Hikaye Anlatıcılığının Bilimi: Araştırmalar, İpuçları ve Öneriler

Eslem Kahraman
Yetkin Yayın
Published in
5 min readMar 1, 2021

Muriel Rukeyser, “Evren atomlardan değil, hikayelerden oluşur” der. Kabul edelim, hepimiz hikayeleri severiz. Farkında olsak da olmasak da bir zamanlar hepimiz eğitici hikayelerden etkilendik. Tabii ki bu durum şaşırtıcı değil, çünkü bu şekilde evrildik. Gelin biraz hikaye anlatıcılığının biliminden, hikayelerin beynimizi nasıl şekillendirdiğinden ve iyi bir hikaye anlatıcısı olmak için ipuçlarından bahsedelim!

Hikaye Anlatıcılığının Bilimi- Fotoğraf Kaynağı: Eslem Kahraman

Öncelikle sizi Will Storr ile tanıştırmak istiyorum. Kendisi “The Science of Storytelling” kitabının yazarı. Aynı zamanda bu isme sahip bir TED konuşması da mevcut. Ted konuşmasında orienting response (Yönlendirme refleksi) kavramından, değişimin beynimiz için öneminden, Antik Yunan Tarihi’ne dayanan “Eudaimonia” anlayışından ve hikaye anlatıcılığının bizim için bir biyolojik evrim ürünü olduğundan bahsediyor. İzlemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

“Story isn’t something that was designed by clever people hundred of years ago. It’s more like a product of biological evolution.”

Will Storr, Hikaye Anlatıcılığının Bilimi adlı kitabında iyi bir hikaye anlatıcılığının tıpkı psikoloji ve sinirbilim gibi insan davranışı üzerine yapılan derin bir inceleme olduğunu söylüyor. Bir düşündüğümüzde, gerçekten de edebi hikaye anlatımının yüzeysel olaylardan çok, karakterlerin davranışlarıyla ilgili ayrıntılı ipuçlarıyla dolu olduğunu görebiliriz. Bu yüzden de bu ayrıntılar psikolojik tahliller yapmamızı da sağlayabilir. Hikayelere bu kadar tepkiler vermemizin ve sevmemizin nedeni aslında geçmişimize dayanıyor. Çünkü kahramanlıkları ve kötülükleri konu edinen masallara birtakım tepkiler verecek şekilde evrildik. Hatta kitapta da bu konu hakkında insan davranışlarının evrimi, nörobilim ve antropoloji ile ilgili birçok araştırmalardan bahsediliyor. Gelin bu araştırmalardan birkaçına göz gezdirelim!

“Bunları Biliyor Musunuz?” Köşesi

  • On sekiz avcı toplayıcı topluluk üzerinde yapılan bir araştırmada, hikayelerin yaklaşık yüzde sekseninin grup üyelerinin diğer insanlara ilişkilerinde nasıl davranması gerektiğine dair dersler içerdiğini ortaya koymuş. Ve tahmin edersiniz ki, hikaye anlatıcılarının yüksek sayıda olduğu toplulukların daha uyumlu davranışlar sergilediği görülmüş.
  • Hikaye anlatımı çocuklar için de çok önemli. Sosyal zihinlerinin oluşturulmasında oyunların ve hikayelerin rolü elbette ki yadsınamaz. Sosyopat katillerin geçmişlerine odaklanan bir çalışmada, katillerin %90’ının çocukluklarında hiç oyun oynamadıkları veya fiziksel şiddete dayalı oyunlar oynadıkları katiller arasındaki ortak noktalardan birisiymiş.
  • Hikayelerle çıkılan yolculuklar önce insanları, sonra dünyayı değiştiriyor.” diyor Will Storr. 132 hikaye taşıması üzerinde yapılmış meta analizlerin yazarı şunları söylüyor: “Araştırma, bu tür yolculuğa çıkan okurların bu yol sonunda değişebileceğini ortaya koydu. Anlatı taşımacılığının başarısı, hikayeyi okuyan kişiyi ikna etmesidir.”
  • Yirmi bin roman üzerinde değerlendirme yapan bir analizin algoritması, New York Times’ın çok satanlar listesine girebilecek romanları %80 oranında bir doğruluk payıyla tahmin etmek üzerine kuruluymuş. Araştırmanın sonuçları, insanların ne tür hikayelere merak duyduğunu ortaya koydu. Çok satan kitaplarda sık rastlanan en önemli temanın “insan yakınlığı ve insanlar arasındaki bağ” olduğu yani hipersosyal türlerin merak duyacağı bir konu anlaşımış.
  • Metinler üzerinde yapılan analizler, içinde “yapmak”, “ihtiyacı olmak”, “istemek” kelimelerinin geçtiği romanların New York Times’ın çok satanlar listesinde, bu kelimelerin geçmediği romanlara oranla daha fazla yer aldığını ortaya koymuş. Bu araştırmadan da görebiliyoruz ki; tepki vermeyen, karar vermeyen, seçim yapmayan, kaosu kontrol etmek için çabalamayan karakter gerçek bir başkahraman değildir. Peki siz ne tarz karakterlerden hoşlanırsınız? :)

Hikayeler Beynimizi Nasıl Şekillendirir?

