Benim Gözümde Sinema

Abdullah Ötkür
Yetkin Yayın
Published in
3 min readAug 4, 2024

İnsanoğlu varoluşundan bu yana yaratılışında ona bahşedilmiş bir özelliğine çok kafa yormuş ve onun üstünde çok şey üretmiştir. Bu şey bir çok dönemde pek çok şekilde anılsa da modern çağımızda ona sanat diyoruz.

Photo by Noom Peerapong on Unsplash

Peki neden insanlar sanat yapar?

Çünkü biyolojik bir varlık olan insanın beyni öğrenir, depolar ve kullanır. Ancak bu süreç o kadar büyüleyici gerçekleşir ki kullandığı zaman ortaya çıkan ürün bazen göz kamaştırıcı olabilir. Bu sonuç yüzyıllar boyu insanlara beyinlerini daha fazla kullanmaları için motivasyon olmuştur, çünkü ortaya çıkan ürün öyle bir haz verir ki insana artık adeta bunun bağımlısı olur. Sanat öyle bir şeydir ki ona bazen âşık bile olursunuz. Yada bazen benim gibi ona uzaktan bakarsınız sanki bir platonik aşk yaşıyormuş gibi, onu görürsünüz onu seversiniz ama yaklaşmaya onla birleşmeye korkarsınız. Lakin bu toksik ilişki çok zarar verir bize. O yüzden bende artık sanata açılmaya, ona olan aşkımı ve sevgimi açıklamam gerektiğini düşünüyorum.

Ancak açılmak istediğim kişi öyle sıradan biri değil aksine zarif, estetik, derin, bazen çok konuşkan bazen suskun, bazen anlayamadığınız derecede karmaşık bazen aşırı derecede net, kırılgan ve bir o kadar güçlü ve yeterince iyiyseniz sizi daha çok kendine çeken ama değilseniz çok kolay bırakabilen biri o. Böyle birine açılmak cesaret ister, belki de bu yüzden sanatçılara ayrı bir hayranlıkla bakarım, belki de bu yüzden korkuyorum biraz, beni nasıl karşılayacağından korkuyorum.

Ama aslında size bir açılma tavsiyesi verebilirim yani en azında onda işe yarayan bir tavsiye. Aslında her şeyin, onun her şeyinin birleştiği bir kelime var, evet tek bir kelime oda duygudur. Duygudur sanatı sanat yapan. Duygudur sanata hangi şekle gireceğini söyleyen. Duygudur sanatı bu kadar cazip ve doğal yapan. Duygu öyle güzel bir şeydir ki sanata dönüştürür hayatı. İşte bunu anladığınız zaman ona artık aranızdaki bu platonik aşkı açıklamamak için tek bir neden kalmıyor.

Yaradılışımızda bize bahşedilen diğer mucizevi güzellik sanata açılmamızı sağlayan duygudur. İnsanoğlu tarihi boyunca ama tüm tarihi boyunca, yazmayı çizmeyi öğrenmeden öncede sonrada her zaman yaptığı bir şey var oda duygular. Değişmeyen tek şey. Hala atalarımız nasıl gülüyorsa öyle gülüyoruz, nasıl korkuyorlarsa öyle korkuyoruz çünkü doğamız böyle, çünkü yaradılışımız böyle. Bizde bu özelliğimizden yararlanıp cezbedeceğiz sanatı.

Sanatın tek bir kişiliği yoktur, hepsi birbirleriyle iç içe olacak şekilde çok fazla kişiliğe ayrılır; edebiyat, resim ve müzik bunların başlarında gelirken aslında hepsinin birleşimi olan sinema benim sanatın açılmak istediğim, âşık olduğum kişiliği.

Photo by Joshua Hanks on Unsplash

Modern çağın bize hediye ettiği en güzel şeydir sinema demişti Zaur Mükerrem.

Zaur Mükerrem’in dediği gibi sinema modern çağın keşfettiği sanatın bir kişiliği, ben de bundan tabii ki de çok mutluyum. Kitap okumaktan, şiir okumaktan ve müzik dinlemekten daha fazla keyif alıyorum bir sinema filmi izlediğimde. Sanatın her bir kişiliğinin bize hissettirdiği duygular farklıdır, sinemanın en sevdiğim kısmı ise bana bunların hepsini yaşatabiliyor olması; müzikleriyle, senaryosuyla, replikleriyle, görsel şovuyla her şeyiyle büyük bir haz kaynağı.

Sanat bize her dalında bir hikaye anlatır. Bir mesaj verme çabasındadır hep, bize bir şeyleri hissettirebilme onu özümseyebilmemizi ister her zaman. Ve bana göre bir hikayeyi anlatmanın en güzel yolu sinemadır. Çünkü bir hikayeyi anlatırken bunu bir sinema filmi olarak anlatmak size çok fazla avantaj sağlar. Bunun sebebi elinizde duyguyu yansıtabilmek için oyuncunuzdan tutun müziğine, setinden tutun yönetmenine kadar o duyguyu en iyi şekilde yansıtabilmek için malzeme vardır. Oyuncunun sergilediği performans, o duygu için en uygun şekilde seçilmiş bir müzik, hikayeye ve duyguya uygun tasarlanmış bir çevre ve yönetmenin becerisiyle izleyici heyecanı, korkuyu, gerilimi, mutluluğu, üzüntüyü, sevgiyi, aşkı ve daha adını bile belki koyamadığımız onlarca duyguyu hissettirir bize. Sinemanın bana bu kadar cazip görünmesinin sebebi de buydu işte.

Okuduğunuz için teşekkürler…

--

--