Yapay Zeka ve Sanat: Ressamlığın Sonu Mu Geldi?

Fırat Şeker
Yazı Rehberi
Published in
6 min readOct 15, 2022
Photo by Anna Kolosyuk on Unsplash

Sizce gelecekte bir gün, sanat sergilerinde insan elinden çıkma olmayan eserler de olacak mı? Bir gün, Rubens’in ve Rembrandt’ın eserlerinin yanında yapay zeka üretimi eserler de görecek miyiz? Sadece yapay zeka eserlerine yönelik sergiler peki? Bu fikirler sizi biraz rahatsız etti mi?

Son birkaç yılda yapay zeka (YZ) alanında yaşanan ilerlemeler gerçekten de nefes kesici. Ancak özellikle bir gelişme bazı insanları, özellikle işi resim olanları, çok endişelendiriyor: Yapay zeka destekli görsel oluşturma.

Kimisi ücretli kimisi ise ücretsiz olan, DALL-E, Midjourney, ve Nightcafe gibi çeşit çeşit YZ görsel oluşturma programı, insanlara düşünebilecekleri her şeyin görselini saniyeler içinde oluşturma imkanı sunuyor. Metinden görsele (text to image) yöntemini kullanan programlar ile yılların eğitimini gerektirecek düzeyde görselleri oluşturmak için sadece birkaç anahtar kelimeye ihtiyacınız var.

Ne kadar iyi olabileceklerini görmek için gelin birkaç örneğe bakalım.

Bu gördüğünüz görseli Nightcafe programını kullanarak ben oluşturdum. Kafamda sadece bir manzara resmi oluşturmak vardı ve eh, programın girdiğim anahtar kelimelerle bunu oldukça iyi bir şekilde başardığını düşünüyorum. Resim eğitimi olmayan ben bile bu göze hoş gelen görseli 1 dakikadan kısa bir sürede oluşturabildim.

İşin ilginç tarafıysa, bu eserden dünyada başka yok. Yepyeni ve kendine has bir eser.

Aşağıda da bir profesyonelin ürettiği görsel var:

Christen Bach’ın “Entering The Data Core” isimli görsel romanından.

Buradaki görsel roman parçası Midjourney isimli YZ programı kullanılarak oluşturuldu. Aslında, Christen bu projesindeki görsellerin hepsini Midjourney kullanarak oluşturdu. Devamını buradan inceleyebilirsiniz. Daha da fazlasını görmek içinse internette kısa bir arama yapmanız yeterli.

Şu an kafanızdan geçen sorulardan biri şu olmalı: Gerçekten de birilerinin iş için bir şey çizmesine gerek kaldı mı?

İşte bu soru bütün bu endişenin kaynağı. YZ programları, işi resim sanatı üretmek olan insanlar için işlerini kaybetme riski oluşturuyor olabilir. İnsanların elinin altında böyle bir iki dakikada fabrika gibi görsel üretebilen bir alet varken kim yavaş, yorulan ve para isteyen bir çizere ihtiyaç duysun ki? Evet, şu anda görselleri tam olarak istenildiği detay düzeyine getirmek zor olabilir ama gelecekte bu teknolojinin ne kadar gelişebileceğini kim bilebilir? Birkaç sene içinde, şu andaki kusurlarının üstesinden gelmiş yeni yapay zekalar istenilen görselleri mükemmele yakın düzeyde verebilecek hâle gelebilir.

Ama bu eserler gerçekten de sanat sayılır mı?

Benim kendi standartlarıma göre (estetik felsefesi ya da sanat eleştirmenliği konusunda uzmanlığım yok) YZ ile üretilen eserler bazı standartları karşılarken bazılarını karşılamıyor.

Öncelikle YZ üretimi resimlerin de bir çizerin elinden çıkmış kadar estetik olabileceği gerçeğini kabullenmek gerekli. Göze hitap edebilecekleri ve kendi içlerinde tutarlı bir eser ortaya koyabilecekleri bir gerçek. Bu programlarla gerçekten de “güzel” diyebileceğimiz, bakarken keyif aldığımız eserler çıkarmak mümkün.

Herhangi bir sanat eserini değerlendirirken, eserin yansıttığı duyguları ve eseri üreten kişinin fikir dünyasını da değerlendiririz. Bu eserlerden duygu alabilmek bence mümkün. İkincisine gelirsek; bazı eserler yalnızca üreten kişinin fikirlerinin muntazamlığı sayesinde değerli olur, yeterince derinine baktığımızda gördüğümüz zeka pırıltıları bizi hayrete düşürür ve haz almamızı sağlar. Yani aslında sanatçının mesaj iletirken veya eserdeki detaylara akıl katarken kullandığı zekasını takdir ederiz. Her sanat eseri için bu kriterler geçerlidir ve YZ sanatında bunu da görmek mümkün.

Bu düşünceler bazı insanları rahatsız ediyor. Kimilerine göre üretilen bu eserler, kesinlikle sanat olarak kabul edilemez çünkü içlerinde işçilik yok. Bir sanat eserini incelerken bu eserdeki işçiliği ve emeği de takdir ederiz. Yapay zeka sanatında işçilik yok mu? Birkaç anahtar kelime girip istediğiniz sonucu alana kadar binlerce görsel üretmeye işçilik derseniz evet var ancak bunun dışında olduğunu söylemek çok güç.

Bu tür bir sanatın elle yapılan eserlerden bu sebeple her zaman daha geride kalacağını kabul etmek gerek.

Peki yaratıcılık? Yaratıcılığa dair bir yorum yapabilmek için önce bu programların nasıl çalıştığını anlamamız lazım.

