Mutlu Olmak

Hazal Kocaoğlu
Yetkin Yayın
Published in
2 min readMay 28, 2021

İnsanların kendi yetersizliklerini saklamak için sürekli olarak başkalarını eleştirdiklerini fark ettiğimden beri, öncesinde bana zarar veren eleştirilere karşı bağışıklık kazandım. Durmadan eleştiriyorlar, aklınıza gelebilecek her şeyi ,ama bunu hiç düşünmeden yapıyorlar. Saçlarınızın güzel olmadığını, kombin yapamadığınızı, çok kötü konuştuğunuzu söylüyorlar. Açıkçası, kimsenin fikri sorulmadıkça bunları belirtmesi gerekmediğini düşünüyorum. Üstelik karşıdaki insanı çok yakından tanıdıklarını, bu tarz şeylere takılmayacağını düşünüyorlar. Çok komik, çünkü insanları sadece bize göstermek istedikleri kadar tanıyoruz. Hiç kimseyi tam olarak tanıyamayız, mümkün değil. Bu sebeple insanları kalıplaştırmamaya çalışıyorum. Tanımaya çalışıyorum, olaylara verdikleri tepkileri ölçüyorum. Ama biliyorum ki, kimseyi hiçbir zaman tam olarak tanıyamayacağım. İnsan düşündüğümüzden de karmaşık bir organizma.

Çoğu kez insanların yüzlerine gülüp umurumda değilmiş gibi yaptım, hâlâ yapıyorum. Ama şu an bunu yapma sebebim gerçekten umursamıyor olmam. Evet, öncesinde öyle değildi, insanların ne söyledikleri beni düşündürüyordu. Çünkü sebebini, bunu neden yaptıklarını bilmiyordum. İnsanları çok gözlemledim, ne düşündüklerini, ne hissettiklerini ölçmeye çalıştım, kendi kendime teoriler ürettim, bazen onları çürüttüm ve bir sonuca vardım. İçimizdeki sorunları dışarıya müdahale ederek çözmeye çalışıyoruz, ama, bu çok ilkel bir davranış. Bunu ilk fark ettiğimde aynanın karşısındaydım ve ağlıyordum. Toparlanmam gerektiğini düşündüğümde ilk olarak saçımı, kaşlarımı düzelttim, tamamen iyi göründüğüme emin olana kadar yaptım bunu. Ama saçım hiç bozulmamıştı ki, kaşlarım bozulamazdı, dokunmamıştım bile. İçimizde bir karmaşa varsa, dışarıyı düzenliyoruz. Kıyafetlerimizi, yüzümüzü, belki odamızı. Ruhumuz kirlenmişse temizlik yapıyoruz. Yetersiz hissediyorsak daha güzel görünmeye çalışıyoruz, daha fazla şeye sahip olmak istiyoruz. Öfkeleniyoruz ve öfkemizi sürekli başkalarına bulaştırıyoruz. Bunların sonu yok, içimizdeki sorunları çözmediğimiz müddetçe hiçbiri son bulmayacak. Bana kalırsa mental sağlığımız her şeyden önemli. Mutlu olan, kendini iyi ve güvende hisseden insan her daim iyi işler başaracak, insanlara yardımcı olmaya çalışacak, daha fazlası için çabalayacaktır. Ama üzülerek söylüyorum ki şu an insanların çoğu mutsuz. Bunun pek çok sebebi var. Korkularından kaçıyorlar, aslında düşünerek çözebilecekleri sorunlar için kafa yormak istemiyorlar. Sürekli üzgün, mutsuz hissettiren müzikler dinliyorlar. Bilmiyorum, mutlu olmak istediklerini söylüyorlar ama ben bunun için çabalayan kimseyi görmüyorum. Mutluluk kendiliğinden gelmez, sahip olmak için çabalamalıyız. Hiçbir şey, gerçekten hiçbir şey çabalamadan olmaz. Tembelliği bırakmak zorundayız, kurtarıcı beklemeyi, birilerinin bizim için kararlar vermesini istemeyi bırakmak zorundayız. Bunlar değil mi hayatımıza şeklini veren? Zor günlerde verdiğimiz kararlar, kötü anılarımızdan aldığımız dersler, bizi yıkacağını düşündüğümüz olaylara verdiğimiz tepkiler…Üzgünüm ama bunları yapmazsak hayatımızı yaşamamış sayılabileceğimizi de söylemeliyim. Boşa geçmiş bir hayat istemeyiz, umarım istemiyoruzdur. Zaten bu yazdıklarımı okuyorsanız, evrendeki hiçbir şeyin tesadüf olmadığını bildiğimize göre, bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmiştir. Mutlu olmak için çabalama zamanı…

Hazal Kocaoğlu

--

--