Yeni Bir Dil Öğrenirken Kullanılan 10 Yaygın Bahane

Aslıhan Mısır
Yetkin Yayın
4 min readOct 12, 2021

--

Her birimiz hayatlarımızın belirli dönemlerinde yeni bir dil öğrenmeye başlamışızdır. Birkaç hafta hevesimizi aldıktan sonra bahaneler üretmeye başlarız. “Dur şu işimi halledeyim, şuraya gideyim sonra çalışırım.”, “Ya aslında bugün biraz çalışacaktım ama birden uyku bastırdı, yoksa beni biliyorsun canım. Ben hiç aksatır mıyım?” Bu evreyi geçtikten sonra da kendimize hep neden çalışmamalıyız bunun için bir sürü bahane sayarız. Evet, biz yaparız diyorum çünkü ben de böyleydim. Motivasyonumdan çok bahanem vardı. Bazen bu bahaneleri o kadar çok tekrar ediyoruz ki gerçek sanıyoruz. Halbuki yeni bir dile başlamak için bizden başka engel yok! Şimdi, size en yaygın 10 bahaneden bahsedeceğim. Eğer sizde daha önce yeni bir dil öğrenme yolculuğuna çıktıysanız ve nedense(!) başarısız olduysanız nedenini bu 10 başlıktan birinde bulacaksınız. O zaman başlayalım!

1. Yetişkinler Dil Öğrenirken Dezavantajlıdır(mı?)

Cevap veriyorum; hayır :) Aslında bu başlığı burada bitirecektim ama sonradan biraz daha açsam faydalı olur diye düşündüm. Yetişkinler yeni bir dil öğrenirken alfabedeki harfleri sil baştan öğrenmek zorunda değildir. Mesela “t” ağızdan nasıl çıkar ve konuşurken dil, dişlere nasıl vurur gibi birçok şeyi yaşamı boyunca çoktan kendiliğinden öğrenmiştir. Ama bebekler ve çocuklar önce bunları keşfedecek sonra yeni dili öğrenmeye başlayacak. Bu yüzden yetişkinler dezavantajlı değil aksine bazı konularda çok daha avantajlıdır.

2. Dil Öğrenmek Kanımda Yok!

“Ya, tamam biliyorum. Kendimi geliştirmem lazım, dil öğrenmem lazım ama benim genlerimde yok dil öğrenmek, e o yüzden de hiç başlamadım. Yoksa biliyorsun eğer benim “dil öğrenme’’ genim olsaydı sen beni bir de o zaman görecektin!’’ Eminim ki birçok insan bu cümleleri söylemiştir. Böyle düşünmesine mi şaşırayım yoksa ‘’dil öğrenme geni’’ diye bir şeyin olduğuna inanmasına mı yoksa bu söylediklerinin mantıklı olduğunu karşısındakine inandırmış olmasına mı?

3. Yeterli Zamanım Yok!

Bu bahaneyi size çok güzel bir örnekle eriteceğim. Geçen yıllarda bir şirkette çalışan bir adamın zamanını yönetmesine yardım eden bir kadının bir konuşmasını izlemiştim ve çok etkilenmiştim. Şimdi size tam bir bahane savar olaydan bahsedeceğim. Bu adamımız, dediğim gibi, bir şirkette çalışıyor ve yoğun bir adam. Zaman yönetimi konusunda uzman olan kadınımız, adama biraz Fransızca öğrenmesi için zamanı olduğunu söylüyor. Adamımızda “Hayır, bunun için vaktim yok.” diyor ama biraz zaman sonra adamımızın evi su basıyor ve ‘’o çok yoğun’’ gününde bütün işlerini bir çırpıda halledip tam tamına 7 saatini usta çağırmakla ve evini temizlemekle geçiriyor. Kıssadan hisse; zaman kavramı tam olarak bizim elimizde. Eğer dil öğrenmek önceliğimiz ise yine bulur eder o dili öğrenmeye zaman ayırırız.

4. Dil Öğrenme Programları Çok Pahalı

Evet katılıyorum, özellikle bazıları çok insafsız ve bir araba parasına güya size dil öğretiyorlar. Dil öğrenme yolculuğunuzda, insafsız kurslara bir kamyon para dökmek yerine daha ucuz alternatifler, çevrimiçi araçlar, bloglar veya yabancı arkadaşlarla geçirilen zaman gibi ücretsiz bilgi kaynaklarını kullanabilirsiniz. Her zaman daha fazla harcamak, daha çok şey öğreneceğiniz anlamına gelmez. Hatta tecrübelerime dayanarak söylüyorum, birkaç farklı ürüne para harcamak aslında başarı şansını azaltıyor. Örneğin, işinizi görecek yalnızca bir temel ürün seçerseniz ve onu düzenli çalışırsanız dili konuşmaya daha çabuk başlarsınız. Para harcamak ve dil kitapları biriktirmek, ilerlemeniz için hiçbir şey yapmaz.

