BESLENMEK BENİM İÇİN ÇOK ZOR…

Sizde çok yemek seçiyorsanız, bence bu yazıyı kaçırmayın

Nisan Yavuz
yemekyemek
5 min readJun 12, 2021

--

Merhabalar! Bugün tamamen farklılık yaptım ve benim aslında nasıl beslendiğimi, seçiciliğimi ve tuhaf olduğunu düşündüğüm alışkanlıklarımı anlatmaya karar verdim.

Yemek yemek gerçekten benim için inanılmaz uğraştırıcı ve zor bir eylem. Bazılarınız da bilirsiniz ki yemediğiniz şeyler eğer yediklerinizden daha fazlaysa hayat sizin için çok zordur. Maalesef ki çocukluğumdan beri sürekli bu konuda zorluk çektim. Özellikle evde çoğunlukla annem yemek hazırladığı için sürekli bana ayrı kendilerine ayrı yemek yapma durumunda kalıyor. Bu durum aslında en çok onun için zor.

kaynak/ Freepik

Ah bu kahvaltı…

Kahvaltı alışkanlıklarım sadece benim için değil, ailem hatta arkadaşlarım için bile sorun oluşturuyor. Ben kahvaltı yapmayı zaten sevmiyorum. Onun haricinde kahvaltılık besinleri de tüketmiyorum. Reçel, bal, tereyağı gibi temel kahvaltılıklar benim hayatımda yok. Bu yüzden dünyanın en tatsız ve ruhsuz kahvaltısını benimle yapabilirsiniz.

Genelde ben kahvaltı öğünlerimi “geçiştiriyorum” diyerek aradan çıkartıyorum. Bu durum yakın çevremi cidden etkiliyor. Çünkü kahvaltı aktivitelerinde ben sadece bedenen ordayım ama tamamen etkisiz eleman gibi bulunuyorum. Bir tost veya mısır gevreği, bir bardak süt bazen de bir fincan kahve benim için oldukça yeterli bir kahvaltı diyebilirim. Ama günün en önemli öğünü olması büyük sorun oluşturuyor. Ama yavaş yavaş bunu da aşıyorum diyebilirim.

Ben temel gıda olarak, hayvansal ürünleri çok fazla tüketemiyorum. Yani koku benim için çok büyük bir faktör. Mesela süt ürünlerini tüketiyorum ama koklamadığım sürece diyebilirim. Tabii ki hepsini değil. Mesela hiçbir peyniri tüketmiyorum. Ama domates çorbası veya tostta kaşar peyniri mutlaka tüketiyorum. Bu hayatımın en garip alışkanlıklarından birisi. Çünkü kokusunu ve tadını baskın olarak almıyorum bu şekilde tüketince. Bu kadar zorlandığım bir durumda kaymaksız yoğurt ve süt çok seviyorum. Mesela günde neredeyse bir litreye yakın süt tüketiyorum fakat koklarsam onu da tüketemem diyebilirim.

Hayvansal gıdaları da aynı şekilde çok kokan besinleri tüketmekte zorlanıyorum. Zaten genelde de et seven bir insan değilim. Sadece deniz ürünlerini sorunsuz tüketebiliyorum diyebilirim. Zaten daha önce yazdığım pesketaryenlik yazımda kendi tecrübemden bahsetmiştim o tarafa daha fazla yatkınlığım var.

kaynak/ Freepik

Ah o yumurta…

Mesela benim için en hassas konu yumurta. Dediğim gibi kokuya karşı aşırı hassasiyetim sebebiyle yumurtayı sadece pancake ve krep şeklinde tüketebiliyorum. Çünkü, benim yumurta kokusunu aldığım bir tabakta, çatalda veya bardakta herhangi bir şey tüketmem mümkün değil ne yazık ki. Bu yüzden evde yaptığım yumurta, et, balık veya kendine has hayvansal ve ağır kokulu besinleri yaptıktan ve tükettikten sonra mutlaka fazla deterjanla yıkayıp bulaşık makinasına o şekilde koyuyorum. Maalesef ki bu gibi garip huylarım mevcut.

