Sevginin En Tehlikeli Hâli: Othello Sendromu
Varoluşumuzdan beri hayatımızın en temel noktalarından birisi olan ilişkilerimiz üzerine konuşmak istiyorum bugün. Günümüzde “gaslighting, love bombing ve ghosting” gibi psikolojik terimlerin pratiklerine maruz kaldığımız ilişkiler içerisindeyiz. Bu terimler üzerine araştırmalar zamanla ve hızla artıyor; fakat araştırmaları kısıtlı olan ve yüzyıllardır süregelen evrensel bir psikotik bozukluğumuz var: Othello Sendromu!
Bu sendromu tanımak için sırasıyla şu konular üzerinde duracağız:
- Othello Sendromuna Günlük Yaşantımızdan Bir Bakış
- Neden Othello Sendromu?
- Belirtileri ve İlerleyişi
- Tetikleyiciler ve Sonuçlar
- Tedavi Nasıl Olacak?
- Etkileri ve Çözümleri
- Son Söz ve Özet
- Kaynakça
Othello Sendromuna Günlük Yaşantımızdan Bir Bakış
Şimdi hep beraber, teknik bilgilerin içerisine girmeden sosyal yaşantımızla bağlantılı bir şekilde Othello Sendromuna bir göz atalım. Deliler gibi sevip tutkulu bir aşk yaşadığınız, ruh eşiniz olduğunu düşündüğünüz ya da evlenmek üzere olduğunuz kişinin aşırı kısıtlamalarıyla karşı karşı kaldınız mı? Kendi hayatınızda ya da çevrenizde bulunan herhangi bir kişinin hayatında, elinde somut kanıtları ve bir dayanağı olmadan aldatıldığını düşünen birisi/birileri var mı? Anormal kıskançlık düzeyine sahip ve karşısındakine hiçbir şekilde güvenmeyen insanlar? Gerçeklikle şüphelerinin tutarsızlığına rağmen saplantılı olduğu o düşünceler nedeniyle gerçeği göz ardı edenler? Kıskançlığını ve güvensizliğini kontrol edemeyip bunu sözlü hatta fiziksel şiddete kadar götürenler?.. Yazarken bile ruhumu daraltan bu sorularda bahsettiğim durumlara ve kişilere birçoğunuz şahit olmuş olabilir, bazılarınız bizzat bu durumu yaşıyor olabilir. Bu bahsedilenlerin gerçekleştiği ortamda yarattığı etkiyi düşünebiliyor musunuz? Yalnızca ikili ilişkide değil bu duruma istemli/istemsiz tanık olan herkeste olumsuz sonuçlar doğurabilir. Belki bazı insanlar için tetikleyici dahi olabilir.
Eğer zihninizde bu sendromla ilgili birkaç fikir oluştuysa gelin birlikte bu sendromun isminin kökenine bakalım.
Neden Othello Sendromu?
Birçoğunuzun kitaplarını okuduğu, en azından adını duyduğu oyun yazarı William Shakespeare’a ait meşhur bir oyun var: Othello!
Othello sendromu isminin nereden geldiğini ve içeriğini tanımak adına bu oyunu özetlemem muhakkak size fayda sağlayacaktır. Başkarakterimiz Othello’nun; eşi Desdemona hakkında gelişen şüpheleri, sanrıları, başkalarının ona söylediği safsatalar ve bunlara karşı koyamayıp gittikçe artan kıskançlığının ağına takılarak Desdemona’yı boğarak öldürmesini anlatır. Othello, yaptığı hatanın farkına sonradan varıp kendisini de öldürür.
Kısa özetimizin ardından şu birkaç bilgiyi de eklemek isterim: W. Shakespeare Othello oyununu 1604 yılında yazmıştır yani günümüzden 419 yıl önce. Yüzyıllardır süregelen bu aşırı güvensizlik ve kıskançlık durumuna ise 1955 yılında John Todd ve K. Dewhurst tarafından bu oyunla bağlantılı bir şekilde “Othello Sendromu” adı verilmiştir.
