Kişisel Ekonomimiz

Finansal Okuryazarlığımız ve Finansal Davranışlarımız Üzerine

Elif TEKİN
Yetkin Yayın
7 min readJul 28, 2020

--

Aylık sabit gider miktarınız nedir? Kredi taksitleriniz ne kadar? En önemlisi para ile olan ilişkiniz nasıl? Enflasyon oranlarının maaşınıza veya öğrenci bursunuza etkisi nedir? Özellikle geçtiğimiz ayın enflasyon oranından nasıl etkilendiniz? Peki borsada işlem yapıyor musunuz? Hisse senedi getirisini nasıl hesaplarsınız? Riski yaymak için uygun olan yatırım aracı nedir?

Photo by Austin Distel on Unsplash

En önemlisi kendi ekonominizi nasıl sürdürülebilir kılıyorsunuz? Tüm bu soruların cevabı aslında bizim ekonomi-finans terimlerine olan aşinalığımıza, gelişen ve değişen finans dünyasına adapte olabilirliğimize yani kısacası bizim finansal okuryazarlık yetkinliğimize bağlı.

Atilla Köksal Hocamızın eğitmenliğinde tüm bu soruları tartıştığımız MZV-MEF Yetkin Gençler Eğitim Programının 21. Yüzyıl Okuryazarlığı eğitimini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bilgi Okuryazarlığı, Medya Okuryazarlığı, Finansal Okuryazarlığı, Dijital Okuryazarlığı ve Küresel Vatandaşlığı kapsayan bu eğitimde finansal kararlarımız üzerine konuştuk.

Finansal Okuryazarlık Nedir? Neden Önemlidir?

Finansal okuryazarlık ekonomi ve finans ile ilgili kararlar alırken, özellikle kredi ve borç yönetimini sağlarken ihtiyaç duyduğumuz bilgiye sahip olmaktır. Kısaca temel yaşam becerilerimizden olan finansal okuryazarlık, ortalama bir öğrencinin gelir gider dengesini sağlayabilmesi, eğitimini finansa edebilmesi, bir ailenin bütçesini dengeleyebilmesi, ebeveynlerin çocuklarının eğitimini karşılaması veya kişilerin emeklilikte bir gelir sağlayabilmesi için aldığı tüm kararları etkiler. Bu süreçlerde en iyi kararları almak için finansal okuryazarlığa ihtiyacımız vardır.

Bireysel olarak düşündüğümüzde;

  • Sahip olduğumuz parayı etkin bir şekilde kullanmak,
  • Finans planı ve bütçe oluşturmak,
  • Tasarrufu ve düzenli birikimi sağlamak,
  • Finansal ürünleri doğru anlayarak yatırım kararlarında etkin rol almak için finansal okuryazar yetkinliğine sahip olmamız önemlidir.

Diğer bir yandan bir bütün olarak baktığımızda bireylerin finans ürünlerini iyi bir şekilde tanıması ve etkin kararlar alması, finansal servis sağlayıcılarının gelişimini sağlar. Ayrıca aracı kurumlar ve bireyler arasında asimetrik bilginin dağılımını önler. Böylelikle ülke ekonomisinin iyileşmesine ve eşitsizliğin azalmasına yardımcı olabilir. Bu yüzden finans okuryazarlığı yediden yetmişe sahip olmamız gereken yetkinliklerden biridir.

2014 yılında Standard & Poor’s (S&P Global FinLit Survey) tarafından finansal okuryazarlığı ölçmek amacıyla risk dağılımı, enflasyon , basit faiz ve birleşik faiz kavramları üzerine yapılan bir araştırma anketinin sonuçları Türkiye içinde bulunan yetişkinlerin yalnızca %24'ü finansal okuryazar olduğunu gösteriyor. Bu oranla Türkiye, dünya sıralamasında 120. sırada yer almaktadır. Araştırma sonucuna göre finansal okuryazarlık kapsamında gelişime ihtiyaç olduğumuz aşikardır.