Cambridge Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre; hikayeler empatiyi artırabilir, ön yargıyı ve yalnızlığı azaltabilir, aynı zamanda ikna edici olabilir. Örneğin, ayna nöronlar sayesinde “atlama” kelimesini okurken aslında atlama eylemini gerçekleştirdiğimiz alanları aktive edebiliriz. Üzgün biri hakkında okuduğumuz bir bölümde biz de üzüntü hissedebiliriz. Hatta vampirler hakkında kitaplar okuyan insanların, dişlerinin nüfustaki diğer insanlardan biraz daha uzun olduğuna inandıkları bile görülmüş. Hikayelerin bize olan etkileri ne kadar dönüştürücü ve garip, değil mi? :)

İyi Bir Hikaye Anlatıcısı Olmanın İpuçları

Will Storr, Hikaye Anlatıcılığının Bilimi

Will Storr, hikaye anlatıcılığının formüllere dayalı olmaması gerektiğini söylese de, kitabında birçok sayfada bu konu hakkında ipuçları verdiğini görebiliyoruz. Altını çizdiğim ve tekrar tekrar dönüp baktığım bazı kısımları sizler için de derlemek istedim.

  • Başarılı bir hikaye, insanlık durumu üzerine yapılan bir keşiftir ve yabancı zihinlere yol alan heyecan dolu bir yolculuktur. Bu tür hikayeler, dışarıdan bakıldığında görülen olaylarla değil, bu olaylarla mücadele etmek zorunda kalan karakterle ilgilidir.
  • İyi hikaye anlatıcıları, kurguladıkları karakterlerin özelliklerini onların eylemlerinde, konuşmalarında, hatıralarında, arzularında gösterirler. Kişilerin kendi özel alanlarındaki hali ile koridordaki, mutfaktaki, ofisteki halleri “benliklerimizin nasıl bölündüğü ile” ilgili ipuçları verebilir. Psikologlar, atmadığımız şarap şişeleri, üzeri yırtık kağıtlar gibi farkında olmadan bıraktığımız eşyalara davranışsal kalıntı(behavioural residue) adını verir.
  • Kitabında iyi karakterlerin olmasını hedefleyen yazar, onları öncelikle ve bütün canlılıklarıyla zihninde inşa etmelidir.
  • Başarılı hikayeler ve başarılı yaşamlar hakkındaki en temel gerçek, kahramanların, etraflarında yaşanan kaosa sessizce katlanmamasıdır. Bu olaylar bize meydan okur, içimizde bir arzu uyandırır. Bu arzu bizi harekete geçirir.
  • Hikaye anlatmakla ilgili bütün kurallar diyalog yazma sanatında bir araya gelir. Diyaloglar değişken olmalı, bir şeyler talep etmeli, bir karakterin ve bir bakış açısının izlerini taşımalı ve hikayenin hem bilinç hem de bilinçaltı katmanlarında etkinlik göstermelidir.
  • Shakespeare’in yüzyıllar önce keşfettiği gibi, karakterin davranışlarının sebeplerini açıkça ortaya koymak hata olacaktır. Sadece ipucu vermek, hatta sorunun kaynağını tamamen gizlemek hikayenizi daha derin ve ilgi çekici kılar.

Öneriler

Daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler için bu konuda faydalandığım diğer kitapları, kursları, podcast’leri ve videoları da sizlerle paylaşmak istiyorum.

1- Ted Konuşmaları

Hikaye anlatıcılığını son zamanlarda birçok platformda duyduğumuz doğru. Bu konu hakkındaki Ted konuşmalarına aşağıda belirteceğim oynatma listesinden ulaşabilirsiniz.

Hikaye Anlatıcılığı — Ted Konuşmaları

2- Kitaplar

Hikaye Anlatıcılığının Bilimi- Will Storr

Bizi Biz Yapan Hikayeler- William Lowell Randall

Anlatının Gücü: Kitle Kültürü Çağında Hikayecilik- Robert Fulfold

Hikaye Anlatıcısının Yolculuğu: Ateş Başında Cam Kulelere Homo Narran’ın Kadim Hikayesi- Nuri Sersem Gürvardar

3- Video ve Kurslar

Pixar & Khan Academy iş birliği ile ücretsiz olarak gerçekleşen hikaye anlatımı dersini kaçırmayın derim!

Khan Academy- Hikaye Anlatma Sanatı

Coursera- Transmedia Storytelling: Narrative worlds, emerging technologies, and global audiences

Coursera- Powerful Tools for Teaching and Learning: Digital Storytelling

MasterClass- Neil Gaiman Teaches Art Of Storytelling

4- Podcast

“Transmedya hikaye anlatıcılığı nedir? Nasıl oluşur?” gibi soruları merak edenler için.

“Herkes bir hikaye anlatıcısı olabilir mi? Nasıl iyi bir hikaye anlatıcısı olabiliriz?” gibi soruları merak edenler, örneklerle içselleştirmek isteyenler ve Joseph Campbell’in hikaye kuramlarını yakından tanımak isteyenler için önerebileceğim diğer bir podcast:

Peki sizin hikayeniz nedir? :)

--

--