Belirtileri ve İlerleyişi
Bu sendromun belirtilerinden bahsetmeden önce bu kısımda bazı kelimelerin rahatsız edici olabileceğini sizlere söylemek isterim.
Temel belirtiler:
- Saplantılı ve tehlikeli kıskançlık
- Kendi düşünceleri ve gerçekler arasında tutarsızlık
- Partnerinin kendisine sadık olmadığını düşünme, partnerine karşı güvensizlik
- Sözlü ve fiziksel istismar (güvenilir olmadığını ve aldattığını sürekli iddia etme, suçlayıcı tavır, her hareketini sorgulama…)
- Psikolojik şiddet (gizlice eşyalarını karıştırma, takip/ses kayıt cihazları kullanma, kişisel eşyalarını çok detaylı biçimde inceleme…)
- Bu belirtiler ışığında aşırıya kaçan sinirlilik ve saldırganlık
- C*nayet işlemeye ya da i*tihar’a doğru uzanan yüksek şiddet
- Aşırı derecede kontrol etme isteğidir.
Sendromun ilerleyişi ise şu şekilde seyretmektedir:
Sanrı bozukluğunun alt kategorisi olarak da ele alınan Othello sendromu, ruhsal başka bir problemin (şizofreni, depresyon, psikosendrom…) etkisinde de ilerleyebilir. Burada bu değerlendirmenin doğru yapılabilmesi sadece uzmanlar tarafından sağlanabilmektedir, kişisel tanıların sağlıklı olmayacağını da belirtmek isterim. Sendrom; psikolojik, çevresel ve kişisel hastalıklar bünyesinde ilerlemektedir. Kısaca hastalığın ilerleyişinden şu şekilde bahsedebiliriz:
- Hastanın sahip olduğu tutarsız şüphelerin zamanla artarak en ufak bir harekette dahi aşırı tepki vermesine neden olması
- Kıskançlığının artmasıyla fiziksel/sözlü şiddet düzeyinin de artması
- Düşük özgüvene sahip olması nedeniyle kendine olmayan güvenini partnerine yansıtması
- Geçmişte yaşadığı travmatik ilişkilerini güncel ilişkisine yansıtması
Tetikleyiciler ve Sonuçlar
Othello sendromuna sahip kişiyi tetiklemek için özel bir şey yapmış olmanıza gerek yok çünkü bu sendroma sahip kişiler en ufak bir hareketinizde bile tetiklenebilir. Yüzünüze düşen saçı kaldırmanız, biraz yüksek sesle gülmeniz, art arda öksürmeniz, bir yere birkaç defa bakmanız… Bunlar ve benzeri durumlar bu sendroma sahip kişiler için gayet şüphe uyandırıcı ve güvensizlik yaratıcı hareketlerdir. Bu şekilde yaşanmak zorunda kalınan hayatın bir hayattan ziyade kabus olduğu gerçeğiyle yüzleşmek; gelecekte bu kişilere maruz kalma ihtimalimize ve şu anda bu kişilere maruz kalan kişiler için atabileceğimiz ilk adımdır.
Sonuçlar ise tahmin edilebilir nitelikte. Belki de insanlığın en eski psikotik problemlerinden biri olan sendromun yaktığı canlar, bitirdiği yaşamlar, sınırlandırdığı kişiler…Dayanağı olmayan şüphelerin size zindan ettiği bir hayat. Basit günlük işlerinizde bile defalarca “o ne der, ne düşünür, bana sözlü/fiziksel zarar verir mi?” düşünceleriyle baş başa kalmak. O kişiden kurtulduğunuzda bile hâlâ “haberi olur mu, beni gören/duyan ona söyler mi?” gibi sorularla hayatınızda zorluklar yaşamaya devam etmek. Destek alsanız da uzun sürecek bir süreç ve maalesef kaybolmuş günler. Ne zor değil mi? Sizin bu durumda yapabileceğiniz en sağlıklı hareket, kendinizi güvenceye aldıktan sonra bu kişiden uzaklaşmanız ve tedavi almasını sağlamanız olacaktır. Lütfen sevginizin sizi bu durumdan kurtaracağına inanmayın, bazı vakalarda sevgi bile kurtarmayabilir.
