Eğitim Evriliyor mu?

Erhan Erkut
Yetkin Yayın
Published in
4 min readMar 23, 2019

Tüm kurumlar hızla evrilirken, en eski kurumlardan biri olan okulların da bu değişimden etkilenmemesi mümkün değil. Önümüzdeki yıllarda eğitim bu güne kadarki en hızlı değişim döneminden geçecek. Tüm sektörlerde gördüğümüz altüst olma, eğitimde de olacak. Eğitimciler için pek heyecanlı bir dönem geliyor: ya altüst edileceğiz ya da altüst edenlerden olacağız.

Günümüzün eğitim sisteminin birçok öğesi (8 yıllık zorunlu okul, okuma/yazma ve aritmetik temelli müfredat, not, sınıf, ders, öğretmen) 18. yüzyıl sonunda Prusya’da kurgulandı ve 19. yüzyılda ABD’de geliştirildi. Öğretmenden öğrenciye içerik nakli üzerine kurulu bu üretim hattı modelinin temel amacı emirlere uyabilen, zamanını yönetebilen, rutin süreçleri uygulayabilen, temel okuryazarlığa sahip endüstriyel ekonomi işçisi yetiştirmek idi. Bu modelin zamanı çoktan geçti. Bilginin meta olduğu çağımızda, bırakın endüstri işçisini, bilgi çalışanı yetiştirmek bile yetersiz, artık doğru cevabı aramak yerine farklı cevaplar oluşturabilecek akıllı yaratıcılar yetiştirmek gerekiyor. Fakat maalesef, elimizdeki eğitim sistemi geleceğin toplumu için gereken insan kaynağını oluşturmaktan aciz. Tüm dünya eğitimde dönüşümün sancılarını yaşıyor. Ülkemizde ise durum daha da vahim: bırakın geleceğe insan yetiştirmeyi, eğitim sistemimiz günümüzün ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak. OECD 2015 Yetişkin Becerileri Araştırması’nda en üst düzeye erişebilen yetişkin oranında tüm kategorilerde (sözel, sayısal, teknoloji ile problem çözme) ve tüm yaş gruplarında (16–24, 25–34, 35–44) sonuncu olmamız tesadüf değil. 2015’de gelmiş geçmiş en kötü PİSA sonuçlarını almış olmamız da tesadüf değil; bu yılın sonunda açıklanacak olan 2018 sınavı sonuçları daha da kötü çıkabilir. Milli Eğitim Bakanımız iyi şeyler için çabalıyor, fakat sistemi bir kişinin kısa sürede değiştirebilme olasılığını düşük görüyorum.

Çağımızda eğitimde değişimi tetikleyen 6 önemli güç var: hızla artan bilgi, yükselen maliyetler, eşitsizlikler, eğitime hızla giren teknoloji, eski sistemi reddeden Z kuşağı ve eğitimde dönüşümü sağlayacağına inandığım girişimciler. Bu 6 önemli gücün etkileşimi sayesinde önümüzdeki 20 yıl içinde eğitimde ciddi bir dönüşüm yaşanacağını düşünüyorum. 21. yüzyılda eğitimin amacı artık öğretmenden öğrenciye bilgi aktarmak değil, çünkü artık bilgi meta haline geldi ve bilgiye ulaşım çok kolay. Öğrenciler istedikleri yerden istedikleri zaman internetten video izleyerek veya farklı bir kaynaktan istedikleri şeyi öğrenebiliyorlar. Sınıfta oturup öğretmeni dinlemek yerine kendi aralarında kurdukları irili ufaklı fiziksel veya sanal gruplar ile rahatlıkla öğrenebiliyorlar. Eğitim sistemi öğrencilerin değişen öğrenme biçimlerini ve alışkanlıklarını göz önüne alınarak yeniden kurgulanmak zorunda. 21 yüzyılda eğitimin temel amaçları tutku ve hedef keşfi, kritik becerilerin (eleştirel düşünme ve problem çözme; iş birliği, hızlı hareket ve adaptasyon; inisiyatif ve girişimcilik; etkin sözlü, yazılı ve multimedya iletişim; bilgiye ulaşım ve bilgi analizi; merak ve hayal) geliştirilmesi ve belki de en önemlisi öğrenciye ilham vermek!

Eğitimin geleceğinde şu değişikliklerin olacağını düşünüyorum:

1. İçerik (müfredat) yerine yetkinliklere ve becerilere vurgu

2. Gerçek yaşama yakın eğitim (stajlar, projeler, endüstri ile iç içe programlar)

3. Uluslararasılaşmış eğitim (artan öğrenci mobilitesi ve çok ülkeli programlar)

4. Girişimci yetiştirme odağı (profesyonel veya araştırmacı odağının yanında)

5. Bireyselleştirilmiş programlar (disiplinler arası programlar, bireye özel tasarlanmış programlar)

6. Yapay zeka ile eğitim (mekanik içeriğin makineler tarafından verilmesi)

7. MOOC (kitlesel çevrimiçi açık kurs), hibrid, ters-yüz, ortak dersler (yoğun teknoloji kullanımı ile sınıfın önemini yitirmesi)