Türkiye’de finansal bilinci arttırmayı hedefleyen Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) yönetim kurulundan Atilla Köksal, gençlerin finansal ortamı anlayabilmesi, müzakere edebilmesi, finansal riskleri etkin bir şekilde yönetebilmesi ve finansal tuzaklardan kaçınabilmesini sağlamak amacıyla yayımlanan kitaplarını gençlere FODER aracılığı ile ücretsiz bir şekilde armağan ediyor. Geleceğe Yatırım, Aileler için Tasarruf ve Yatırım Tavsiyeleri ve Geleceğe Yatırım, Yarının Büyükleri için Tasarruf ve Yatırım Tavsiyeleri kitaplarına bağlantılar yardımıyla kolayca ulaşabilirsiniz.

Neredeyse tüm hayatımız boyunca ihtiyaç duyacağımız bütün bilgilerin içinde bulunduğu bu kitaplara zaman ayırmanızı şiddetle tavsiye ederim!

Geleceğin için Tasarruf Yapıyor musun?

ING Bank’ın tasarruf eğilimleri üzerine yaptığı araştırmalar ilginçtir ki bireylerin tasarruf yapmak için yüklü miktarda paraya sahip olmayı beklediğini ve tasarruf yapma kararını sürekli erteleme halinde olduğunu gösteriyor. Aslında bu sonuçlar gösteriyor ki tasarruf ve yatırım konusunda mantıklı kararlar alamıyoruz ve sürekli erteleme eğilimi finansal anomalilerden sayabileceğimiz bir davranış.

Photo by Micheile Henderson on Unsplash

Küçük bir miktarla tasarruf yapmaya başlamak, sonrasında artan gelire göre tasarrufu arttırmayı alışkanlık haline getirmek daha sağlıklı olabilir ve olası kriz anlarını daha iyi yönetmeyi sağlayabilir. Mesela bir öğrenci için haftalık veya aylık 50–100 ₺ kumbaraya atmak, birikimini sürdürmek için iyi bir tutar olabilir. Atalarımızın da dediği gibi damlaya damlaya göl olur!

Ayrıca bu birikimi sürekli hale getirmek için hedefler belirlemek birikim motivasyonunu ortaya çıkarır. Bisiklet almak, yüksek lisans yapmak veya yurt dışına çıkmak gibi hayalleriniz doğrultusunda hedeflerle hem hayallerinizi canlı tutabilir hem de tasarruf ve birikim yapma alışkanlığınızı sürdürülebilir kılabilirsiniz. Nice hayalleriniz ve hedefleriniz olsun birikim yolunda!

Finansal Erişim Sağlayabiliyor musunuz?

Bu konuda yapılan araştırmaların devamı gösteriyor ki; birikimlerin büyük miktarı yastık altında bulunmaktadır. Neredeyse bankacılık sisteminde aktif olarak yer alan para miktarının üçte ikisi kadarı yastık altında olduğu tahmin ediliyor. Bireylerin bankacılık sistemini tercih etmemesinin nedenleri sisteme güvensizlik veya kültürel davranışlar olabilir. Ancak bu miktarların finansal sistemin içinde yer alması uzun vadede hem bireylere hem de ülke ekonomisine önemli ölçüde kaynak sağlayacaktır.

Birikimin büyümesi, değer yitirmemesi ve enflasyon karşısında alım gücünü kaybetmemesi için yatırımın yastık altında atıl kalmaması ve finansal sistemin içinde yer alması gerekir. Finansal erişime güvenli bir şekilde ulaşabilmek yine finansal ortamı anlamak ile güçlenebilir.

Bütçe Yapıyor musunuz?

Bütçe yapmak aslında kişisel finans durumumuzu kontrol etmek ve bilinçli bir şekilde karar almak için yapabileceğimiz en önemli adımlardan bir tanesidir. Peki bütçeyi nasıl yapıyoruz? Haydi hep birlikte beraber kayıt tutalım!

