Sitem

Enriqueyoldaş
Yeni Şükran Oteli
4 min readOct 5, 2017

Anneanne duyuyor musun beni, sünnetçi hacı baba, Bektaşi mezarları, sesinden korktuğum Nursen teyze, duyuyor musunuz beni. Dedenin tepesi, ulu söğütler. kutsal değilsiniz ki artık. Annemin gözyaşlarından gayrı inanan yok bu dünyanın kadavra kokan ağzına. Camini kazulet imamı, bisikletinle ömür doldurdun, bir üzüm sattın bağından, bir de iki rekat namaz arası mantarlı ayaklarını yıkadın. Ayak suyunda boğuldu çocukluğumuz.
Abilerimizin yaşama katılış öyküleri belki bin defa hayranlıkla dinlediğimiz. “kadir kafayı vurdu,ben kolunu yakaladım,ali üç kişiyi bir vuruşta indirdi”… biz dört kişi onlar yüz kişi. Siktirin lan! çakallıktan başka oyun bilmeyen gardaş gardaş diye konuşan aşağılık insan soyunun moğol sürüleri kadar kiralık ruhlarınız… tüm ilişkilerinde taş çalan, gürültü yapan, soytarı arkadaşlıklarınızla, en muhafazakarınızda bile pavyonluk duruşlarla kirlettiniz dünyamızı. Faşizan edebiyatlarınızla, yandım ali kıyafetlerinizle ucuzsunuz. En fazla annelerinize yalan söylediniz ve en çok onlara güvendiniz. Yeni gelen, yeni çıkan hiç bir şeyi sorgulamadan taşıdınız evlerinize. Namussuzca faydacısınız. Ama yeni fikirlere ana avrat düşman kesildiniz. birden dedenizden daha da geri oldunuz ve kızan itleri gibi düzüştünüz içinizdeki meleklerle.En güzel şeylere dahi nefret parantezleriyle yaklaştınız. Aşık olup ağlamadınız bile lan bir kadın için, onun varlığını kaybetme korkusuyla bir cam kenarında titreyerek örneğin. Onun yerine, fahişeliklerle beslendiniz. pezevenk olan mahremlik duygunuzdu çünkü sizin, kadınlaşmış erkekler gibisiniz. estetize değil çünkü iç dünyanız… İnsan ailesinin yan türlerisiniz ve doğal seleksiyonun içinde piçleşmişsiniz… sizden olmayan yoksulu, kinle yıkadınız!
Bayramlarda ve açlık aylarında hutbelerle, vaazlarla şampiyon ettiniz beş kuruşluk ruhlarınızı, birbirinizin nazarında. Titremeli yalanlarınız, aile oturmalarında komşunuzun karısına yan gözle baktınız…Ahlaksızlığınız engel değildi nasıl olsa, ahlakçı olmanıza…Birbirinizin anasına küfrettiniz daha bir ay önce, sonra el sıkıştınız Allah adı anarak bir de. Okumadınız çünkü kalitesiz tohumdan üreyen hıyarlar. Bomboş bir girdaba benzeyen imanınız teslim oldu cep telefonundan yaratılmış boktan bir dünyaya. HD televizyonlara, duvar kağıtlarına,dekorasyonlara,estetik merkezlerine…Kırk yıllık ağdacıları güzellik merkezi ettiniz. Teslim oldunuz,teslim ettiniz…facebooklara, twitterlara.. Daha eğlenceli değil mi buralar… Bir kaç sloganla, dümdüz beyinli kitlelerden dinleyenleriniz var, beğeniyorlar sizi…Artık kahvelerde,mahallelerde palavraya gerek kalmadı. Resimli videolu üstelik..Cenazeleriniz bile buradan kalkıyor artık. Bak yeğenlerinden birinin doğum günü. Hemen kutla bir komik yuvarlak surat adamcıkla. Yorum yap aman ha! Ait olmadığın bir şeye inanırmış gibi yap ve onunla ilgili bir imge koy başlığına.
Şu yaşa geldin, akıl alacaklar senden…Puştluğunu gizle ve kendi öz değerlerine çağır onları. Tıkış tıkış apartmanlarda, beton kadar sert, manzarasız büyüdü nasılsa bu çocuklar… Ne desen toprakla ilgili, inanırlar nasılsa. Onlara kimlik kazandır,Trend insanısın çünkü. Ne moda ise ona inanırsın.
