HERKESİN DİYETİNE KİMSE KARIŞMAMALI 2!
İkinci geleneksel kendime özel diyetim!
Hem geleneksel ama ikinci, hem kendime diyet ama özel falan derken, bu hafta tam bir fiyaskoyum arkadaşlar baştan söylemiş olayım.
PMS ve regl sürecimde kendime gösterdiğim iltimaslar asla bitmedi ve tüm hızıyla devam ediyor. Tevazu tevazuyu doğurdu, aradan bir boş vermişlik çıktı, boş vermişliğimi üç günlük karantina sıkılmalarım kucakladı derken kocaman bir aile olduk ve tahmin edeceğiniz üzere ailenin yaşam merkezi ise tüm asaletiyle tabii ki göbeğim…
Geçen haftadan bu yana ha bugün ha yarın derken, bir baktım haftalık yazımı yayınlamak zorunda olduğum güne kadar gelmişim. Tam bu nokta da ne kendimi ne de sizleri kandırmanın bir anlamı olmadığını düşünerek tüm çıplaklığımla sizlerle olmak istedim.
Tüm bu boş vermişliğime rağmen!
Bu hafta yemek yemem konusunda takipçisi olamadığım (!) olaylar gelişmiş olsada ben gene boş durmadım. Bu hafta, kendimi yemek istediğim hiçbir şeyden alıkoymadığım ama öğünlerle yemek yeme düzenimi dengelediğim bir hafta oldu ve bu durum beni oldukça mutlu etti.
Mesela, sabah kahvaltısını Van’ın serpme kahvaltısını aratmayacak bir düzeyde yapmışsam eğer, akşam yemeğinde de sabah asla böyle bir şey yaşanmamışçasına sakince detoks çorbamı yudumladım. Bazen de tam tersini yaptım. Sabah kahvaltısında hiçbir şey yemek istemediğim günlerin akşamına, kalorisini asla hesaplamak istemediğim yemekleri de keyifle yedim. Evet tam olarak bu dengede bir hafta oldu. Fakat denge bu olsa bile bırakamadığım alışkanlıklarımdan bahsetmek isterim sizlere. Her sabah gözümü açtığım gibi içtiğim limonlu ılık suyum mesela. Ayrıca limonlu ılık su hakkında söylemeden geçemeyeceğim şey ise, uzun süre içmeye devam ettiğiniz zaman göbeğinizdeki gereksiz şişkinlik ve belirginliklerin yok olduğuna şahit olacaksınız. Diğer bir alışkanlığım ise her öğün sonrası bir bardak yeşil çay içmek. Birde bu rutinlerin arasına yatmadan önce bir kâse limonlu ve kırmızı pul biberli yoğurt kürünü eklesem benden mutlusu olmaz sanırım.
Kısaca tüm bu boş vermişliğime rağmen bu güzel alışkanlıklarım sayesinde, bu haftayı az hasarlı atlattığımı söyleyebiliriz. Alışkanlıklarımın en ama en güzel yanı yediklerimi kolayca sindirmeme ve metabolizmamın çalışmasına yardımcı olması. Sevgiyle tavsiye ederim!
Yeni tarifler denedim!
Ne zaman havalar güzelleşse, evde kolayca yapabileceğim ferah tarifler denemeye ve geliştirmeye başlarım. Özellikle karantinaların çoğalması da buna çanak tuttu diyebilirim. Bu hafta iki güzel tarifim oldu. Birincisi içeriğiyle aynı zamanda lezzeti ile gurur duyduğum yeşil mercimekli sebze çorbam ve şekersiz limonlu çilek frozen tarifim. Şimdilik sizlerle görüntülerini paylaşamasam da, ilerleyen günlerde yapılış videolarını Instagram hesabımız olan yemekyemekofficial üzerinden sizlerle paylaşacağım.
Yedik içtik ama ne ödedik?
Tariflerimi özellikle maliyeti düşük malzemelerden yapmaya özen gösteriyorum. Her ne kadar marketlerde ve pazarlarda sebzesinden bakliyatına her şey ateş pahası olsa da ben özenimi gene de göstermeye çalışıyorum diyelim.
Mesela pişirdikçe, yaptıkça çoğalan yemekler yapmayı seviyorum. Bu sayede ertesi gün bambaşka bir yemek yapmak için uğraşmıyorum ve kullandığım malzemelerin en güzel şekilde değerlenmiş olması da beni mutlu ediyor. Farkındayım biraz kafanızı karıştırdım. Mesela, yeşil mercimekli sebze çorbamın içinde bir soğan, iki sarımsak, altı adet havuç, bir su bardağı yeşil mercimek ve bir demet maydanoz var fakat mucizevi bir litrelik sıcak su sayesinde bu malzemelerin hepsini üç gündür tüketiyorum. Ayak üstü çorba tarifini de kaptınız, ben daha ne yapayım?
Kısacası pişirdikçe çoğalan tariflerim sayesinde hem evimin ekonomisine yardımcı oluyorum hem de güzel, lezzetli ve sağlıklı yemekler yiyebiliyorum. (Reklam filmi gibi konuştum.)
Uzun yazımın kısası!
Bu hafta kendime çok yüklenmediğim ve yemeklerim açısından kendimi kısıtlamak istemediğim bir hafta oldu. Gene de alışkanlıklarımı ve yeni denediğim tarifleri sizlere sevgiyle tavsiye etmeye tabii ki de devam edeceğim.
Sağlıkla kalın, sağlıklı kalın!