Bu sanat kimin sanatı?

Çıkan görseller, programı kullanan kişinin mi yoksa programın kendisinin mi? Yoksa programa görsel üretmeyi öğretirken yedirilen eğitim görsellerini üreten kişilerin mi? Bir yapay zeka algoritması, yeni sonuçlar üretebilmek için elindeki veriden bir nevi beslenerek neyin iyi ve neyin kötü sonuçlar vereceğini istatistiksel olarak “öğrenir”. Makine öğrenmesi dediğimiz alan kabaca bu prensibe dayanıyor. Basitçe, kodunuzu yazdıktan sonra eğitim verisini koda yedirirsiniz ve ona neyin istendiğine dair rehberlik edersiniz. Yapay zeka da bu bilgileri kullanarak belli örüntüler oluşturur ve çıktılar sunar. Yüz tanıma uygulamaları da bu yazının konusu olan “sanat” üretme de aynı bu mantıkla çalışıyor.

Örneğin, yukarıda kendi oluşturduğum resimde anahtar kelimelerden birisi “Bob Ross”tu. Bu görsel bana mı ait, programa mı, yoksa Bob Ross’a mı? Bob Ross’un stilini hissetmek bana kalırsa hiç de zor değil, özellikle dağlarda. Bunun emek hırsızlığı olduğunu ortaya atanlar ve bu programların telif hakları çerçevesinde kullanılması gerektiğini savunanlar var. Buna karşıt olarak başka birisi, bütün sanat stillerinin başkalarından ve doğadan öğrenilmiş ve esinlenilmiş olduğunu bu yüzden de bu programların yaptığının insanların yaptığından çok da farklı olmadığını savunabilir.

Bu bağlamda yaratıcılığı değerlendirirsek, YZ programlarında yaratıcılık başkalarının stillerine ve rastgeleliğe dayanıyor. Kökende, insanların yaratıcılığı gibi değiller. Yani bu programlar kendi kendilerine stil üretebiliyor mu, uzman olmasam da bunu pek sanmıyorum. Ellerinde olan veri havuzu doğrultusunda çıktı verebildiklerinden YZ’ler için yoktan yeni bir stil var etmek problematik olacaktır. Düşünceme göre, insan üretimi orijinal stillerde eserler ise yaratıcılık bakımından daima takdir edilecektir. Yine de bu programların ürettiklerinin de önceden var olmayan özgün eserler olduğunu unutmamak gerekir. Bu açıdan yine de yaratıcı sayılabilirler.

Hepsini toplamak gerekirse, YZ ile üretilen görsellerin sanatsal değerleri var mı? Bana kalırsa bazı kriterleri karşılamasalar da evet var.

Yapay zeka ressamlığı bitirecek mi?

Önce yazının başında değindiğim konuya gelirsek: Müzelerde ve sergilerde YZ ile üretilmiş sanat eserleri sergilenir mi sizce?

Sanatçı: Kerem Ozan Bayraktar

Geçen haftalarda gittiğim ve 17.’si yapılan çağdaş sanat sergisi Contemporary Istanbul’da çektiğim bu fotoğraf, tamamen yapay zeka kullanılarak üretilmiş resimlerden oluşan bir tabloyu gösteriyor. Görünen o ki çoktan bu yeni teknolojiye kucak açılmış.

Gelecekte bu teknolojilerin bizi nereye götüreceğini hep beraber göreceğiz. Ancak şu kesin ki, resim çizmek ve YZ programı ile sanat oluşturmak birbirinden çok farklı tecrübeler. Resim çizerken kendi iç dünyanızı kalem, fırça ve boya (veya çizim tableti) kullanarak bir düzleme aktarmaya çalışıyor, hatalarınızı düzeltiyor ve yaratıcı süreçte birebir bulunuyorsunuz. Fakat YZ programı kullanırken bu yaratıcı süreçte aldığınız rol yalnızca kelime girmek ve ayar yapmaktan ibaret. Elbette anahtar kelimeleri girip ne çıkacağını beklemek heyecanlı olabilir fakat bu şekilde sanat yapmak insanın iç dünyasını dışa vurduğu çizim eylemi gibi ruhu ateşleyen bir süreçten çok istenilen alınana kadar bir tuşa tekrar tekrar tıklamayı ve anahtar kelimelerle oynamayı gerektiren soğuk ve yüzeysel bir süreç.

Nihayetinde, bu programlar birer araç. Sanatçılara yardımcı olmak ve bazen de ilham vermek için kullanılabilirler. Gelecekte kusursuz eserler çıkarmaya başlarlarsa ciddi olarak resim sektörü için devrim niteliği taşıyabilirler ve bunun ne getireceğini tahmin etmek güç. Şu anki haliyle zor olsa da gelecekte bazı sanatçıların gerçekten de işini elinden alacak ve kimilerinin de önünü açacak gibi duruyor. Her toplumsal gelişmede olduğu gibi bu teknolojiye de sadece iyi uyum sağlayanlar yükselecektir.

İyi yanından bakarsak, resim eseri üretebilmeyi herkesin eline sunmak sanatsal özgürlük için harika olabilir. Dünyadaki milyonlarca insanın üretebileceği yeni görsellere ve hayal gücünün çeşitliliğine kucak açmış olacağız.

--

--

Fırat Şeker
Yazı Rehberi

Psikoloji, felsefe, bilim, sanat ve insan. KHAS - Psikoloji yüksek lisans öğrencisi. https://www.moralintuitionslab.com/ 'da Lab Manager.