Nerden Çıktı Bu Sürdürülebilirlik

Gurcan Gurel
Yetkin Yayın
Published in
2 min readFeb 28, 2022

İçinde bulunduğumuz çevre ile insanlık arasında bir ilişki vardır. Sürdürülebilirliği ise bu ilişki ile ilgili politika geliştiren insanların kullandığı bir kavram olarak düşünebiliriz. Ortak geleceğimiz raporunda da değinildiği gibi “gelecek nesillerin temel ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden mevcut nesillerin temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için dünyanın kendini yenileme kapasitesi içinde yaşamaktır.”

Ama bizler insanlık olarak zevklerimiz ve ihtiyaçlarımızı karşılamak için hiçbir şeyi önemsemeyiz. Bir de söz konusu çevre ise… Yerleşim yerleri yaratırken ekosistemleri yok ediyoruz, araçlarımızdan çıkan egzozlarla havayı kirletiyoruz, diğer yaşam formları için öldürücü olan ürünler kullanıyoruz, okyanusları kirletiyoruz ve hayvanları öldürüyoruz. Bunların yanı sıra ırkçılık artıyor, su kaynakları azalıyor, yoksulluk artıyor, küresel salgınlar sıklaşıyor, demokrasiler sarsılıyor, akıl sağlığı hastalıkları artıyor. Bu etkilerden en korkunç ve yıkıcı olan iklimi bile değiştiriyoruz. İklim krizi bu etkilerin en kapsamlı olanıdır. Durdurması en zor olanı ve geri dönülemez olanıdır. Son yıllarda yaşadığımız orman yangınları, buzulların kopması, yeşillerin azalması ve 1.5°C’lık sıcaklık artışı taahhüdünü sağlayamamış olmamız iklim krizinin etkisini bize göstermektedir.

Aslında tüm bunlar uzun zamandır insanlık tarafından biliniyor. Yine de sonu yokmuş gibi yaşadığımız çevreyi dikkate almadan ihtiyacımız olandan fazlasını üretmeye ve tüketmeye devam ediyoruz. Bunun başlıca sebebini içimizde bir yerlerde saklanan bencilliğimiz yüzünden kendimizle ve yaşadığımız dünyayla bağlantı kuramamaya bağlıyorum. Yani düşük kolektif bilincine sahip olmamıza. Zaten savaşları başlatan, daha fazla bölünmeyi teşvik edende bu düşük kolektif bilinç düzeyi değil mi?

Peki, çözüm ne?

Toplumun her bir bireyi tek bir ruh, duygu ve amaç etrafında birleşmeli. Aslında davranışlarımızın sadece bizi etkilemediği çocuklarımızı, hayvanları ve gelecek nesilleri etkilediğini fark etmeliyiz. Bizi yönetenlere, ürünlerini satın aldığımız firmalara çevreye zarar vermemeleri konusunda baskı yapmalıyız. Bizler tarafından sürdürülebilir kalkınmaya yönelik baskı ilerici düzeye çıkmalıdır. Bireylerden ve sivil toplum kuruluşları tarafından sürdürülebilirlik gündemi oluşturulması, yol haritasının belirlenmesi ve karbon nötr hedeflerine ulaşılması için baskılar arttırmalıdır. Karar alıcılara sürdürülebilirlik konusunda daha hırslı olmaları ve çevresel, sosyal ve ekonomik etki için en iyi kararları almalarını ve toplumla işbirliği içinde çalışmaları talep edilmelidir.

Çünkü

YA BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ YA DA BİRLİKTE YOK OLACAĞIZ

--

--

Gurcan Gurel
Yetkin Yayın

Akdeniz üniversitesi ekonometri mezunuyum. Sürdürülebilirlik, veri analizi ve proje geliştirme konuları üzerine çalışmalar yapıyorum.