Bir Öğrencinin Gözünden: Online Staj Nasıl Olmalı?

Yusuf İntizamoğlu
Yetkin Yayın
Published in
4 min readNov 16, 2020

Üç haftalık bir ara diye başladığımız bu pandemi sürecinde başta inkâr sonra depresyonla ilerleyen bu süreci yavaştan atlatıp değişimlerimizle sürece ayak uydurmaya ve hatta bu sürecin meyvelerini toplamaya yavaştan başladık sayılır. Biz öğrenciler olarak online eğitim olgusunu benimseyip tabiri caizse artık tadını çıkarmaya başlamış olsak da kurumların bu sürece adaptasyonu henüz yavaş yavaş oturtmaya başladı diyebiliriz. Gelin biraz bu konunun ucu bize dokunan noktasından bahsedelim; stajlar.

Photo by Tina Witherspoon on Unsplash

Pek çok şirket yaz başı itibariyle bir online staj süreci başlatmış olsa da bu stajlar biz öğrenciler için olduğu kadar şirketler için de son derece yeni ve alışagelmişin dışındaydı desem yanılmış olmam. Şimdiye kadarki iki stajını da online yapmış biri olarak online stajlarla fiziksel stajlar arasında verimlilik kıyası yapamayacağım, fakat YetGen’in Staj değerlendirme ve İş Dünyasına hazırlık dersi kapsamında Zorlu Holding insan kaynakları departmanından aldığımız çıktılar online staj döneminin hem öğrenciler için daha verimli hem öğrencilere mentorluk eden staj koçları için daha tatmin edici olduğuna göz kırpıyor diyebilirim. Peki bu verim artışını sağlayan online stajların daha az kaynakla yapıldığını ele alırsak bir öğrenci olarak kendimi kurumun yerine koyup bir online staj süreci tasarlayacak olsaydım içerik kurgusunun yanında neleri dikkate alırdım, ondan bahsetmek istiyorum:

1. Farklı lokasyonlardan öğrenci avı

Sınırların ortadan kalktığı, internet bağlantısının yerinizden kımıldamadan sizin istediğiniz her yerde olmanızı sağladığı bu zamanlarda ofis artık evimiz, toplantı salonumuzsa baktığımız ekran oldu. Hal böyle olunca genelde merkezleri İstanbul’da olup portföylerini İstanbul’daki üniversite öğrencileriyle sınırlı tutmak zorunda olan şirketler artık bu staj deneyimini tüm Türkiye’ye açmakta özgürler.

Photo by Samantha Borges on Unsplash

Mezuniyetine kadar hiç staj yapma şansı bulamayan veya sadece formalite stajlar yapmış binlerce üniversite mezunu var. İş gücü arzı bu denli yüksek olmasına rağmen iş vereni tatmin edecek iş gücü potansiyeliyse tam da bu sebepten dolayı yetersiz kalabiliyor. Bu noktada diğer illere de erişen şirketler bizleri daha kalifiye mezunlara dönüştürmede rol oynayarak kalkınmada etkili olabilirler.

2. Duvarlar azaldıkça daha çok kişi sığar

Fiziksele kıyasla daha az zahmetli diyebileceğimiz bu staj süreçlerinde hem daha geniş çevreye hem daha çok insana dokunmak şirketler için daha kolay olacaktır. Bu noktada şirketler eskisine göre daha çok stajyer istihdamı sağlayıp daha fazla öğrenciye dokunabilir. Şirket belki şu anki ihtiyacını değil gelecekte doğabilecek ihtiyaçlarını düşünüp bunu bir yatırım olarak görebilir.

Photo by Alexa Williams on Unsplash

3. Online akademiler

Mevcut mezun kalitesinden şikayetçi şirketlerin kendi bünyelerinde yer verdikleri akademiler söz konusu. Bu akademi ile çalışanlarının yetkinliklerini arttırmayı amaçlayan şirketler bunları gelecekte çalışanları olma potansiyeline sahip biz öğrencilerin erişimine açmaları sağlanabilir. Bu noktada pandeminin başında Koç Holding’in Koç Akademi’yi herkese ücretsiz erişim sağlayarak yaptığı jesti örnek gösterebilirim sanırım.

4. Onlar size gelmiyorsa siz onlara gidin

Biz öğrencilerin gelecekte işe ihtiyacımız olduğu kadar kurumların da nitelikli çalışanlara ihtiyacı var. Ben de dahil büyük şirketler dışında çoğu kurumu tanımayan o kadar öğrenci var ki. Eskiden olsa kurumların saatlerini harcayacakları öğrenci buluşmaları şu an tek tuş kadar uzaklarında. Sektörün öğrencilere aktarımı yıllardır akademisyenlik yapan hocaların yanı sıra kurumların da önemli bir görevi. Bu noktada akademisyenlerin kurumlara gelip ricasını beklemektense kendi alanlarında öğrencilere katkı sağlamak istediklerini belirtip okullarla bağlantılar kurabilirler. Öğrencilere 40 dakikalarını ayırmanın kurum görünürlüğüne yapacağı katkı çoğu görünürlük arttırma çalışmalarından daha anlamlı olacaktır.

Photo by Charles Deluvio on Unsplash

Bu yazıyı yazma sebebim yeni tanıştığım veya tanıyor olduğum çokça öğrencinin dezavantajları nedeniyle özgüven eksikliği yaşadıklarını gözlemlemiş olmamdı. Kendilerince gördükleri dezavantajlar bazen yaşadıkları konumlardı, bazen okudukları bölümlerdi, bazen aileleriydi, bazense inandıkları üniversite marka değerlerine sahip olamamaktı. Hayatımdaki insanların bu doğrularını değiştirip gelişim alanları keşfederek birlikte beslenmeyi önersem de topu aslında ortaya atmanın daha doğru olduğuna karar verdim.

Yazıyı sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Katıldığınız, katılmadığınız veya eklemek istediğiniz şeyler olursa bana LinkedIn’den ulaşabilirsiniz!

--

--