Zaman Çarkı Dizi İncelemesi

Cankut Değerli
Yazı Rehberi
Published in
4 min readAug 16, 2022
Photo by Thomas Bormans on Unsplash

Giriş

Zaman çarkı döner, Çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da, henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Puslu Dağlar’da bir rüzgâr yükseldi. Rüzgâr başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne başlangıçlar, ne de bitişler vardır. Ama bir başlangıçtı.

Hem de ne başlangıç!

Herkese merhaba! :) İşte yukarıda okuduğunuz bu satırlar on beş kitaplık devasa bir külliatın ilk satırları. Eğer benim gibi bir fantastik edebiyat âaşığıysanız ve henüz Zaman Çarkı’yla karşılaşmamışsanız da bir gün yollarınız bu binlerce sayfalık seriyle mutlaka kesişecek!

1990 yılında başlayıp 2013 yılında tamamlanmış bu seriyi tanıtmak apayrı ve bambaşka bir yazının, hatta bir yazı dizisinin konusu. Çünkü kitabın hayli kapsamlı ve geniş bir dünyası var. Ancak diziyle ilgili düşüncelerimi doğru bir şekilde aktarabilmek adına kitap serisiyle ilgili ufak bir bilgilendirme yapmak istiyorum.

Nedir Bu Zaman Çarkı?

Zaman Çarkı, Robert Jordan tarafından kaleme alınan ve ölümü ardından Brandon Sanderson tarafından tamamlanan epik fantastik seridir. İlk kitabı Dünyanın Gözü (The Eye of the World), 15 Ocak 1990 tarihinde Amerika’da çıkışını yapmıştır. Seri, Türkçeye İthaki Yayınları tarafından kazandırılmıştır.

Zaman Çarkı, temelde üç çiftçi gencin ve dostlarının dünyayı Shai’ten denen ve çoğu zaman Karanlık Varlık olarak anılan kötücül gücün etkisinden kurtarma hikayesini anlatıyor. Yukarıda da belirttiğim gibi serinin evreni oldukça geniş kapsamlı hazırlanmış.

Yazarın yaptığı betimlemeler oldukça ayrıntılı. Jordan, bir hanı veya bir kıyafeti hatta belki bir kişiyi en az birkaç paragraf, en fazla bir iki sayfa betimleyebilen bir yazar. Dolayısıyla seriyi okuyacaksanız betimleme konusundaki fikirlerinizi göz önünde bulundurarak başlamanızı tavsiye ederim!

On dört ana kitap ve bir öncül romandan oluşan seri, Avrupa ve Asya kültürlerinden fazlasıyla etkilenmiş vaziyette. Mitoloji merakınız varsa bunu anlamak çok daha kolay!

Kendi adıma, Kelt kültürüne dair yapılan göndermeleri ve sınırlı bilgim olmasına rağmen Hint mitolojisine yapılan referansları çıkarabildiğimi düşünüyorum. Ancak seri sadece mitolojilere atıflar yapmakla kalmıyor! Günümüz toplumlarına, kültürlerine ve dünya tarihine de kendince göz kırpıyor.

Çarkın Televizyon Yolculuğu

Takvimler 2017 yılını gösterdiğinde hayranların heyecanla beklediği dizi uyarlamasının resmileştiği haberi geldi! Bundan önce de bazı uyarlama hamleleri yapılmışsa da hiçbiri gerçek olmamıştı. Fakat Red Eagle Entertaintment adlı bir şirketin çektiği ve yazarın eşi tarafından onaylanmamış bir pilot bölüm bulunmakta.

İzlemek için buraya tıklayabilirsiniz!

Fakat bizim üzerine konuşacağımız dizi, Sony ve Amazon stüdyoları tarafından çekilen ve 19 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmaya başlayan uyarlama.

Ne Umduk, Ne Bulduk?

Seriyi severek okumuş bir okur olarak dizi uyarlamasını heyecanla bekliyordum. Zaman Çarkı gibi kült bir serinin özenli bir dizi uyarlamasını izlemenin keyifli olacağını düşünüyordum, ki hâlâ böyle düşünüyorum.

Sekiz bölümden oluşan ilk sezon genel olarak ilk kitabı konu alsa da içinde ikinci ve üçüncü kitaptan sahneler de barındıyor. En azından barındırmaya çalışıyor diyelim.

