Yazarlıkta Hibrit Düşünce Modeli: Okuduğumuz O Şaheserleri Oluşturan Yaklaşım

Yazarlığa en yakışan ve pek çok eserin doğmasının ardında yatan düşünce modeli: hibrit düşünme modeli.

Zeynep Karatay
Yazı Rehberi
6 min readJul 24, 2023

--

Hemen hemen her yeni doğan gün yeni kavramlar, teoriler veya öğretilerle karşı karşıya kalıyoruz. Bilim ve teknoloji geliştikçe araştırmalar ve incelemeler arttıkça yeni gündemde yeni, ilginç birçok olgu ile karşılaşacağız da. Ama biz bu yazıda, gündemde kendine yeni yeni yer edinen lakin insanların yüzyıllar öncesinde bile sahip olup muhtemelen farkında bile olmadıkları bir yaklaşımdan bahsedeceğiz.

Hibrit kavramı ve hibrit düşünme…

Yazımızda hibrit kavramına ve hibrit yaklaşıma sıkmadan ve darlamadan değinip daha sonra ana konumuz olan “yazarlıkta hibrit düşünme modeli” üzerine birkaç kelime söyleyeceğiz.

Öncelikle hibrit kavramının ne olduğunu öğrenelim. Hibrit kavramı, iki farklı düşüncenin bir araya gelerek yeni bir düşünce, yeni bir sinerji oluşturmasıdır. Yani insan, iki farklı şeyi bir araya getirerek yeni bir şey oluşturur ve bu oluşturduğu şey ile yeni bir anlam, imaj veya olgu ortaya atar. Bu, hibrit düşünce yaklaşımının ürettiği bir olgudur. Gündelik hayat, bilim, sanat, insan, düşünce veya herhangi bir eylem… Hangi alanda olursa olsun, hibrit düşünme modeli ile üretilen pek çok şey hayatımıza pek çok yenilikler ve farklılıklar getirmiştir. Hibrit araçlar, hibrit öğrenme, hibrit eğitim, hibrit çalışma, hibrit düşünme gibi…

Hibrit yaklaşımın hayatımızdaki etkileri, kolaylıkları ve zorlukları, yenilikleri ve gereklilikleri… Bunlar da üzerine yazılar yazılası ayrı konulardır. Araştırma yapmak isteyenler ve merak edenler, bunlarla ilgili araştırmalar yaparak ve yazılar yazarak bilgi ağını genişletebilirler.

Bu tanımlamalar ve öğretilerden sonra artık hibrit kavramını ve hibrit düşünme kavramını öğrenmiş bulunmaktayız. (Daha fazla bilgi için kaynaklardaki yazıları ve videoları okuyup izlemenizi öneririm.)

Biz bu yazıda; yazarlık alanında hibrit düşünmeyi, yazılarımıza, kurgularımıza, karakterlerimize bu yaklaşım özelinde yaklaşmayı işleyerek yorumlayacağız.

Fotoğraf

Öncelikle yazarlık ve hibrit düşünce ile alakalı olan ve bu yazının görseli olarak kullandığımız fotoğrafı, hibrit düşünce yaklaşımı ile inceleyerek başlayalım. Fotoğrafta yazarlığın sembollerinden biri olan bir mürekkep ve aslında yazarlıkla alakası olmayan bir kuş tüyünü görüyoruz. İki farklı nesnenin bir düşünce ile birleştirilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Hibrit düşünme modeli özelinde görseli yorumlarsak ona bambaşka anlamlar ve imajlar atfetmiş olacağız. Üzerine fazla düşünmeyen veya ilk aklına geleni söyleyen biri bunu yazarlık anlamı ile bağdaştıracaktır. Ama biz ilk aklımıza gelenin ötesine düşüncelerimizi taşıyacağız ve bunu da bu yaklaşımın farkındalığı ile yapacağız. Naçizane ben, hibrit düşünce modeline göre görsele: “bir yazarın yazdıklarının bir kuş kadar özgür olması”, “bir yazarın yazdıklarının insan aklında özgürce uçması”, “bir yazarın yazdıklarının, bir kuş gibi özgürce dünyada ve okuyucuda mürekkeple iz bırakması” şeklinde anlamalar atfedebilirim. Benim bu yorumlamalarımın yanında sizler de farklı farklı bir sürü yorumlama yapabilirsiniz. Herkesin aklına gelen farklı şeyler vardır çünkü.