Yukarıdaki görselde bir erkeğin bir kadına sözlü şiddette bulunduğunu görsek de Othello Sendromu hakkında yapılan çalışmalar, iki cinsiyetin de aynı oranda bu sendroma sahip olduğunu söylemektedir. Ayrıca bazı araştırmacılara göre Othello sendromu sadece eş/sevgili ilişkisinde değil diğer ilişkilerimizde de ortaya çıkabilmektedir.
Tedavi Nasıl Olacak?
Tanıyı uzmanlar klinik değerlendirmelerle ve testlerle (EKG, BT, kan ve idrar gibi) koymalıdır. Tedavi uzun soluklu olacak olsa da gerçekçi sorgulamalar eşliğinde hastanın düşünceleri değişebilir. Tedaviler hastanın problemi yaşama düzeyine, tehlike oranına göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak davranışsal psikoterapi, ilaç ve seans birleşik tedavi ve ilişki terapileri ile tedavi edilir.
Etkileri ve Çözümleri
Böylesine tehlikeli bir sendrom günümüz dünyasında c*nayetleri, fiziksel yaralamaları ve ruhsal problemleri artırmaktadır. Tedavi olmayan hastanın bir veya birden fazla kişiyi bu sendrom eşliğinde olumsuz durumlarla baş başa bırakması günümüzde kabul görülebilecek bir durum değildir. Hukuk sistemlerinin psikolojik problemlere karşı da güçlendirilmesi, tedavi edilen bireylerin daha sıkı takip edilmesi ve psikolojik sorunlarla ilgili tedavilerin dünya üzerinde yayılmasını sağlamak bir nebze de olsa bizler için büyük fayda sağlayacaktır. Geçmişte kişisel ve toplumsal fiziksel/ruhsal kayıplara neden olmuş bu sendromun günümüzde de devam etmemesi için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız!
Son Söz ve Özet
Çok sevmek, tutkulu ve çılgın aşıklar olmak bazen gözünüzü kör edebilir. Ama etmemeli! Ailemden birisi olduğu için iyiliğimi düşünüyor, bu bana zarar vermiyor demeyin. Çok zarar veriyor. O benim dostum aslında amacı bu değil de demeyin. Bazen dostlarımız sandığımız kadar dost olmayabilir. Her şeyin aşırısının zararlı olduğu gibi kıskançlığın fazlası da zarar verir, bunu yapan kim olursa olsun! Önce sizi yaşayan bir ölüye ardından gerçek bir ölü haline getirebilir. Her şeyden önce ruhsal ve fiziksel sağlığınızı, kendinizi düşünmek size yardımcı olacaktır.
Özellikle ikili ilişkilerimizde yaşadığımız bu aşırı kıskançlık problemini, problem olarak görmeyebiliyoruz. Aidiyet duygusu hissettiğimizi, sevildiğimizi ve el üstünde tutulduğumuzu düşünüyoruz ama maalesef durum böyle değil. Bu da bir aşırılığın verdiği yanılsama, aşırı sevgi yanılsaması. Siz siz olun her şeyin aşırısından kaçmayı kendinize görev addedin. Bazen bazı aşırılıklar, hayatınızı elinizden alabiliyor.
Son olarak: Kendinize iyi davranın, iyi bir gözlemci olun ve her daim kendinizi korumak için maksimum çaba sarf edin. Unutmayın; her şeyin aşırısı yasak, sevginin aşırısı kesinlikle yasak!!! (:
Kaynakça