Dizi, bir grup Aes Sedai’nin -Zaman Çarkı dünyasındaki büyücü kadınlar- gücü kullanmaya çalışan bir erkeği avlamasıyla başlıyor. Zaman Çarkı dünyasında Tek Güç’ü kullanan erkeklere kötü gözle bakılıyor. Sonrasında dizinin merkeze aldığı Moiraine ve muhafızı Lan duydukları bir söylenti üzerine İki Nehir adlı bölgeye doğru yola çıkıyor. Spoiler vermeden anlatmam gerekirse duydukları söylenti beş potansiyel sahibi genci burada bulabilecekleri yönünde.

Açık konuşacağım, dizi daha bu ilk iki sahneden fire vermeye başlıyor. Yukarıda anlattığım her iki sahne de temelde doğru olabilirler fakat işleniş şekilleri Robert Jordan’ın yansıttığı dünya ile örtüşmüyor.

Baştaki av sahnesi genel izleyici için ilgi çekici olabilir ancak Robert Jordan bunu Dünya’nın Gözü kitabının giriş bölümünde çok daha sağlam ve oturaklı bir şekilde başarıyor. Jordan, ana kurgudan binlerce yıl önce geçen bir sahneyle okurun merakını körüklüyor.

Diğer taraftan kitaplarda beş değil, üç potansiyel sahibi genç var. Fakat dizi politik ortama uyum sağlamak adına iki karakteri daha bu gruba ekliyor.

Hadi bunu geçelim, Tav’eren olarak adlandırılan bu potansiyel sahibi gençlerle ilgili söylentilerin çıkması bile başlı başına bir hata bana kalırsa. Bunca söylentiyi kötüye kullanabilecek başkalarının da olabileceğini unutmuş gibi yazarlar.

Baş yapımcılığını Rafe Judkins’in yaptığı dizi, pek çok Zaman Çarkı okuru için hayal kırıklığı oldu.

Dizi, kitapların özünü yansıtmak bir yana adeta kendi bağımsızlığını ilan edip karakterlere orada olmayan roller biçiyor. Örneğin kitaplarda zar oyunlarına düşkün olan Matrim Cauthon karakteri dizide adeta bir hırsız gibi gösteriliyor. Son bölümde baş karakterlerimizden biri olan Rand Al’thor, adeta iradesiz birinin vereceği türde korkakça kararlar alıyor.

Dizi, ikinci sezon çekimlerini tamamladı. Ayrıca üçüncü sezon onayı da verilmiş durumda. Diziden mükemmel devam sezonları beklemiyorum kendi adıma. Yaptıkları işi “Çarkın Farklı Bir Dönüşü” olarak pazarlayan bir şirketten özen beklemek pek de doğru olmayacaktır kanımca. 80 milyon dolarlık bütçeyle gösterdikleri özen belli oluyor. Ki Amazon, önümüzdeki eylül ayında çıkaracağı Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisine 1 milyar dolar bütçe ayırmış; onu da göreceğiz bakalım. Hatta belki de başka bir yazımın konusu olur!

Zaman Çarkı’yla birlikte Netflix’in Witcher’ı ve Game of Thrones sonrası çıkan ve çıkmaya hazırlanan tüm fantastik dizilerin formülize edilerek servis edildiği zaten hepimizin malumu artık.

Netflix, Amazon ve hatta Disney, HBO’dan kalan boşluğu kendilerince doldurmanın derdinde. Tam olarak bu yüzden hiçbiri yeterince iyi olmuyor çünkü şirketler kendi Game of Thrones’larını yaratmaya çalışıyor. Aldıkları fikri mülkiyeti kendi ruhuna göre değerlendirmeyi bir yana bırakıyorlar.

Diğer taraftan HBO, Game of Thrones’la elde ettiği başarıyı dizi evrenini genişleterek sürdürmeyi hedefliyor. Bunun da nereye gideceğini zaman bize gösterecek.

Son Söz

Toparlamam gerekirse Zaman Çarkı’nın çok daha özenli bir uyarlama hak ettiğine inanıyorum.

Yazar Brandon Sanderson da dizi çıkmadan önce bazı değişikliklerden memnun olmadığını dile getirmişti aslında. Bu açıklama bile beni bir tık kuşkulandırmaya yetmişti o dönem.

Toparlayabilirler mi? Neden olmasın? Kitaplara ve serinin ruhuna dönmek için hiç de geç değil! Ancak dediğim gibi, şu anki fantastik dizi rekabeti tamamen Game of Thrones’u yeniden yaratmak üzerine ilerlediği için ne Zaman Çarkı’nın ne de diğer fantastik uyarlamaların hak ettiği özeni göreceklerini düşünüyorum. Tüm bu keşmekeş arasında olan biz okur ve izleyicilere olmadan bu gidişata gerçekten dur diyebilecek gerçek büyücüler ve savaşçılar çıkar umarım.

--

--