PİŞİRMEK YOK!

Raw Food Beslenme de ne?

Nisan Yavuz
yemekyemek
3 min readJan 28, 2021

--

Günümüzde yeni beslenme trendlerinden biri de raw food yani çiğ beslenme. Aslında dünyada çok uzun süredir yaygın bir şekilde uygulanan bir beslenme türü. Hatta kısa süreli uygulandığında detoks etkiside bulunuyor. Uygulanması zor görünse de bu beslenme çeşidi aslında bir yaşam biçimi haline gelebiliyor.

Dünyanın en eski beslenme çeşitlerinden birisi dememizin asıl sebebi, ateşin bulunmadığı zamanlarda insanların bu şekilde beslenmiş olması. Bu beslenme biçimi temelde ısıya maruz kalmamış çiğ besinler, meyve, kuruyemiş ve yağlı tohumlardan oluşuyor.

kaynak/ The Guardian

Peki, neden çiğ?

Besinlerin çiğ tüketilmesinin sebebi, 40 derecenin üzerinde bir ısıya maruz kalan yiyeceklerin enzim ve vitaminlerini kaybetmesi ve alınan besinin yeterliliğini kaybetmesi.

Aslında akıllara veganlığı getiren bir beslenme çeşidi olabilir. Uygulaması zor bir beslenme şekli olan Raw Food’da içindeki şekerden dolayı domates bile tercih edilmeyebiliyor. Tabii bu kişiden kişiye değişebilir bir durum.

Pişirme, kurut!

Bu beslenme çeşidinde alışılmışın dışında yiyecekler kurutularak tüketiliyor. Yani özel kurutucu fırınlar (dehidratör) bu beslenme çeşidini yaşam biçimi haline getirmiş insanların olmazsa olmazıdır.

Bu fırınlar yiyeceklerin içindeki suyu kurutarak tüm vitamin, mineral ve enzimlerin muhafaza edilmesini sağlıyor. Kurutulan besinler hem daha hijyenik hem de tüketim ömrü daha uzun hale geliyor.

kaynak/ Creative Market

Nedir bu Raw Food beslenmenin çeşitleri?

Dört farklı raw food diyet tipi bulunmaktadır:

  • Raw vejetaryenler bitkisel kaynaklı besinlere ek olarak yumurta ve süt ürünleri tüketirler.
  • Raw veganlar hiçbir hayvansal kaynaklı ürün tüketmezler.
  • Raw omnivorlar hem bitkisel kaynaklı hem de hayvansal kaynakları besinleri tüketirler.

Raw karnivorlar et yer fakat pişmiş et yemezler.

Raw Food beslenen birisi ne, yemeli ne yememeli?

Yenilebilir besinler:

  • Suda bekletilmiş ve filizlendirilmiş fasulyeler, tahıllar ve baklagiller
  • Kurutulmuş meyveler
  • Taze ve çiğ sebze ve meyveler
  • Taze sıkılmış sebze ve meyve suları
  • Taze bir Hindistan cevizinden elde edilen süt
  • Yağlı tohumların sütü (Badem sütü vb.)
  • Alg veya çim tozu

Diyetin tipine bağlı olarak, raw food diyeti aynı zamanda şunları içerebilir:

  • Yumurta, balık (sushi), et
  • Süt ve süt ürünleri, fakat bu ürünler pastörize ve homojenize edilmemiş olmalılardır.

Kaçınılması gerekilen besinler:

  • Bütün pişmiş veya işlem görmüş besinler
  • Rafine yağlar
  • Sofra tuzu, şekeri ve un
  • Kahve, çay ve alkol
  • Makarna
kaynak/ Muu

Birde onun gözünden Raw Food beslenmeyi okuyalım;

Öncelikle, bildiğiniz gibi sosyal medya üzerinden yapmış olduğum anketler sayesinde ulaşmış olduğum kişilerin tecrübelerini siz okuyucularıma aktarıyorum. Bu yazımda Gülşah Özdamar’ın deneyimlerinden bahsetmek istiyorum. Gülşah Hanım, İzmir’de bir pilates stüdyosunun sahibi ve aynı zamanda eğitmeni. Maalesef ki bu yazımda sadece 1 kişinin deneyiminden bahsetmek durumundayım çünkü bu beslenme çeşidini deneyen o kadar az kişi var ki. Birçoğu Raw Food beslenmeyi sadece denemek için çok kısa süreli devam ettirdiğini belirtiyor.

Şimdi Gülşah’ın bize anlattığı deneyimlerden bahsedelim, bu diyet Gülşah’ı oldukça sağlıklı hissettirse de bazen enerjiden düştüğünü söylüyor. Protein ihtiyacını bazen çok hissettiğini söyleyen Gülşah bu beslenme çeşidini hayatımın bir parçası haline getirirken gerçekten zorlanmış. Çiğ sebzelerin bazen pişmişinden daha lezzetli olduğunu savunsa da yıllardır alışmış olduğu düzenden çıkmak tabii ki her insanı yorabilir.

Bu beslenme çeşidine önce veganlıkla başlayan Gülşah aslında ikisinin çok benzediğini söylüyor.

Yaklaşık 1 senedir bu şekilde beslenen birisini en çok zorlayacak şeylerin hayvansal bazı gıdaları tüketememek olduğunu da belirtti. Özellikle süt, peynir ve balık gibi besinleri çok aradığını söyleyen Gülşah, iş hayatının yönlendirdiği doğrultuda bu beslenme çeşidini denediğini söylüyor. Vücudunu dinleyerek alışmaya çalıştığını, bazı besinleri canı çekse de kendisini telkin etmeyi öğrendiğini de ekliyor yorumlarında. Ama nadiren de olsa kahveye olan düşkünlüğüne yenik düştüğünü de söylemeden edemiyor.

Ama Gülşah, genel olarak kendisini sağlıklı, fit ve rahat hissediyormuş. Bu da açıkçası bizlere “besinleri acaba çok pişmiş tüketmesek mi?” sorusunu düşündürmüyor değil.

Bir yazımızın daha sonuna geldik. Umarım ki Raw Food beslenme ile ilgili olan bu yazının yararı olmuştur. Her yazımın sonunda da belirttiğim gibi eğer bir beslenme çeşidini denemek istiyorsanız önce bir uzmana danışın ve bedeninizi dinleyin.

Çünkü, sağlığınız her şeyden önemli…

--

--

Nisan Yavuz
yemekyemek

İzmir Ekonomi Üniversitesi — Medya ve İletişim