Üniversiteler ve Koronavirüs
ABD’de üniversiteler birbiri ardına kapılarını kapatıyor ve çevrimiçi eğitime geçiyorlar. Sadece Harvard, Princeton, Columbia gibi nispeten küçük okullar değil, Washington, Ohio State, Indiana ve UCLA ile UC Berkeley gibi dev devlet üniversiteleri de kervana katıldılar. Salgının en çok görüldüğü eyaletlerden olan Massachusetts’de olağanüstü hal ilan edildi. Okullara sadece çalışması şart olan personel girebiliyor. Tüm toplantılar ve ziyaretler iptal edildi. Bazı ülkeler (İtalya, Avusturya, Macaristan, Polonya, Yunanistan gibi) tüm üniversitelerini kapattılar.
Neden?
Virüs tüm ülkelere Çin’den yayıldı ve yayılması için mutlaka birilerinin Çin’e (veya enfekte olmuş başka bir ülkeye) gitmesi veya Çin’den gelmesi gerekiyor. Üniversiteler 4 nedenle bu tür bir virüsün yayılmasına en uygun ortamlardan. 1) Akademisyenler en çok seyahat eden meslek gruplarından; ortalama bir araştırmacı yılda 4 uluslararası kongreye gider. 2) Özellikle son yıllarda üniversiteler çok sayıda kısa veya uzun süreli yurt dışı değişim programları kurguladı. Yani sadece hocalar değil öğrenciler de sıkça yurt dışına yolculuk yapıyor. 3) Yükseköğrenim küreselleşmiş bir sektör. ABD’de bazı programlarda Amerikalı’dan çok yabancı öğrenci var ve ABD’de en çok yabancı öğrenci Çin’den. 4) Üniversitelere her gün binlerce öğrenci toplu taşıma kullanarak gidiyor ve binlerce öğrenci yurtlarda kalıyor. Gerek toplu taşıma gerekse yurtlar virüsün yayılmasını hızlandırıyor. Dolayısıyla, ilk bakışta paranoya gibi görünen bu seri halinde üniversite kapatma kararları oldukça makul.
Ne olacak?
ABD’deki üniversitelerin neredeyse tümü çevrimiçi eğitim kapasitesine sahip ve öğrencilerin de büyük çoğunluğunun Coursera, EdX, Udacity ve Udemy gibi kaynaklardan çevrimiçi ders alma deneyimi var. Bir veya iki haftalığına tüm yüz yüze derslerin iptal edilip çevrimiçine geçilmesi durumunda eğitim ciddi olarak sekteye uğramayacaktır. Kanımca üniversitelerde birçok programın en azından bazı bölümleri rahatlıkla çevrimiçine aktarılabilir. Virüsün bu süreci hızlandıracağını, ve salgın sonrasında çevrimiçinin örgün eğitimde daha çok kullanılacağını ümit ediyorum.
Türkiye?
Türkiye’de üniversite öğrenci sayısının 7,74 Milyon olduğunu ve ülkemizde üniversiteye giden öğrenci oranının OECD’de en yukarılarda olduğunu hatırlatarak üniversitelerimizin eğitime bir süre ara vermesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Uzmanlar gençlerde bu virüs nedeniyle ölüm oranının binde 2 civarında olduğunu söylüyorlar. Bu risk düşük görülse de esas büyük risk üniversitelerde yayılacak virüsün öğrenciler tarafından çevrelerindeki yaşlılara bulaştırılmasıdır. Mart ortası genelde dönem ortasına yakın olduğundan bir haftalık bir tatil eğitimi pek aksatmaz. Öte yandan, çevrimiçi eğitim verme kapasitesi olan okullar eğitime devam edebilirler.
MEF Üniversitesi “flipped learning” uyguladığından çevrimiçi eğitime geçmek için gereken altyapıyı yıllar önce kurmuştu. Korona virüsü haberleri çıkar çıkmaz çevrimiçi eğitime hazırlanmaya başladık. 10 Mart’ta hazırlık sınıflarında sistem test edildi. İlk günün sonunda öğretim üyelerinin çoğu sistemden çok memnun kaldılar ve salgın sonrasında bile bazı günler eğitimi çevrimiçi yapma yönünde görüş belirttiler. Virüs tehditi geçene dek YÖK kuralları çerçevesinde tüm programlarımızda çevrimiçi eğitime devam etmeyi planlıyoruz. Bu konudaki bilgi ve deneyimlerimizi ilgilenen her üniversite ile paylaşmaya hazırız.
Erhan Erkut (erhan.erkut@mef.edu.tr, @ErhanErkut, erhanerkut.com)
(Bu yazı Gazete Pencere’nin 12 Mart 2020 sayısında yayınlandı.)