Kendi düşüncelerimizin haricinde kısa araştırmalarla bile yazarlıkta ve hatta sanatın her dalında hibrit yaklaşımdan bol bol örnekler görmekteyiz.

Hibrit düşünme modeline en çok yakışan türün fantastik tür olduğunu düşünüyorum. Fantastik kurguları düşündüğünüzde içerisinde pek çok farklı olayların bütünleşmiş olduğunu görürsünüz. Örneğin fantastik evrenin bir klasiği olan Harry Potter evreni… Hogwarts’a gidiş, gerçek dünyada varlığını bildiğimiz bir araç olan trenle başlar. Fakat karakterlerin bu tren ile evrene girişi, gerçek hayatta hiç bilemeyeceğimiz, 9¾ sayılı fantastik perondan gerçekleşir. Burada gerçekte olan bir şey ile asla gerçek olamayacak bir şeyin birleşimi söz konusudur. İşte bu hibrit düşüncenin bir ürünüdür.

Fotoğraf

Yine aynı değerdeki bir tür de bilim kurgu türüdür. Bilim kurgu kitaplarında veya dizi ve filmlerinde gerçek hayatta olan şeylerin teknoloji ile daha da geliştirilmiş hallerini görürüz genelde. Burada da gerçekte var olan bir varlık, olgu ya da olay ile olması muhtemel teknolojinin birleşimi söz konusudur.

Türk mitolojisini düşündüğümüzde ise aslında insanların çok eski çağlardan beri hibrit düşünme modeline sahip olduklarını görüyoruz. Mitolojimizde insan ve köpeklerin birleşiminden oluşan mitolojik varlıklar vardır: itbaraklar.

İtbaraklar; boyundan aşağısı insan, kafaları köpek olan bir türdür. Yine aynı şekilde insan ve yılan birleşimi olan ve bugün Lokman Hekim’in de bu mitolojik varlık ile ilişkisi olduğuna inanılan Şahmaran da hibrit düşünce ile var edilmiş bir varlıktır. Kanatlı atlar, tek boynuzlu atlar, yarısı at yarısı insan olanlar, kanatlı yılanlar, çift başlı kartal, Gulyabani, kötülüğü, iyiliği, savaşı ve barışı simgeleyen onlarca mitolojik varlık… Bunların her biri hibrit düşünce üretimleridir ve bunların her birinin görünenin ötesinde simgelediği anlamlar ve olaylar vardır.

Aslında tür ayırmaksızın her türdeki sanat dallarında hibrit düşünce ile üretilen eserler vardır. Bir romanda, bir resimde, bir heykelde, bir yazıda, bir müzikal tiyatroda, bir şarkıda, bir nesirde hibrit yaklaşımdan izler görebilirsiniz. Ve bu izler, bu sanat dallarında çok da başarılı bir şekilde işlenmiştir. Bunun örnekleri listeler halinde çoğaltılabilir.

Gelelim sadede…

Yazarlıkta hibrit düşünme modeline…

Kurgumuzu, evrenimizi ve karakterlerimizi hibrit düşünce ile hem daha ilgi çekici hem özellikler açısından zengin hem de -gerçekçiliğe uyduğu ölçüde- daha çarpıcı hale getirebileceğimizi düşünüyorum. Kurgumuz olsun evrenimiz olsun karakterlerimiz olsun, birden fazla özelliğin birleşimi ile daha fazla farklılaşacak, daha fazla karmaşıklaşacak ve muhtemelen daha gerçekçi hale gelecektir. Bu da okuyucunun merak duygusunu daha fazla tetikleyecek, kurgunuzda okuduğu her şeye ilgisi artacaktır. Ve yazdığımız eserler çarpıcı, etkileyici ve merak uyandırıcı bir eser sıfatları ile anılmaya başlayacaktır.

