İTÜ’de İlk Senem Nasıl Geçti ?

Ali Emir Dinç
Yetkin Yayın
Published in
5 min readJun 21, 2024

Böylesini Ben De Beklemiyordum.

Arı Kapı

Ben Kimim

Ben Ali Emir, 2023 YKS sınavında 40 bin sıralama ile İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliğini kazandım. Bu yazımda İTÜ’ye başlarken aradıklarımdan ve bir yılın sonunda bulduklarımdan bahsedeceğim.

Hazırlık Mı 1 Mi ?

Sonuçlar açıklandığında herkesin aklındaki ana soru bu oluyor: Okulumuzda 4 kur mevcut ve hazırlığın kolay olduğu düşünülüyor, ama aslında durum hiç de böyle değil. Hazırlık sınıfında asıl sorun yoklama; ciddi bir istikrar bekleniyor ve hazırlık atlama sınavı da tek şans olduğu için endişe yaratıyor.

(Hazırlığı 1'de atlayamadan 2 kere okumak okulda görülen bir durum)

Kendini dil konusunda gerçekten geliştirmek isteyenler için okunabilecek hazırlıkta, diliniz sıfır bir şekilde gitmiyorsanız önerilen seviyeler ya P3 ya da P4 oluyor. Bu kurlardan P3, B1 seviyesinde eğitim veriyor ve 2 dönem sürüyor, diğer kur olan P4 ise B1+ seviyesinde eğitim verirken 1 dönemde bitirilebiliyor.

Lisede hazırlık okuduğum için üniversitede bir yıl daha hazırlık okumak istemedim, hazırlık atlama sınavıyla doğrudan birinci sınıfa başladım. Bunun beklemediğim birkaç sonucu oldu; hazırlık okumadan başladığım için adaptasyon süreci biraz sıkıntılı geçti, hazırlık için her ne kadar kolay değil dediysem de bu sınıf size en azından zaman bırakıyor ve özgür alan tanıyor yani okulu ve imkanlarını da daha efektif keşfedebiliyorsunuz.

Dönemin başında hazırlık okumadığım için pişman oldum, ama şimdi ‘iyi ki’ diyorum.

Yıkılma Dönemi

İnsan kendini yeniden yaratmak istiyorsa, önce tamamen yıkılmalıdır. Bu süreç acılı olabilir ama gerçek değişim ancak bu şekilde mümkündür.

Ekim ayı, dönemin başlamasıyla birlikte İTÜ yolculuğumun başlangıcı oldu. İlk tokadımı ders seçim süreciyle aldım. Kısa bir dosya ders seçimi süreci hakkında bilgi veriyordu fakat web sitesinin ara yüzü hakkında içerik kısıtlıydı. Dosyadan öğrendiğim kadarıyla derslerimi yazdım planımı çıkarttım ve ders seçim tarihini beklemeye başladım. Her İTÜ’lünün en az bir kere yaşadığı ders alamama problemini, ders seçim tarihinin açılmasından 30 saniye sonra yaşadım. Bütün çabalar, dilekçeler ve alternatif ders programlarıyla derslerimi almayı başardım.

9 Ders Ne Kadar Zorlayabilir ki

Lisede kafamıza istemsizce yerleşen bazı algılar var, bunlardan biri bir dersin 40–45 dakika sürmesi fakat gel gör ki üniversitede durum buna benzer bile değil. 9 Dersi aldıktan sonra ilk aklıma gelen düşünce “Ben lisede günde 8 derse giriyordum, haftada 9 ders ne ki !” oldu…

3 Saat süren dersler işin kolay kısmı. Örneğin Kimya101 dersinde o 3 saatte ortalama 100–150 slaytlık konu işleniyor, bahsi geçen slaytları öğrenmek için minimum ders süresinin 2 katı kadar zaman gerekiyor benzer şekilde haftada 5 saat görülen Mat103'te konuları öğrenmek de yetmiyor, müfredatı zaten liseden bildiğimizi göz önünde bulunduran hocalarımız bu dersin sınavlarındaki soruları karma konulu yapıyor, konuları mükemmel derecede bilseniz dahi sorulara aşina değilseniz geçmiş olsun oluyor.