Photo by Nick Morrison on Unsplash

1. Harcamalarını Yaz!

Bir ay boyunca yaptığınız tüm harcamaları detaylı bir şekilde not alın.

2. Gelirlerini Yaz!

Aynı dönem için maaşınızı veya harçlığınızı, varsa ek gelirinizi ve yatırımlarınızın getirisini detaylı bir şekilde not alın.

3. Dengeni Kur!

Bu şekilde gelir gider dağılımının farkına varabilirsiniz ve oluşan gelir gider dengenizin yapısını görmüş olursunuz. Genel durumda gelirlerimizin tamamını harcamaya eğilimliyiz ve genel denklemimiz Gelir= Harcama+ Borç Ödemesi olsa da bütçemizde kurgulamak istediğimiz ideal denklemimiz şu şekilde:

Gelir-Birikim=Harcama

Gelirimizden birikimimizi ayırdıktan sonra kalan miktar ile harcama yapabiliriz, yapmalıyız! Bu şekilde bütçe denklemimizde gelirimizden fazla harcamamamız gerekiyor. Türkiye şartlarında bu ideal durumu kurgulamak zor, ancak imkansız değil.

Peki Bu Planda Hiçbir Zaman Borçlanmayacak mıyız?

Sağlığımız için, eğitimimiz için, ev almak için veya acil kriz durumlarında tabi ki borçlanmak durumunda kalabiliriz. Borç miktarımız gelirimizin %25’ini geçmemeli! Ve önemli olan neye borçlanacağımızı doğru karar vermek. Bütçeyi aşan bir tatil için, tüketim çılgınlığına kapılıp lüks telefon veya araba almak için borçlanmak pek mantıklı bir durum değil.

Ayrıca bütçe yapmanın yani gelir-gider farkındalığı kazanmanın faydalarından biri de birikim yapmak için kolayca yönünüzü bulmaktır. Nasıl mı?

Mesela bir öğrenci veya yeni mezun bir birey olarak gelirimiz yüksek olmadığı için harcamalarımızı kontrol altına alarak para birikimi yapabiliriz. Bütçe içerisinde harcamalarımızı kayıt altına tuttuğumuzda bu harcamaların her biri için hayatımızdaki gerekliliğini düşünüp, eğer gerekli değilse azaltma yoluna gidebiliriz. Bütçenizi analiz ederken her harcama kaleminiz için istek mi ihtiyaç mı mutlaka ayırt etmelisiniz.

Dur, Düşün, Sor!

Kasa Öncesi 10 Saniye Kuralı!

Kasaya gitmeden önce 10'a kadar sayın! Bu süreçte sepete eklediğiniz, her ürün ve hizmet için istek mi ihtiyaç mı sorusunun cevabını mutlaka sorgulayın! Ayrıca daha ucuzunu bulabilir misiniz ya da o ürün veya hizmet sizin için ne kadar değerli bunun üzerine de düşünerek bütçenize en yüksek fayda ile alışverişinizi tamamlayabilirsiniz.

Bu tür basit alışkanlıklarla yalnızca ihtiyacınız olanı alarak bütçenize uzun vadede büyük ölçüde katkı sağlayabilirsiniz. Dengede kalmanız dileklerimle!

Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)

Tasarruf ve birikim yapmanın önemini vurgulamışken, bu alışkanlıkları kazanmanızı sağlayacak bir sistemden bahsetmek istiyorum.

Photo by Kahar Erbol on Unsplash

En az 10 yıl içerisinde sistemde kalmak koşulu ile yani ileri yaş dönemleri için BES’le bugünden birikim yapmaya başlayabilirsiniz.

İçerisinde fon araştırması ve kendinize uygun varlık dağılımınızı yaparak ve %25 devlet katkısından faydalanarak 56 yaşında emekli olma hakkı edinebilirsiniz.

Davranışsal Ekonomi

Son olarak, aldığımız mantıksız kararların altında yatan nedenlerini diğer bilim dallarıyla özellikle psikoloji bilim dalı ile açıklamaya çalışan bir alandan bahsetmek istiyorum.

