Film Önerileri

Yazar Olmak İsteyenlerin İzlemesi Gereken 5 Film

İlhamlanmak için okumaya devam edin!

Sıla Yazıcı
Yazı Rehberi

--

Photo by Nick Morrison on Unsplash

Yazar olmak; hayal gücünün sınırlarını zorlamak, kelimelerle dünyalar yaratmak ve kalplere dokunmak demektir. Ancak yazar olmanın gizemli evrenine açılan kapılar, her zaman kendiliğinden aralanmaz. Bu zorlu ve bir o kadar da büyüleyici yolculuğa adım atmak isteyenler için ilham kaynağı olacak filmler arıyorsanız, doğru yerdesiniz! Bu yazıda, yazarlık tutkunuzu alevlendirecek ve yazarlığı benimsetecek 5 film önerisi bulacaksınız.

Barton Fink

Hollywood’un göz alıcı ışıkları altında kaybolan bir oyun yazarının hikâyesini anlatan Barton Fink, Coen Kardeşler’in ustalıklı dokunuşlarıyla izleyiciyi ekrana kitleyen bir kara komedidir. Film; 1991 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin de sahibidir.

New York’un boğucu atmosferinden Hollywood’un renkli dünyasına adım atan Barton Fink, bir anda büyük bir film stüdyosu için senaryo yazma şansı yakalar fakat ilham perisi onu terk etmiştir. Otel odasında sıkışıp kalmıştır ve yazma becerilerini sorgulamaya başlamıştır. Beklentilerin ağırlığı altında ezilen Fink, tuhaf karakterler ve beklenmedik olaylarla dolu bir girdaba sürüklenir.

Yazarlık tutkusunu ve yaratıcı krizin sancılarını etkileyici bir şekilde anlatan Barton Fink, bizlere yazar olmanın zorlukları ve gerçek bir sanatçı olmanın anlamı hakkında derin düşünceler sunar.

The Words (Çalıntı Hayat)

Düşündürücü bir film olan The Words (Çalıntı Hayat), Brian Klugman ve Lee Sternthal’ın yönetmenliğiyle bizlere edebiyat dünyasında başarıyı yakalamak için ne kadar ileri gidilebileceğini sorgulatır.

Rory Jansen, her zaman bir yazar olmak istemiştir. Yıllarca uğraşmasına rağmen bir türlü istediğini elde edememiştir ancak bir gün eski bir bavulda gizemli bir el yazması bulur. Hayatını değiştirecek fırsatı ona sunacak olan el yazmasını okuduktan sonra kendi adıyla yayımlamaya karar verir. İşler beklediğinden de iyiye giderek kısa sürede büyük bir başarı yakalar. Tüm yaşananlara rağmen bu başarının arkasında karanlık bir sır yatar.

Yaşlı bir adam, Rory’ye gerçeği anlatmak için ortaya çıkar ve Rory’nin çalıntı hayatı yavaş yavaş çözülmeye başlar.

Ghost Writer (Hayalet Yazar)

“Hayalet Yazar” adlı kitaptan uyarlanan Ghost Writer (Hayalet Yazar) filmi politik bir gerilimin perde arkasındaki gizemi anlatmaktadır. Siyasetin karanlık sırları ve gerilimin doruklarda olduğu bir atmosferde, bir yazarın yaşadığı heyecan dolu anları sunan bu film 2010'da yayınlanmıştır.

Film; eski bir İngiliz Başbakanı’nın anılarını yazması için Adam Lang adında bir hayalet yazar tutmasıyla başlar. Anılar için araştırmalar yapan Lang, çalışmalarını devam ettirirken kısa süre içinde kendini siyasi entrikaların ve ölümcül bir komplonun ortasında bulur.

https://linktr.ee/yazirehberi

Midnight in Paris (Paris’te Gece Yarısı)

Woody Allen’ın usta kaleminden, edebiyat tutkunlarına ve yazar adaylarına bir ziyafet olan Midnight in Paris (Paris’te Gece Yarısı) filmi, 1920'lerin bohem sanat dünyasını yansıtır.

Gil Pender, günümüz Paris’inde tatil yaparken bir yandan da yazarlık kariyerinde çıkmaza girmiş bir Hollywood senaristidir. Nişanlısı Inez ile Paris’in büyüleyici sokaklarında dolaşırken her gece yarısı gizemli bir şekilde 1920'lere ışınlanır. O sırada dönemin ünlü yazarları, sanatçıları ve düşünürleriyle tanışır: F. Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway, Gertrude Stein ve Salvador Dalí gibi isimler, Gil’e ilham perisi olur.

Böylece Gil Pender geçmişe özlem duyar ve modern yaşamın monotonluğundan kurtulmak ister. Kısacası bu film yazarımızın tatminsizliklerini ve arzularını keşfetmesini sağlarken izleyiciye yaratıcı süreçlerin iniş çıkışlarını ve bir sanatçının ruh hâlini anlama fırsatı da sunar.

The Hours (Saatler)

Michael Cunningham’ın romanından uyarlanmış olan Saatler (The Hours) filmi, üç kadının hayatlarını, zaman ve mekân ötesinde birbirine bağlayan güçlü bir hikâyedir. Ayrıca Oscar Ödülleri’nde 9 dalda aday gösterilmiştir.

Film; 1920'lerde Londra’da yaşayan ve “Mrs. Dalloway”i yazmakta olan Virginia Woolf , 1950'lerde Los Angeles’ta yaşayan ve romanı okurken kendi hayatını sorgulayan ev hanımı Laura Brown ve 2001 yılında New York’ta yaşayan, yakın bir arkadaşının ağır hastalığıyla mücadele eden editör Clarissa Vaughan olmak üzere üç kadının öyküsüyle bizi baş başa bırakıyor.

“The Hours”, kadınların içsel dünyalarını ve duygusal mücadelelerini derinlemesine ele alırken edebiyatın insan hayatını nasıl şekillendirdiğini ve ilham verdiğini de gözler önüne seriyor.

Editör: Sinem Karakuş

--

--