Hale Etkisi (Halo Effect)

Dış görünüş düşüncelerimizi nasıl etkiliyor?

Hafsa Eskiyurt
Yetkin Yayın
3 min readMar 29, 2022

--

Diyelim ki bir kafeye gittiniz. Barista sizden gayet kibar ve cana yakın bir şekilde siparişinizi aldı. Bu kişi hakkında çok olumlu şeyler düşünürsünüz; evde ailesine karşı, kafede müşterilere karşı, dışarda arkadaşlarına karşı hep böyle kibar ve sevecen olduğunu…

Bir hafta sonra başka bir kafeye gittiniz. Barista sizden siparişinizi aldı ama o kadar soğuk bir tavrı vardı ki bir daha buraya gelmemeyi bile düşündünüz. Bu kişi hakkında da çok büyük ihtimalle olumsuz düşüncelere kapıldınız…

Hale etkisi, karşınızdaki kişinin “dış görünüşünden, birkaç davranışından, söylediği birkaç cümleden” dolayı o kişi hakkında olumlu veya olumsuz düşüncelere kapılma eğilimidir.

Jeff Sutherland’ın SCRUM İki Katı İşi Yarı Zamanda Yapma Sanatı adlı kitabında tanıştım bu ifadeyle.

Bu konu deneysel olarak ilk kez 1920'de Edward Lee Thorndike tarafından çalışılmıştır. “A Constant Error in Psychological Ratings” adlı çalışmasında Thorndike, subaylardan askerlerini çeşitli özelliklerine göre -fiziki, zeka, liderlik, kişilik vb.- sıralamalarını istemiştir.

Sonuçları az çok tahmin ettiğinizi düşünüyorum.

Daha sonra bir grup özelliğin diğerlerinin sıralamasını nasıl etkilediğini incelemiştir. Aralarında çok yakın bir korelasyon olduğunu tespit etmiştir. Eğer bir kişinin fiziksel özellikleri iyi değerlendirilmişse liderlik yetenekleri de aynı şekilde değerlendirilmişti, zekası ve karakteri de. Bu araştırma yıllar boyunca farklı araştırmalar ile desteklenmiş ve sonuç doğrulanmıştır.

Günlük hayatta da böyleyiz. En başta verdiğim kafe örneğine dönecek olursak, hangimiz hale etkisine kapılmıyoruz ki?

İlk izlenim… Özellikle yeni bir okula gittiğinizde hareketlerinize, tavırlarınıza çok dikkat edersiniz. Niye? Çünkü karşı tarafta yarattığınız “ilk izlenim” diğer öğrenci ve öğretmenlerin sizin hakkınızda olumlu veya olumsuz düşünmesine sebep olacak. İnsanlar sizinle arkadaşlık yapıp yapmayacağına karar verecekler. Hemen bir örnek verelim;

Bora: eğlenceli, girişimci, çalışkan, kıskanç, tutarsız,

Defne: tutarsız, kıskanç, çalışkan, eğlenceli, girişimci

Yüksek ihtimalle bu iki arkadaştan Bora’nın daha iyi bir insan olduğunu, arkadaşlık yapmaya değer biri olduğunu düşündünüz. Ama isimlerin yanlarına yazdığım sıfatlar aynı. Defne’ninkileri ters sırayla yazdığım için olumsuz özellikleri olumluları perdeledi.

İlk izlenimlerinize göre tavır alacağınız zaman sınırınızı aşmamaya özen göstermelisiniz.

Daniel Kahneman, hale etkisini kendi hayatı üzerinden şu örnekle açıklıyor.

“Üniversitede öğretmenlik yaptığım sıralarda yazılılara not verirken hale etkisinin üzerimde nasıl çalıştığını fark ettim. Her öğrenciye iki adet makale yazdırarak puan veriyordum fakat makale sırasıyla gitmek yerine öğrenci öğrenci ilerliyordum. Bir süre sonra ilk makalesine yüksek verdiğim öğrencilerin hemen ardından ikinci makalesine de nispeten yüksek puanlar verdiğimi, aynı şekilde ilk makaleden düşük alan öğrencinin de ikinci makalesinden çok puan kırdığımı fark ettim.

Bu durumu çözmek için de önce bütün öğrencilerin birinci makalelerini puanlamaya, hepsi bittiği taktirde de kağıtları karıştırıp ikinci makaleleri puanlamaya başladım. Bu sayede hale etkisini ortadan kaldırarak, öğrencilere daha objektif puanlar verme şansını yakaladım.”

Yine Daniel Kahneman’ın bir sözüyle sonlandıralım:

"Hale etkisi, değerlendirmelerin tutarlılığını abartarak açıklayıcı anlatıların basit ve tutarlı kalmasına yardımcı olur: iyi insanlar sadece iyi şeyler yapar ve kötü insanlar tamamen kötüdür. "Hitler köpekleri ve küçük çocukları severdi" ifadesi, ne kadar çok duyarsanız duyun şok edicidir, çünkü böylesine kötü bir insandaki herhangi bir nezaket izi, hale etkisinin oluşturduğu beklentileri ihlal eder. Tutarsızlıklar düşüncelerimizin kolaylığını ve duygularımızın netliğini azaltır."

--

--