Daniel Kahneman ve Amon Tversky ikilisinin deneysel çalışmaları neticesinde farkında olmadan zihin yanılgısıyla kararlar aldığımız kanıtlandı. Yani insan olarak her zaman rasyonel kararlar alamıyoruz. Bunu bilmek, yanılgı yapabileceğimiz noktaların farkına varmak, daha titiz kararlar almaya motive edeceği için kıymetli olduğunu düşünüyorum. Davranışsal yanılgılarımız pazarlama stratejilerinde ve politika üretiminde kullanılmaktadır. Bu nedenle davranışsal ekonomide yapılan son çalışmaları takip etmek, seçimlerimizde daha dikkatli olmamızı ve daha doğru kararlar almamızı sağlayacaktır.

Finansal kararlarda aşırı iyimserlik, aşırı güven, tutuculuk gibi bilişsel kaynaklı, otokontrol, bağlanma veya belirsizlikten kaçma gibi duygusal kaynaklı, ayrıca taklit, sürü davranışı gibi sosyal etkileşim kaynaklı yanılgılarımız var.

Örneğin çok gördüğümüz yanılgılardan biri olan tutuculuk; ısrarla eski bilgiye elde edilen yeni bilgiden daha fazla önem vermektir. Birikimlerimizi finansal sistem yerine yastık altında tutmak yada birikim yapmayı sürekli ertelemek, BES’e katılmamak bu tür yanılgılara örnek olabilir.

Pazarlama stratejilerinden bahsedersek, bir ürünün size hangi ürünlerle sunulduğu aslında o ürünün sizin tarafınızdan değerinin ne kadar algılanacağını ortaya koyuyor. Bu yüzden süpermarkette ürünlerin dizilişine veya size sunulan ikili seçeneklere dikkat etmenizi öneririm. Yine aynı şekilde uçak bileti alırken son iki bilet uyarısını çoğumuz fark etmiştir. Aslında bu bir kıtlık uyarısı, hızlı satın almanız için tetikleyici unsur olarak konmuştur.

Ayrıca yapılan deneyler gösteriyor ki kayıplara kazançlardan daha çok duyarlılığımız var. 100₺ kaybetmenin acısı 200₺ kazanmanın sevinci ile eşdeğer olduğu düşünülüyor. Az bir kayıptan dahi kaçınma davranışımız var. Son günlerde tecrübe ettiğimiz marketlerde poşetin ücretli olması ve çoğu insanın ücretli poşet almaktan kaçınmasını kayıp-kazanç duyarlılığı ile açıklayabiliriz. Kaybettiğimizi hissettiğimiz an bu miktar küçük olsa dahi kaçınıyoruz.

Günlük akış içinde aldığımız kararların kendimiz tarafından verilmediği fikrini pek kanıksamayabiliriz. Ancak çoğu zaman dürtülerle karar alıyoruz. Bu yüzden bir ürünü alırken, harcama yaparken veya aldığınız diğer kararlarda hangi dış faktörlerden etkilendiğinizi analiz etmenizi öneririm.

Ekonomi, finans alanlarının toplumla ilişkisine meraklı bir öğrenci olarak Atilla Hocamızın yaptığı eğitimi sizlere aktarmaya çalıştım. Umarım kişisel ekonominizi daha etkin kılmak adına faydası olmuştur. Finansa dair daha fazlasını öğrenmek için eğitimimizin video içeriğine, finansal bilinci arttırmayı hedefleyen FODER, Habitat gibi derneklerin etkinliklerine ve bunlara ek olarak Borsa İstanbul’un Finansal Okuryazarlık eğitim videoları içeriklerine zaman ayırmanızı naçizane tavsiye ederim. Lütfen yorumlarınızı ya da eklemek istediklerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.

Kendi ekonominizi sürdürülebilir sağlamanız dileklerimle,

Sevgilerimle,

Elif Tekin

--

--