Türkiye’yi Bekleyen Acı Gerçek | Kuraklık
Dikkat ettiyseniz artık haberlerde ‘ Tarihin en sıcak Ocak ayı’, ‘… gündür yağmur yağmıyor’, ‘Baraj suyu kritik düzeyde’ gibi haberleri daha sık görmeye başladık. Bunun sebebi iklim değişikliğinin hızlı bir şekilde artmaya devam etmesi ve önlem alınmaması. Kısaca insanlar diyebiliriz.
Doğamız uyarı veriyor, peki sen duymuyor musun?
İnsanlar iklim değişikliğinden büyük ölçüde sorumlu. Yakın zamanda yayınlanan IPCC raporu da bunu kanıtlar nitelikte. Sürdürülemez enerji kaynaklarının kullanımının artması, ormanların azalması, sera gazı gibi etkilerin küresel yüzey sıcaklığının 1,1 °C arttırdığını ve arttırmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu da doğal olarak biyosferde, okyanuslarda, iklimde başta olmak üzere bir sürü alanda değişikliğe sebep oldu. Maalesef ki bu değişimler hala devam ediyor.
Küresel yüzey sıcaklığının sera gazı salınımları sonucunda 21. yüzyılda 1.5°C’yi aşacağı tahmin ediliyor.
Dünya bu durumdayken ülkemizin durumu hepimizde merak uyandırıyor ancak haberlerden de anlayacağınız üzere durumlar pek iç açıcı değil. Maalesef.
Türkiye büyük bir kuraklık sorunuyla karşı karşıya!
Türkiye’nin artan nüfusuna karşın yağmurların az ve düzensiz olması, küresel ısınmayla birlikte iklim değişikliğinin ülkemizde hissedilmeye başlanmasıyla kuraklık kaçınılmaz bir gerçek oldu.
Eğer sürdürülebilirlik esaslarına göre acil önlemler alınmazsa susuzluk artacak, su olmadığından dolayı ülkemizin geçim kaynaklarında önemli rolü olan tarım da büyük ölçüde sekteye uğrayacak.
Sıcaklığın arttığından ülkemizin dört bir yanında orman yaygınları gerçekleşecek. Bazı bölgeler sıcaktan yaşanamayacak hale gelecek.
Kuraklık nasıl engellenecek?
Kendimizin alabileceği basit önlemler
- Suyu boşa harcamamak (diş fırçalarken suyu kapatmak vb.)
- Toplu taşımayı bireysel araçlara tercih etmek.
- Doğalgaz, kömür gibi sürdürülemez enerji kaynaklarını gereksiz yere kullanmamak.
- Atmosfere zararı olan ürünlerin kullanımına dikkat etmek.
- Ağaçlandırmanın ve iklim değişikliğinin önemi hakkında çevremizi bilinçlendirmek.
Ekonomi, eğitim gibi sorunlar da önemli ancak yaşanacak bir ülkemiz olmadığı sürece bunların hiçbir önemi yok. Acilen bir önlem alınmalı ve insanlar bilinçlendirilmeli.
AĞAÇLANDIRMA, SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ, BİLİNÇLENDİRME..
Bu ülke, bu dünya hepimizin ve doğamız uyarı veriyor. böyle giderse yarınlarımızda bırakın yemek bulmayı su bile bulamayacağız.
O yapmıyor ben niye yapayım?
Benim yapmamdan dünya yok olmaz.
gibi pasif-agresif düşüncelerden vazgeçip hepimiz için ‘ben kendi geleceğim ve doğa için ne yapabilirim?’ şeklinde sorular sormaya başlamalıyız.
Hadi Doğamızın elinden tutalım ve
göreve karbon ayak izimizi azaltmakla başlayalım :)
Karbon ayak izi nedir?
Karbon ayak izi kişilerin, fabrikaların, kurumların veya ülkenin gerçekleştirdikleri eylemler sonucunda atmosfere salınan sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığıdır.
Karbon ayak izini oluşturan durumlardan bahsetmem gerekirse,
Başta endüstriyel faaliyetler ve enerji tüketimi geliyor ancak sadece bunlar yeterli değil. Hayvan yetiştiriciliği, bazı atık maddeler de karbon ayak izinin nedenleri arasındadır.
