Beynimizin Kapasitesinin Artırılabilirliği

Türkcen Azra
Yetkin Yayın
Published in
4 min readSep 18, 2023

Çeşitli kişilere atfedilen bir sözle başlamak istiyorum: “Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama silahsızsınız.” Sizce gerçekten silahsız bireyler var mıdır? Beynini kullanamayan bireyler? Sizce beyinlerimizi savaştırmak için bir kapasiteye sahip olmalı mıyız yoksa gelişigüzel bir beyin savaşı yapabilir miyiz?

Bu soruları düşünüp bu sorulara cevaplar aradığınızı farz ederek devam ediyorum. Bu soruların cevaplarını en baştan size vermek istiyorum: Beynini kullanırken düşük kapasitede kullananlar da yüksek kapasitede kullananlar da mevcut. Fakat problem sadece bu değil. Beyin savaşları yaparken birçok kişi düşük kapasitede savaşıyor. Bunun doğurabileceği sonuçları düşünebiliyor musunuz? Gelin beraber önce kapasite düşüklüğü ve yüksekliği üzerine biraz düşünelim. Ardından beynimizin kapasitesini nasıl artırabileceğimize bakalım.

Farklı Kapasitede İki Beynin Çatışması

Beynini düşük kapasitede kullanan bir insanın düşüncelerini az çok nelerin şekillendirdiğini yukarıdaki fotoğraftan anlayabiliyoruz. Sosyal medya, öfke, alkol, intikam… Kapasitesini artırmamış bir beyinde bu kavramların rol oynaması çok doğaldır. Gelişmek adına hiçbir faaliyeti olmayan bireyler, zaman içerisinde kalıpların ve olumsuz duyguların çerçevesinde yaşamaya başlar. Araştırmadığı, öğrenmediği, okumadığı veya keşfetmediği gibi basit işlerinde dahi atıldır. Bu kadar boşluk içerisinde yaşayan bir beynin kapasitesinin düşük olması kaçınılmaz bir sonuçtur.

Özellikle son zamanlarda teknolojinin hayatımızın odak noktalarından birisi olmasıyla birlikte bilgileri beynimizde işleyiş biçimimiz de değişmiştir. Birçok insan teyit edilmemiş bilgilerle yola çıkmakta ve fikirlerini bunlar üzerinden oluşturmakta. Sorgulamadan kabul edilen her unsur gibi bu da kişiye ve topluma zarar vermektedir. Aynı zamanda sosyal medya kullanımının artması, bazı kişilerde olumsuz duyguların pekişmesine neden olmuştur. Bu gibi durumların alışkanlığa dönüşmesiyle de kapasite düşüklüğü nihai bir sonuçtur.

Beyninin kapasitesini artıran ve artırmak isteyen bireylerdeki duruma bakalım. Her şeyden önce bu insanların hedeflediği kavramlar mevcuttur. Bu hedefler doğrultusunda, kendileri için en iyiyi bulmaya çalışma ve kendilerinin en iyi hâli olma isteği, şüphesiz, kapasitelerini artırmak için atacakları ilk adımdır. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı olmak için en önce düşüncelerini sağlıklı hale getirirler. Sağlıklı düşünceler ilerleyen süreçte ruhta, vücutta ve beyin kapasitesinde olumlu gelişmelere yol açar.

Yukarıda yazdıklarımı “Farklı İki Beynin Çatışması” adlı görsel altında inceleyecek olursam: Düşük kapasiteli beynin olumsuz düşünceleriyle ve yanlış donanımla kendini ifade etme biçimi, yüksek kapasiteli beynin olumlu düşünceler ve doğru hedeflerle biçimlenmiş kendini ifade edişiyle tam anlamıyla zıttır. Bir taraf öfke kusarken bir taraf beyin çatışmasının gerçekte böyle olmaması gerektiğini bilmektedir. Naçizane fikrim ise gelişmiş veya gelişmekte olmayan beyinlerin, çatışma içerisinde olmaması gerektiğidir. Çünkü beyinler arası çatışmanın; fayda sağlayan, düşünmeye iten ve nezaket kuralları içerisinde gerçekleşen bir faaliyet olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışındaki herhangi bir çatışmanın sadece vakit kaybından ibaret olduğuna inanıyorum.

Mauna by Sofia Bonati

Eğer beyninizin kapasitesini artırmak istiyorsanız öncelikle şunu söylemek isterim. Beynimizin %40–60'lık kısmı genetiktir ve genellikle annemizden geçer. Kalan %40–60'lık kısım ise dış faktörler ışığında geliştirilebilir niteliktedir. Şimdi beyninizin kapasitesini artırmak için neler yapabilirsiniz bir bakalım:

  • Kaliteli bir çevre, yüksek kapasiteli bir beyin yaratmak için çok önemlidir. Çevrenizdekilerin bir yansıması olduğunuzu unutmayın.
  • Günde en az 30 dakikalık herhangi bir fiziksel egzersiz (jimnastik, yürüyüş, kardiyo vb.) yapmak.
  • Zihninizi çalıştıracak faaliyetleri alışkanlık haline getirmek. Örneğin kitap okumak, bulmaca çözmek, stratejik oyunlar oynamak.
  • Sağlıklı ve size uygun bir beslenme düzeni oluşturmak.
  • Müzikle ilgilenmek. Bu enstrüman çalmak, müzik dinlemek (genellikle klasik müziğin olumlu etkisi daha fazladır.) ve şarkı söylemek olabilir.
  • Meditasyon yapmak veya zihinsel & fiziksel gelişim için yogayla ilgilenmek.
  • Düzenli ve sağlıklı bir uyku planı hazırlamak. Genelde ideal uyku süresi 8 saat olarak ifade edilir.
  • Sigara ve alkol gibi zararlı ürünleri az kullanmak, mümkünse hiç tüketmemek. Sigara içilen ortamlarda pasif içici olarak dahi bulunmamak.
  • Beyin hücrelerinizi zarar gelmesini engellemek için başınızı darbelere karşı korumak.
  • Hissettiğiniz duyguları olumlu hale getirmek ve stresten kesinlikle uzak durmak.
  • İnsanlarla ilişkilerinizi kuvvetlendirmek ve kaliteli sohbetlerde bulunmak.
  • En son ve en güzel madde: Hayal kurmak! Bol bol hayal kurun, tabii ki bunlar güzel hayaller olmalı. Hayal kurdukça beyninizin genişlediğini ve hayalleriniz çerçevesinde faaliyete geçmek için sizi etkileyeceğini unutmayın!

Son olarak, beyinlerimiz kapasiteleri arttığı zaman kıymetlidir. Boş bir beyin, yaşanmamış bir hayat gibidir. Siz ne kadar gelişirseniz ve beyninizi geliştirirseniz o kadar çok “Yaşadım!” diyebilirsiniz. Her şeyin sizde başladığını ve sizde bittiğini bilin. Beyninize hak ettiğini verin!

İlgilisine öneriler:

  • Mümin Sekman - Limit Sizsiniz (kitap)
  • Norman Doidge - Kendini Değiştiren Beyin (kitap)
  • BBC - The Human Mind (belgesel)
  • Headspace Guide to Sleep (belgesel)

--

--

Türkcen Azra
Yetkin Yayın

Hesabı yazı yazma yeteneklerimi geliştirmek için oluşturdum. Yazılardan alıntı yapacağınız zaman lütfen referans veriniz.