Rümeysa Çakır
Yetkin Yayın
Published in
3 min readSep 9, 2023

--

Okuyoruz, Ama Nasıl?

https://pin.it/cfLCqgK

“20 yıl önce okuduğum bir kitap hayatımı değiştirdi. Büyük Düşünmenin Büyüsü diye bir kitaptı. Bugün, kitabın içinden hiçbir şey hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey: “başarı”nın ne olduğuyla ilgili bakışımı değiştirdiği.”

İş adamı ve aynı zamanda bir yazar olan Seth God, “The Dip” kitabında böyle söylüyor. Bu duyguyu birçoğumuz defalarca kez yaşıyoruz aslında, en azından bende durum böyleydi, daha doğrusu “-di”ye dönüşmesi için uğraşıyorum.

Elbette okuduğumuz tüm kitaplar ile ilgili her şeyi hatırlamamız ya da konuya her zaman tamamıyla hâkim olmamız gerekmiyor, ki bu pek de mümkün bir durum değil zaten. Düşünsenize okuduğumuz hiçbir bilgiyi unutamıyoruz, yaşam bizim için bir kaosa dönüşürdü öyle değil mi?

Bir kitabı bitirdikten belli bir süre sonra -bu süre kitaba ya da tamamen farklı bir nedene bağlı olarak değişkenlik göstermekte- o kitap ile ilgili karakterlerin isminden tutun da olay örgüsüne kadar birçok bilgiyi unuttuğumu fark ediyordum. Sadece aklımda kalanlar ya çok etkilendiğim olaylar/ karakterler, kendimden bir şeyler bulduğum durumlar ya da sevdiğim alıntılar oluyordu.

Yine de yaptığımız okumaları özümsememiz gerektiği ve öğrendiğimiz bilgileri yaşam kalitemizi arttırabilmek açısından mümkün olduğunca yaşamımıza entegre etmemiz gerektiği konusunda hepimizin hemfikir olduğunu düşünüyorum.

Kimi zaman büyük sorunu fark edebilmemiz ya da halledebilmemiz için küçük (gibi görünen) sorunların da farkına varabilmemiz gerekiyor bu yüzden de nasıl nitelikli okuma yapabiliriz sorusundan önce neden nitelikli okuma yapamıyoruz sorusundan bahsetmek istiyorum bu yazımda.

1. Yaklaşım:

“Okumanın eylemsizlik gibi görünmesi zamanımıza ait bir olgudur. Antik Yunan hekimleri yürüme, koşma ya da top oynamayı eşit düzeyde bir fiziksel egzersiz olarak hastalarına okumayı tavsiye ederlerdi.” (Taburoğlu, 2016, s.230)

Her birimizin okumaya karşı yaklaşımı değişkenlik gösterebilir ama ne yazık ki çok eskilerden bu yana kitap okumak hepimize bir boş zaman aktivitesiymiş gibi aksettiriliyor. Sanki “Boş zamanlarında ne yaparsın?” sorusunun cevabı “Kitap okurum.” olması gerekiyormuş gibi. Halbuki, boş zamanlarda kitap okunmaz, okunmamalı; kitap okumak için zaman yaratılmalı, unutuyoruz.

2. Amaç:

Aslında bu noktada yaklaşımlarımız amaçlarımızı belirliyor diyebiliriz. Yukarıda verdiğim örnekten gidecek olursak eğer bir kişi okumayı boş zaman aktivitesi olarak görüyorsa muhtemelen o kişinin okumaktaki amacı geçici bireysel hazlarıdır yani okumayı sadece içinde bulunduğu anı güzel yaşamak için bir araç olarak düşünüyordur. Oysaki “Oku emri, anlamını bilmeden okumak olmamalıydı. Anlamı kavranmadan okunacak bir şey hayata uygulanamaz, yaşanamazdı” diyor Cahit Zarifoğlu.

3. Hedef:

“Benimle birlikte kaldırımda yürüyen sürekli bir hareket, sağa sola koşuşturma ve sonsuz bir meşguliyet halinde olan, kasvet ve endişe içinde yaşayan bu insanlara artık katlanamıyordum. Bu sonsuz vesveseleri, sonsuz kaygı ve endişeleri niyeydi; sonsuz kasvetli kötülükleri (zira bu insanlar kötü, kötü, kötüydüler) niyeydi? Talihsiz olmaları, önlerinde altmış yıllık bir ömür olmasına rağmen yaşamasını bilmemeleri kimin suçuydu? “(Budala, Dostoyevski)

Gelelim son ama bana göre en önemli maddeye. Kimi zaman başarı için kendimize koyduğumuz yanlış hedefler bizi başarısızlığa götürebilir. Okuma konusunda da bu geçerli. Eğer okumaktaki hedefimiz “okumak” değil de uzun vadede okuduğumuz kitap sayısı; kısa vadede de sayfa sayısıysa bu hedeflerimizin bizi her zaman başarıya götürmesini bekleyemeyiz. Kitap sayısı ya da sayfa sayısı şeklinde hedef koymak yanlıştır demiyorum, sadece bu hedefleri kendimize koyarken gerçekleşmeme ihtimalini de unutmamalıyız, bu bilinçle hedeflerimizi oluşturmalıyız.

Özetle; x sayfa kitap okumak hedefini kendimize koyarken odaklanmamız gereken nokta “x” değil; “okumak” olmalı. Aksi takdirde o kitabı okuduğumuzu sanıyorken aslında sadece tüketiyor olabiliriz. Çünkü hepimiz bir hayat koşuşturması içerisindeyiz ve sırf hedeflerimizi tamamlayabilmek için okumak, okumak değil; okumuş olmaktır, tüketmektir. Tüketmek ise yok etmektir.

Tüketirken tükenmeyelim ve hep okur kalalım!

--

--