Bak insancık. Dinle beni. Hiç bozulma. Oku dendikçe sana çıldırıyorsun, boka batası başın hep ağrıyor okuyunca; erdeme,fikre ve duyguya dair bir şeyler. Halbuki bilmiyorsun ki insancık;Okuyanlar bir demirci gibi ağır ağır ezerler, vura vura biçim verirler gördüklerine düşündüklerine. bir ağaç gibi yapraklar oluşturur, yıllar yılı sabırla büyürler. Bir fikre sahip olabilmek için nereden baksan on yıl geçireceksin böyle ızdırapla dolu. acısını çekeceksin, kahrını süreceksin. Bir maden işçisi olmalıdır fikir sahibi olacak adam, cahilliğin kara dumanıyla yakacak bir kaç defa beynini. Gün gelecek her sokak başında sıkıştıracak seni küçücük çelişkiler. Okuyana gıcıksın değil mi insancık, hep de öyleydin… Serseriliklerinle, sığlığınla saldırdın. Umarsız esprilerin vardı ceplerinde, linç gibi alay etmelerin bir de her an çakabileceğin bir yumruğun. Ha sınavlara hazırlananlara sözün yoktu tabi…Konu anlatımlı soru bankalı çocuklar efendi oluyordu. Onların okudukları faydalıydı…Neden? Çünkü seneye ondan alacaktın kitapları,ücretsiz bir de kurs verdirirsin kızına oğluna tamam…Küçük zekanla bunların hayali hep içindeki. Polis olsun, subay astsubay olsun, ya da müteahhit olsun diye mimarlık. Dükkan açalım adama saysınlar bizi diye eczacılık. Medyadan torna usül beslenen ceset kurtları gibisin. Bomboş nesiller önümüzde duruyor…ezberleyen, bir duygusunu dahi soyluca yaşayamayan, sevgilisine söyleyeceği sözleri dahi ezberlemeye kalkışan bir nesil doğdu. Bu çocukların hiç suçu yok…ne yaptıysa senin yarım aklın yaptı. Senin bir halta benzemeyen dengesiz, kıç artığı yaşamını dayattığın için koskoca bir memleketin koca bir nesli böyle oldu. Kalabalıksın sen insancık. Senin gibilerin yarattığı kitleler ürettirdi bu politikaları hükümetlere altmış yıldır. Seninle hırsızlar iktidar oldu, Allahın yarattığı bütün biçimsizler başımıza şah oldu sultan oldu. Okuyanları öldürdün,kırdın,yağmaladın,kovdun. Allah aldın sattın, din pazarladın, vatansevercilik oynadın. Tertemiz müslümanların duygularını alt üst ettin. Vatanseverliği anahtarlıklara kazıtıp caka sattın. Din yağmaladın, şampiyon muhafazakar,milliyetçiyim deyip pavyon kültüründen de geri kalmadın. Bu toprakların müziğini türkülerini pornolaştırdın…Kendine benzettin…Alt ve alt ve alt bir kültür ettin en güzel türküleri dahi… Aile kurdun, üredin, maaş evlilikleriyle arabanı yeniledin, arabanın arkasına da “Allahın dediği olur” yazdırdın, yanına da bir bayrak taktın…Zavallı ruhundan türeteceğin bu kadar işte. Şekil oldun artık, mutluluk da erdem de bu kadar senin için. Ama burada haksızlık etme. Senin on beş yaşındaki kızın diyelim justin bieber hayranı olurken, aynı anda belediyenin düzenlediği hadis ezberleme yarışında birinci olup çeyrek altın da kazanacak. Senin gibi işte babası. Çelişkili ve ne yaptığının bilincinde olmayan, olamayan bireycik. Kızma bu nesle, armut dibine düşer.
Okumuyorsun ey insancık. Bu yazıyı dahi okumayacaksın belki, senin algın buradaki küfürleri görür sadece. bütün dikkatin ve zırva beynin böyle çalışmış yıllar boyunca.
Artık sussun gökyüzü ne olur…Anneanne,anneanne… Çayırların, çimenlerin bile plastikten yapıldığını düşünecek kadar sağlıksız bir dumanla görüyorum dünyayı…Sen kıyamazdın bana, elinde bir bardak süt, hayalet gibi takip ederdin, gölgemlice. şimdi tükenmiş bir ırmağı kovalarla doldurmaya çalışıyorum. Ağaçlarla çok konuşuyorum anneanne. korkularla saklanıyorum arkalarına. şimdi ne mutlusundur. Yaşamı kutsayacak kelimelerle, aşka inancımı yineliyorum…Seviyorum hayatı, başka da bir şey bilmiyorum.

--

--

Enriqueyoldaş
Yeni Şükran Oteli

Biz ki dallarımızda yaşamı gizleriz; Bıkmadan şu koca karanlık dünyayı bekleriz; Dünyayı bekleriz…