Soğuk Ama Girince Alışıyorsun

Havuz dersleri…

İlk senenizde aldığınız derslerin çoğunu bütün okul alıyor, bu derslere havuz dersleri deniyor, biraz önce örneğini verdiğim kimya101 ve mat103 bu derslerden ikisi. Bu derslerin bazılarında öğrendiğimiz bilgileri hiçbirimiz gerçekten iş hayatında nasıl kullanacağımızı kestiremiyoruz. “Ben bu dersi neden alıyorum” sorgusu okulda yaygın.

İlk dönemin sonlarına doğru girdiğim bir fizik101 dersinde konu anlaşılması ve uygulaması ciddi anlamda zor bir konuydu, Meltem hoca dersi anlatırken bir anda durdu ve “Arkadaşlar, biz bunları neden anlatıyoruz, neden çözebilmenizi bekliyoruz biliyor musunuz ? Beyin gelişebilen ve değişebilen bir yapıya sahip, sizin düşünme biçiminizi, beyninizi geliştirmek için anlatıyoruz” dedi. O günden sonra girdiğim her derse farklı girdim farklı baktım.

İTÜ Mustafa İnan Kütüphanesi

Kuruluş Dönemi

Kişiden kişiye değişir ama benim komple yıkılmam 1 dönem sürdü ve 2. dönemi başka biri olarak geçirdim. Üniversite, kimsenin size ‘derse gel’, ‘ödevini yap’, ‘sınav şu tarihte kaçırma’, ‘okul sana bu imkanları sunuyor kullan’ demediği bir mekan. Her şeyi siz keşfedeceksiniz siz kullanacaksınız en önemlisi de talep edeceksiniz. Burada sorumluluk bilinciniz gelişmediği sürece kimse sizin gözünün yaşına bakmıyor, kaale almıyor.

Derslere düzenli gitmenin kritik bir disiplin olduğunu fark ettiğinizde pek çok şey değişiyor. Buradaki asıl olay sadece derse gitmek değil, o disiplini kazanmaktır. Gündelik hayatımda kendimi daldan dala atlayan biri olarak tanımlayabilirim, başlamak zor derler ya, benim için zor olan bitirmek oldu hep çünkü sürekli farklı işlerle aynı anda uğraşır çalışırım. Eksiğim olan disiplini İTÜ kazandırdı bana, hocamın da dediği gibi, farklı bakıyorum artık.

Anladım ki üniversite denen yer size 4 senede hayata atılma ivmesi veren bir nevi hayatın demosunun yaşandığı mekanmış. Hayata hazırlandığınız bu yerde seçebileceğiniz 2 çeşit yol var: Ya yeteneklerinizi, ilgi alanınızı ve istediğiniz mesleği net bir şekilde biliyorsunuzdur (bu büyük bir şans) ya da bilmiyorsunuzdur.

Biliyorsanız yolunuz belli, mesleğinizde en iyisi olma hedefiyle yola çıkmalı ve elinizden gelenin en iyisini yapma gayesiyle çalışmalısınız. Gel gelelim yeteneğinizi, yatkınlıklarınızı kısmen biliyorsanız ve çalışmak istediğiniz meslek konusunda sadece genel hatlarıyla bir bilgiye sahipseniz üniversite bunun için de harika bir yer.

Şahsen ben 2. kafada biri olduğumdan neyi sevip sevmediğime kafa yordum, bana bu konuda destek olan ana kuruluşlar kulüpler oldu. İTÜ kulüp çeşitliliği ile Türkiye’de sayılı okullardan biri, bunun avantajlarından yararlanmak 1 senenin sonunda önümü daha net görebilmemi ve kariyer hedefleri koyabilmemi sağladı, yeni girişlilere tavsiyem hepimizin yaptığı gibi ilgilerini çeken bütün kulüplere girmeleri ve ilgi alanları dahilinde olduğunu keşfettikleri kulüp(ler) ile (1,2 tanede karar veriliyor fazlasına yetişmek zor) devam etmeleri.

Hedef

Kapıdan içeriye adımımı ilk attığım gün isteklerim vardı, artık isteklerin yerini hedefler aldı, taze fikirlerse koltuğunu aksiyonlara devretti. Sonuç ne olur kapılar nereye açılır bilmem ama açılan kapının ardındakini görme isteğim ağır basıyor, galiba bu merak beni pişman etmeyecek.

--

--

Ali Emir Dinç
Yetkin Yayın

Hayattan, ilgimi çeken ve faydalı konuları derliyorum