5. En İyi Kursu Beklemeliyim

Size en iyi kurs hangisi söylüyorum, söylüyorum… Hazır mısınız? Söylüyorum, öyle bir kurs yok! Evet, cevap bu kadardı! En iyi kurs diye bir şey yok, hemen hemen bütün kursların içeriği ve yardım seviyesi aynıdır. O yüzden, en iyi kursu aramaya ayıracağınız vakti, dilin içine girmeye harcayın.

6. Yanlış Başlarsam Yanlış Gider

Başlamak için en muazzam yolu aramaya çalışacağınız enerjinizi dili öğrenmeye başlamak için harcayın. Emin olun çok daha faydasını göreceksiniz, çünkü en muazzam yol diye bir yol yok. Her bireyin kendi öğrenme yolculuğu vardır, diğerleri sadece sizin yolunuza ışık tutar. İşin asıl püf noktası başlamaktır.

7. İnsanlarla Konuşmadan Önce Ders Çalışmalıyım

Öğrendiğiniz dili elbet bir gün konuşacaksınız. O yüzden dil öğrenme sürecinin keyfini çıkarın, konuşurken yaşayacağınız azıcık utangaçlıktan korkmayın.

8. Her Zaman Bir Aksanım Olmalı!

Biraz aksana sahip olmak çok çekici olabilir ama inanın iletişimin tümü değil. Dili mükemmel konuşmaya çalışmayın çünkü anadili İngilizce olanlar bile dilde bir sürü hata yapıyor. Ve anadili İngilizce olanların bile ilginç ve çeşitli aksanları var.

9. Zaten Herkesin İnterneti Var, Ne Gerek Var Öğrenmeye!

“Herkesin akıllı telefonu var, açarım Google çeviriyi hallederim işimi.” diye düşünüyorsanız düşünmeyin. İstanbul’da bazen telefonu insanların yüzüne yüzüne tutup adres sormaya çalışan insanlar görüyorum. Eğer siz de ileride teknolojinin, dil öğrenmenin yerini alacağını düşünenlerdenseniz, yanılıyorsunuz çünkü teknoloji inanılmaz bir hızla ilerlese de dil öğrenmenin yerini asla alamayacağını söyleyebilirim. Diyelim ki 50 yıl sonra muazzam bir teknoloji çıktı ve doğru altyazılarla insanların birbirini anlamasını sağlıyor ama insanlar yine de bir dil aracılığıyla iletişim kurmak isteyecektir. İnsanlar, karşısındakiyle konuşurken onun beden dilini okumak, duygularını ölçmek için duraklamaların ve ses tonunun ince anlamlarını keşfetmek ister ve bunu bir bilgisayarla taklit etmek çok zor.

10. Diğerleri Benden Daha Kolay Öğreniyor, Niye?

Kendimizi başkalarıyla kıyaslamaya bayılırız. Ama asıl nokta şu: insanlar kendileri hakkında istedikleri kadar bilgi bilmemize izin verirler. Kimse dil öğrenme yolculuğunda pes etme noktalarına kadar gelip sinirden ağladığını pek anlatmaz. Onlar kendi hikayelerini ya da önlerine çıkan tümsekleri paylaşmadıklarında; kendi dil öğrenme maceramızın daha zorlayıcı olduğunu, onların bizden çok daha akıllı ve çok daha kolay öğrenebildiğini düşünürüz ama asıl gerçek bu değildir. Asıl gerçek: başarılı dil öğrenenlerin pes etmemesidir.

Artık kullandığınız bahanelerle yüzleştiniz. Yeni bahaneler üretmeye kalkışmadan yeni bir dil öğrenme maceranızın keyfini çıkarın ve bundan zevk alın. Eğer bir dil öğrenme konusunda ciddiyseniz tutkunuz her sorunun üstesinden gelir. Henry Ford’un da dediği gibi “ İster yapabileceğini düşün ister yapamayacağını. Haklısın.”

--

--

Aslıhan Mısır
Yetkin Yayın

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi | Trainee at YetGen