Konunun Katana ile Hiç Bir Alakası Yok

Enes Günal
Yetkin Yayın
4 min readFeb 9, 2024

--

“Eğer Onu, onun kölesi olmadan önce görürsem; işte o zaman gerçek manada gözlerimi yitiririm ardından da zihnimi”

Güneşin doğduğu ve ayın güzel gözüktüğü ülkede, Edo döneminde ki impatorluk için önemli bir gündü. Özel olarak seçilmiş dokuz samuraydan üç kişi imparotorluk mührüyle bezenmiş katanaya sahip olmak için seçilecekti. Katanaların üstün bir demir işliği haricinde önemli bir avantajı kişiye prestij sağlamasıydı. Fiziksel testler yapılmış ve bu samuraylar bir çok yönden kendilerini kanıtlamışlardı fakat son aşama kalmıştı. Bu aşamada samuraylar imparotorluk binasındaki bir odada iki komutan tarafından sözlü mülakata tabi tutuluyordu. Komutanlardan Kawasaki oldukça haşin biriydi, savaş meydanlarında yaptığı akılalmaz sinir patlamalarıyla tanınırdı. Diğer komutan Obi ise daha sakin ve sevecendi, katana kullanma konusunda Kawasaki kadar olmasada oda yetenekli sayılırdı. Yedinci aday tatami ile döşenmiş odadan ayrıldı ve sürgülü kapıyı saygılı bir şekilde açtı ve komutanlara selam verip ayrıldı.

Kapı tekrar açıldı ve yeni aday çevik hareketler ile selam verdi ve komutanların karşısındaki mindere oturdu. Komutanlar yeni adayı izliyordu.

“Gözlerini bandajla neden sardın?” diye sordu Kawasaki adaya. İlk önce adını sorması gerekirdi fakat Kawasaki komutan kibarlığı pek önemseyen biri değildi. Aday gülemsedi ve devam etti:

“Âmâ değilim, kendimce sebeplerim var diyebilirim”

Kawasaki sinirlendi bir anda minderden ayağa fırladı, o kaltığı anda komutasındaki samuraylar bir anda yeni adayı kollarından yakaladı ve boğazına katanayı dayadılar. Yeni aday hala gülümsüyordu.

“Ne cüretle komutanların karşısında hiç bir sebep yokken onları reddedirsin!” dedi Kawasaki. Obi ise sessizce yeni adaya bakıyordu.

Yeni aday etrafı görmemesine rağmen komutanların arkasındaki üç özel katanayı göstererek konuşmaya başladı:

“Eğer Onu, onun kölesi olmadan önce görürsem; işte o zaman gerçek manada gözlerimi yitiritim ardından da zihnimi”

“Kes palavrayı!” dedi Kawasaki tam samuraylarına yeni adayı öldürmeleri için emir verecekken komutan Obi onu durdurdu ve konuşmaya başladı:

“Genç adam, ilginç birine benziyorsun. Komutan Kawasaki lütfen sakin olunuz.”

Kawasaki’nin sözünü dinlediği tek kişi Obi’ydi. İmparotorlukta bile kraliyet ailensinden olmamasına rağmen tek saygı duyulan komutandı kendisi. Zor anları bilen biriydi hal böyleyken ahlakınıda bu şekilde yol göstermişti.

“Adın nedir genç adam?” dedi Obi komutan yeni aday ile aralarında onu tanımak adına bir sohbet dönecekti.

“Adım Koi… Koi Suru.”

Yeni aday biraz heyecanlanmıştı fakat Kawasaki’nin askerleri onu bırakınca rahatladı biraz ve eski haline tekrar döndü:

“Hokkadio’da doğdum büyüdüm, sizin gibi bende soğuk iklim insanıyım. Genç yaştan itibaren dojo eğitimleri aldım.”

Koi durakladı ama konuşmasına devam etti:

“Açıkcası katana kullanma konusunda pek iyi sayılmadığımı düşünüyorum fakat bir şekilde son dokuza kaldım. Size tek bir konu haricinde hiçbir konuda söz veremem. İnsanları korumaktan vazgeçebilirim, hizmet etmekten vazgeçebilirim, saygın olmaktan vazgeçebilirim hatta yaşamaktan vazgeçebilirim ama katanama olan bağımdan vazgeçmeyeceğim. Gözümdeki bandajlar bunu için var. Eğer onu görür ve anlarsam ve buna rağmen ona ulaşamazsam vazgeçme işlemlerime hayatımdan başlarım.”

“Genç adam, sence bu saplantılı bir hal değil mi? Neden bu kadar kutsal görüyorsun katanayı?” diye sordu komutan Obi

“Belkide haklısınız ama… ama başka bir yol gelmiyor aklıma mutluluğa varmak adına. Dikkat etteminiz isterim ki görür görmez demedim görür ve anlarsam dedim. Elbetteki her gördüğüm katana için bu davranış içinde olmuyorum ama bu katananın hikayesini biliyorum, onu tanıyorum…”

Koi konuşurken kendisi hakkında fazla konuştuğunu düşündü ve konuşmayı bir anda durdurdu. Kawasaki hala sinirli olmasına rağmen Koi’yi dikkatlice dinliyordu. Obi ise gözlerini yere dikmiş bir vaziyette yeri inceliyordu.

“Tamam Koi, mülakat bitti. Katanları başka odaya koydurdum bandajını açabilirsin.”

Koi nazik ama keskin bir şekilde bandajını açtı ve kırmızı gözleriyle komutanlara baktı.

--

--