Tabii ki sadece hayvansal gıdalar değil sebzelerle de savaş halindeyim. Her ne kadar sebze sevsem de yemediğim sebzeler ya da farklı formda yediğim sebzeler var. Mesela, bakla, pancar, brokoli, lahana gibi birçok kişinin yediği sebzelerle hiç aram yok. Ama çoğu kişinin sevmediği ya da tercih etmediği sebzeler olan bamya, kereviz, ıspanak veya pırasa benim en sevdiklerim arasında. Ayrıca, her sebzeyi zeytinyağlı olarak yemeyi seviyorum içine et ve et ürünlerinin girdiği sebzeleri tüketmek benim için oldukça zor. Mesela ayrı bir örnek olarak havucu sadece rendelenmiş olarak tüketebiliyorum ya da yemeklerin içinde. İnsanlar canı isteyince kütür kütür yiyebilirler ama benim için öyle değil. Şaşırdınız mı? Bence hayır. Gerçekten bu konuda aşırı zor bir insanım ne yazık ki. Kendimde zaten bu huyumu hiç sevmiyorum hatta yavaş yavaş bu sorunu aşmaya çalışıyorum.

Bitti mi sandınız? Tabii ki hayır. Meyvelere gelelim mesela. Her meyveyi fazla fazla tüketiyorum. Sadece kavun, kapuz, avokado ve mango tüketemiyorum. Özellikle kavun ve karpuz herkesin en çok şaşırdığı konu. Çünkü herkes yazın bu iki meyveyi beklerken, ben farklı meyvelerin zamanının gelmesini bekliyorum.

Baklagilleri unutmayalım…

Fasulye, nohut gibi besinleri tabii ki tüketiyorum. Ama sadece bildiğimiz nohut yemeği olarak diyebilirim. Pilavın içinde nohut benlik değil. Ya da çorbanın içine nohut ya da börülce gibi teferruatlı durumlardan da uzağım. Ben sanırım düz ve tek besinin tadını aldığım karışık olmayan besinleri tüketmeyi seviyorum.

kaynak/VectorStock

Son olarak tatlılar, abur cubur ve hamur işi…

Hayatımın en güzel durumundan da bahsedelim. Hayatımda tatlı, abur cubur ve hamur işi yok denecek kadar az. Hiçbir zaman tatlı, börek, poğaça gibi bir düşkünlüğüm olmadı. Evet benimde özellikle adet dönemlerinde tatlı ihtiyacım oluyor ama hemen nefsimi köreltecek küçük bir şeyle sorunu çözebiliyorum. Ya da canımın çok nadir de olsa börek özellikle pişi istediği dönemler oluyor. Ama bu gibi nadir durumları bir şekilde telafi edebiliyorum. Benim için çok büyük sorun teşkil etmiyor. Ayrıca ekmekte çok az tüketiyorum. Sadece zeytinyağlı sebze yemeklerinin yanında beyaz ekmek tüketiyorum. Çünkü, çavdar, kepekli ya da ekşi maya gibi ekmeklerde benden oldukça uzak besinler. Bazı dönemler cips düşkünlüğüm oluyor ama Allahtan kısa süreli düşkünlükler diyebilirim. Fastfood olarak ta maalesef ki az da olsa tüketmek durumunda kalıyorum. Çünkü hamburger, patates ve pizza ya karşı koymam bazen mümkün olmuyor ne yazık ki. Hepimizin ince çizgileri var. Üzgünüm.

Seçmediklerimde var…

Çorba, çorba, çorba! Hiç ayırt etmediğim tek besin diyebilirim. Her öğün çorba içebilir ve tıka basa doyabilirim. Sadece yanına bir kase de salata ile benden daha iyi hissedeni yok. Kesinlikle salata ve çorba her öğünde aradığım iki önemli besin. Ve bence herkesin de tüketmesi gereken besinler olduğunu düşünüyorum.

Ve çok zararlı olsa da makarnadan vazgeçemiyorum. “Tok olsam da yerim” diyeceğim besinler arasında makarna da var ne yazık ki.

Evet bu yazımın da sonuna geldik. Bu kadar beslenme yazısı yazıp, bu kadar seçici ve zor birisi olmak eminim sizi de şaşırtmıştır.

Ama kesinlikle sağlıksız ve yetersiz besleniyorum ve bunun çok yanlış olduğunun farkındayım. Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi zehirli guatr rahatsızlığımdan ötürü son birkaç yıldır sağlık için yemek zorunda olduğum besinleri de tüketmeye özen gösteriyorum. Umarım kısa sürede bu sorunun üstesinden gelirim. Eğer sizin de benim gibi seçiciliğiniz varsa bunu düzeltmek için bir uzmandan yardım almalısınız ya da kendi vücudunuzu dinleyerek bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz. Ayrıca tüketemediğiniz besinleri farklı tariflerle tadını ve kokusunu azaltarak tüketmeniz mümkün. Size uyan sağlıklı tarifler için Helin’in tarif videolarına da göz atabilirsiniz.

Sağlıkla kalın.

--

--

Nisan Yavuz
yemekyemek

İzmir Ekonomi Üniversitesi — Medya ve İletişim