorum. Bütün ruhumu somururcasına bütün enerjimi harcarmışçasına kendimi paralıyorum.

Yanıyorum. Bir ateş nasıl yanarsa öyle yanıyorum ancak ışık yok, sadece acı. Yığılıyorum yere. Soğuk zemin beni içine çekmek ister gibi. Nefessiz geçen birkaç dakikadan sonra nefesi tadıyorum. Koşacak mecalim yok. Kulaklarımı kapayacak mecalim yok. Yaralarımı saracak mecalim yok. Her şey bitmiş, her şey tükenmiş. Oysa karanlık sonsuzmuşçasına sarıyor beni.

Geçen saatler miydi yoksa günler mi bilmiyorum. Çığlıklar sessiz ve derinden geliyor. Elimdeki yaralar kabuk bağlamış gibi. Kabullenmek kaçmaktan daha kolay hissettiriyor. Üstümde korku kalmamış ancak gerçekler yavaş yavaş kalbime işlemiş. Kaçtığım acılar sandığımdan farklıymış. Acıtmıyor diyemem. İliklerime kadar işledi ama nefes alabiliyorum. Hala güneşi bekleyebilirmişim gibi. Hala yürüyebilirmişim gibi…

Kalktım, yürüyorum doğuya doğru. Eski hızım ya da eski kararlılığım yok. Bir ruhum var yanımda bir de hüzün. Yolda bıraktığım duyguları arıyor gözüm. Onlar beni buluyor. Bazıları yarım bazıları eksik arayacak gücüm yok.

Yürüyorum, saat ilerliyor ve ben hala yürüyorum. Ne söyleyecek sözüm kaldı ne çığlıkları dinleyecek mecalim. Yola çıktığım sokak lambasının altındayım şimdi. Bedenim eskisinden daha güçsüz ancak daha güçlüyüm artık.

İlerleyemem ama bekleyebilirim. Acıları yok edemem ama kabul edebilirim.

Bekliyorum. Kaç dakika var güneşin doğmasına, ben ne kadar dayanırım bilmiyorum. Kırık lambanın altında, bir ruhum var yanımda ve bir de birkaç kırık dökük duygularım.

Güneşi bekliyorum karanlığın içinde.

Zamansızım. Sadece bekliyorum her gece beklediğim gibi güneşi bekliyorum. Hiç göremediğim güneşi bekliyorum sanki görebilirmişim gibi…

--

--