8. Diplomalar yerine rozetler (eğitimin küçük paketlere dönüşmesi)

9. Programların parçalanması (öğrencinin tercihleri doğrultusunda birkaç farklı üniversiteden eğitim alabilmesi)

10. Zamanın akışkanlaşması (öğrencinin asenkron eğitimle akademik yıldan bağımsız öğrenebilmesi)

Kanımca, var olan devasa eğitim sistemi yüksek ataleti nedeniyle bir buzul hızında hareket edebiliyor ve bu değişiklikleri hayata geçirmekten aciz. Bu nedenle, değişimin dışarıdan gelen zorlamalar ile olmasını bekliyorum. Örneğin Course, EdX, Udemy ve Udacity gibi girişimler son birkaç yılda eğitim ekosisteminde önemli bir değişime yol açtılar. Şimdi de Ecole 42, Code University, MissionU ve Lambda School gibi kurumlar geleneksel üniversiteleri zorluyor ve gençlere alternatif oluşturuyorlar. İlköğretimde ise Democratic School of Hadera ve Başka Bir Okul Mümkün (BBOM) gibi kurumlar çağı geçmiş sisteme meydan okuyorlar.

Bu yazıda özetlediğim konuları daha detaylı olarak ele almayı planladığım bir sonraki kitabımın temel önerisi ailelerin ve öğrencilerin eğitimde sorumluluğu almaları ve kendi eğitimlerini kendileri kurgulamaları. Şu anda, ailelerin kooperatif kurarak çocukları için alternatif okullar oluşturması mümkün. Zaten lise öğrencileri için açık lise alternatifi yıllardır mevcut ve bu yoldan giden bir öğrencinin ders dışı etkinliklerini dikkatlice planlayarak kendisini (örgün okul sistemine kıyasla çok daha başarılı bir şekilde) geleceğe hazırlaması mümkün. Okul kurmak gibi iddialı bir işe soyunmak istemeyenler de birçok farklı şekillerde orta ve yüksek eğitimlerini zenginleştirebilirler.

1. Öğrencilerin mutlaka iyi İngilizce öğrenmesi ve en az bir kodlama diline hakim olması çok önemli (kod yazmak için değil, algoritmik düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmek için).

2. Her fırsatta farklı kurumlarda staj veya yarı-zamanlı çalışma (özel sektörde, STK’lerde, yeni kurulan girişimlerde)

3. Aktif öğrenme metotları uygulayan eğitim kurumlarını seçmek ve dinleyerek değil, düşünerek, konuşarak ve uygulayarak öğrenmek

4. Kariyer planlama konusuna eğilmek

5. Sınavlara değil yetkinliklere odaklı anne-baba desteği

6. Yurt içinde (ve mümkünse) yurt dışında yaz kampları, seyahatler

7. Çok yönlülüğü destekleyecek hobiler, spor, müzik, sanat ve bolca kitap okuma

8. STK’lerde genç yaştan itibaren gönüllü olarak görev alma ve proje üretme

9. Üniversite yaz okulları ve müzakere kampları

10. Takım çalışması becerilerini geliştirecek her türlü etkinlik (kulüpler, spor takımları, vb.)

Öğrencilerin akademik yıl içinde ve yazları aşağıdaki programlar ve benzerlerine yönlendirilmelerini öneriyorum:

- Yetkin Gençler -yetkinlik geliştirme ve destekleme programları-

- Maker Hareketi -teknolojiyi kullarak çözüm üreten gençlik için uygulama ve prototip üretme odaklı eğitim-

- Bilim Kahramanları -grup çalışması, teknolojiyi kullanarak toplum sorunlarına çözümler üretme, robotlar-

- Young Guru Academy -her seviyedeki öğrenciler için sosyal sorumlu liderlik kampları-

- Model UN -Uluslararası bir grup çalışması ve müzakere deneyimi-

- Girişimcilik kampları (TÜSİAD’ın Bu Gençlikte İş Var yarışması, Hamdi Ulukaya Girişimi, Açık İnovasyon Derneği’nin HacknBreak kampı, Genç Başarı Eğitim Vakfı programları vs.)

Özetle, ailelere ve öğrencilere kendilerini hızla değişmesi gereken ama değişmekte zorlanan eğitim sistemine emanet etmek yerine eğitimin sorumluluğunu kendi üzerlerine almalarını öneriyorum. Sistem sağlıklı değil ve kendini tedavi edemiyor. Şikayet edeceğimize inisiyatif alalım, sanıldığı kadar zor değil ve doğru adımlar atıldığında öğrenci hızla geleceğe hazır hale gelebilir.

Prof. Dr. Erhan Erkut, MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı 22.3.2019
(Prof. Erkut’un erhanerkut.com sitesinde konu ile ilgili birçok yazısı bulunmaktadır.)

--

--

Erhan Erkut
Yetkin Yayın

Özyeğin Üniversitesi Kurucu Rektörü (1.1.2008–1.7.2013), MEF Üniversitesi (1.1.2014 -…) erhanerkut2000@gmail.com