Aslıda pek çok yazar bunu zaten halihazırda yapmaktadır. Kurgusunun olayları birçok şeyin birleşimidir. Karakterleri pek çok özelliğin vücut bulmuş halidir. Evreni pek çok gerçekle ya da gerçek ve fantastik ile birleşmiştir. Ama farkında olmadan uyguladığımız bu hibrit düşünceleri, bir de farkında olarak uygularsak daha güzel sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Basit kaldığını düşündüğünüz bir karakterinizin üzerinde bu şekilde düşünerek bir uygulama yapabilirsiniz. Kurguya ve evrene uygun, mantığa ve gerçekçiliğe yatkın bir düzenleme…

Tüm bunların yanında hibrit yaklaşımın özünde üç ana özellik bulunmaktadır: empati, kreatif düşünme ve uygulama.

Bu özelliklere baktığınızda, siz de bu yaklaşımın yazarlığa ne kadar uygun olduğunu fark ettiniz mi?

Empati

Yazarlar, hayal ettikleri ve kurguladıkları karakterlerini kurgu içinde yazarken onların olaylara verecekleri tepkileri, davranışları ve konuşmaları empati kurarak yazarlar. Yapabildikleri ölçüde, o karakterin yerine kendilerini koymaya çalışırlar ve karakterlerin kişiliğini oluştururlar. O karaktere göre de olaylar akar gider. Empati kurarak karakterini oluşturduğumuz karakterlerimizin tadına da doyum olmaz. Ayrıca her birimiz, empati kurarak oluşturduğumuz karakterleri daha gerçekçi ve kolay yazdığımızı kimi zaman fark etmişizdir.

Kreatif düşünme

Bu kurgularımızın, evrenimizin ya da karakterlerimizin oluşumu için olmazsa olmaz bir unsurdur aslında. Her birimiz olmayan bir evreni, karakteri veya kurguyu oluştururken bu unsurdan yararlanırız. Olmayanı oldurmak, geliştirmek ve olabilen bir dünyaya dönüştürmek, kreatif olmanın tanımına yakın bir açıklamadır, diyebiliriz.

Uygulama

İşte burada da yazdıklarımız devreye giriyor. Hayalimizde oluşturduğumuz dünyayı kurduğumuz, karakterleri oluşturduğumuz ve kurguyu yaşattığımız yazılarımız uygulamanın somut göstergesidir. Daha önce hibrit bir şekilde pek çok özellikle bezediğimiz her şeyimiz, elimizdeki sayfalarda yaşamakta, konuşmakta, koşuşturmakta, çabalamakta ve nihayete ermektedir.

Hibrit yaklaşım mantığı, felsefesi ve bu özellikleri ile yazarlığa ne kadar da yakışmakta değil mi? Yakışmakla kalmayıp yazarlık dünyasının en sevilen ve hayranlık duyulan pek çok klasiğinin, hibrit düşünce modeli ile üretilen şeyler olduğunun da artık hepimiz pekâlâ farkındayız.

***Belirtmeliyim ki yazarlıkta böyle bir düşünme modeli, “teorik” olarak var mıdır, bilemiyorum. Bu yaklaşımı inceledikten sonra ‘yazarlık ile alakası’ aklıma geldi ve böyle bir yazı yazma fikri doğdu.

Araştırmalarım esnasında konu ile doğrudan ilgili bir kaynağa rastlamadım. Ancak dolaylı olarak ilgili olan “hibrit metin” kavramına eriştim. Fakat konu özelinde değinilen içerikle doğrudan alakalı değildi. Yine de “hibrit metin” kavramı ile ilgili yazı, merak edenler için kaynak kısmında eklidir.

Kaynaklar:

Editör: Rüya Yaşar

--

--

Zeynep Karatay
Yazı Rehberi

Kelimelerin aralarındaki boşlukları anlamak, okumasını bilene mahsustur ve insan, kelimelerin boşluklarında kendini dinler.