Kendime Engel Olamıyorum

Didar Güleryüzlü
Yetkin Yayın
Published in
2 min readOct 10, 2022

Kendini asla durduramayan bir robota empati kurabilir misiniz? Özellikle de bu robot durmaksızın sızdırdığı kırmızı renkli sıvıyı düzenli olarak silmesine engel olamıyorsa?

Günümüzde teknolojinin değişmesi ile sanat eserlerinin ve sanatçıların kendini ifade etme biçimi de değişip, gelişti. Bunun en güzel örneklerinden biri 2016 yılında, Çinli modern sanatçılar Sun Yuan ve Peng Yu tarafından tasarlanan ve ismini gerçekleştirdiği eyleminden alan mekanik eser ‘Kendime Engel Olamıyorum’.

Sun Yuan & Peng Yu | Can’t help my self (2016)
Sun Yuan & Peng Yu Can’t Help Myself

Görsel tanıma sensörleri ve yazılım sistemleri aracılığıyla programlanmış bu endüstriyel robot, 32 farklı hareket sergileyebilmeye programlandı. Fakat izleyenleri en çok etkileyen hareketi, kanı anımsatan koyu kırmızı renkli sıvıyı görsel tanıma sensörleri sayesinde algılayıp, mekanik büyük kolu ile camekan içinde daha uzağa yayılmadan kendisine doğru toparlamak.

Farklı hareketler yapabilen bu robot serginin ilk günlerinde selam verme, dans etme gibi hareketler sergileyip izleyenlerin dikkatini çekiyordu. Fakat belli bir süre sonra sızdırmayı asla durduramadığı, koyu kırmızı sıvıyı silme savaşından tüm odağını kaybetti. Robot, izleyenlerini bile çaresiz hissettiren tek bir eylem gerçekleştirebiliyordu, o da bulunduğu camekanın duvarlarına dahi sıçrayarak onu sıkıştırmış gibi gösteren sıvıyı silmek. Aslında kaybettiği sıvı ile değil de elektrik ile ayakta kaldığını bilmeyerek de harekete devam etti, ta ki tam anlamıyla durana dek.

Bu eser, 2016 yılında Gurghenim müzesinde 4 ay gösterime sunulduktan sonra, 2019 yılında yaklaşık 6 ay boyunca bir kez daha gösterime sunuldu. Eser herkeste farklı duygular uyandırdığı için insanlar artık sosyal medya hesaplarından paylaşım yapmaktan ‘kendilerine engel olamadılar’. Bu sefer sosyal medyanın katkısı ile birlikte 2016 yılındaki sunumundan daha çok bilindi ve insanlardan ilginç tepkiler aldı.

Sanat eserlerinin güzel yanlarından biri de, eserin içinden kendinden bir parça bulma şansı vermesidir. Bu yüzdendir ki, kimileri robotun her hareketinde çıkardığı sesi öfkeli insan seslerine benzetirken, kimileri robotun hüzünle hareket ettiğini düşündü. Fakat eserin yaratıcılarının verdiği röportajlarda da açıkça belirttiği gibi, robotun özgür bir iradesi yok. Duyduğumuz empati, robota yüklediğimiz insani karakteristik özellikler ile programlanmış robotta bizim kendi yansımamızı görmemizden kaynaklanıyor. Belki de bu yüzden robota karşı duyduğumuz empati kaçınılmaz hale geliyor ve bize farklı duygular çağrıştırabiliyor.

Bu yüzden yazımı, her dinlediğimde bana bu eseri anımsatan bir şarkı ile kapatmak istiyorum. https://open.spotify.com/track/1CYSLNSMRvcsLbxIJuChZP?si=d87f974479e64cbf

--

--