Lütfen Türkçene Sahip Çık!
“Merhaba, umarım herkes okeydir, gördüğünüz üzere Medium yazılarıma start verme kararı aldım. Çok güzel de bir schedule hazırladım. Sizleri sıkmamak ve yazılarımın kontentinin çok informasyonlu olmaması için revize ettim.”
Umarım bu kısmı sanki hiçbir şey yokmuşçasına, hatta “Türkçeyi ne güzel kullanıyor. ”diyerek okumadınız. Ayrıca, sizin farkındalığınızı ölçebilmek için yabancı kelimeleri kalın ve eğik bir biçimde yazmaktan da kaçındım. Dikkatli bir şekilde okuduğunuzu ve az önceki kısımda dilin kullanımı yüzünden rahatsız olup yazıdan çıkmak üzere olduğunuzu varsayarak asıl konuya geçiyorum (Çıkmanızı istemem tabii ki… Çıkmayın, lütfen!).
Güzel Türkçemiz, Cumhuriyet’ten öncesinde Farsça ve Arapça, şimdi ise İngilizcenin etkisiyle yozlaşmaya maruz bırakılmış. O zamanlar Atatürk’ün önderliğinde özleştirme çalışmalarına önem verilmiş. Ancak dil, yaşayan bir varlık olduğu için bizim tutum ve kültürümüzle birlikte değişip şekilleniyor. Türkçemiz de ne yazık ki kullanılan her yabancı kelimeyle yozlaşıyor. Bu kadar köklü bir dilin böyle bir duruma gelmiş olması oldukça üzücü ve düşündürücü…
Bugün en yaygın kullanılan diller arasında İngilizce, İspanyolca, Almanca, Fransızca, İtalyanca vb. yer alıyor. Bu dillerin kelime sayılarını Türkçenin kelime sayısı ile karşılaştıracak olursak şu sonuca ulaşıyoruz: İngilizce, İspanyolca, Almanca, Fransızca, İtalyanca vb. dillerin sözlüklerindeki sözcük sayısı 200–450 bin sözcüğe yakınken [1], TDK’de ise Türkçemiz 600 bin sözcükten fazladır[2].
Sadece konuşmalarımızla kalmamakla beraber sokaklardaki dükkanların isimleri de dikkat çekiyor doğrusu. Sanki Türkçesinin kullanılması yasaklanmış gibi… Türkçesi varken neden böyle yapıyoruz?
Sonuç olarak sözcük sayısı bu kadar zengin bir dile sahipken niye diğer dillere ihtiyaç duyuyoruz? Ya da tam olarak ihtiyaç değil de niye hayranlık duyuyoruz? Bu konuda hepimize sorumluluklar düşüyor. Türkçemizi korumalı ve sonsuza kadar yaşatmalıyız. Aynı zamanda kültürümüzle birlikte değişmekte olan bu önemli mirasımıza dikkat etmeliyiz.
Öneri
Eğer bu konuyla ilgili daha fazla bilgiye erişmek istiyorsanız, Oktay Sinanoğlu’nun “Bye Bye Türkçe” kitabına da göz atabilirsiniz. İyi okumalar diliyorum.
Bye Bye! :)
Yine denedim sizi, hoşça kalın!
Sevgiyle,
Ela Turhan
Kaynakça
[1]Tosun, C. (2005). Dil zenginliği, yozlaşma ve Türkçe. Dil ve Dilbilimi Çalışmaları Dergisi, 1(2), 136–154.
Aksan, D. (1999). Türkçenin gücü. Ankara: Engin Yayınevi.
Sırtı, E. (2011). Türkiye Türkçesi ağızlarındaki birleşik kelimeler ve Türkçenin zenginliği bakımından önemi (Doctoral dissertation, DEÜ Eğitim Bilimleri Enstitüsü).
