Toksik Pozitiflik Üzerine

Neslihan Ateş
Yetkin Yayın
Published in
6 min readJun 22, 2021
Photo by Gino on Pixabay

Pozitifliğin toksik yönü ne olabilir ki?

Bazılarınızın böyle dediğini duyar gibiyim.

Peki size acı, hüzün ve keder gibi olumsuz olarak tanımlanan duyguların yaşanmasının, kişinin kendisinin ya da bir başkası tarafından pozitif olmaya zorlanmasıyla kısıtlanması desem…

Gelin bu durumu aşağıdaki örnekte hep beraber inceleyelim.

A kişisi: Çok emek verdiğim uğruna gece gündüz çalıştığım projemde birçok aksaklık ortaya çıktı. Çok üzgünüm ve umudumu yitirdim artık. Ben hangi işe başlarsam başlayayım iyi gitmeyecek. Ben bir hiçim çünkü hiçbir ilerleme kaydedemedim!

B kişisi: Aaaaaa!!! Üzme ama kendini ne böyle bırakıyorsun ipin ucunu hemen. Toparla kendini neşen yerine gelsin elbet bir gün hak ettiğin şeyi alacaksın. Sen çalışmaya üretmeye devam et. Daima parla sönme sakınnn!!

A kişisi B kişisinin dediğini yapıp çalışamaya çalışır ve hissettiği olumsuz duygularını görmezden gelerek onları bastırmaya çalışır.

1 ay sonra B kişisi A kişisini bir kafede yüzü asık ve mutsuz bir şekilde görür.

B kişisi: Neden bu kadar mutsuzsun sanki yaşadığın şey çok kötü bir şey ya! dünyada neler oluyor bak onları düşün haline şükret yahu.

Dedikten sonra bazı komik şeyler söyleyerek onu gülümsetmeye çalışır. Gülmenin üzülmekten daha hayırlı olduğuna ikna eden cümleler ve belirli kalıplaşmış cümleler kurduktan sonra yoluna devam eder.

Şimdi bu örneğe baktığımızda B kişisinin, A kişisine moral vermeye çalıştığını hepimiz görebiliyoruz. Fakat bu moral vermenin A kişisine iyi gelmediğini de görebiliyoruz.

Sahip olunan olumsuz duygular yüzünden suçlanmak

Photo by Lisa on Pexels

Burada bir yandan pozitif kalmaya çalışan biri, öbür taraftan pozitif olmaya zorlanılan biri var. Aynı zamanda A kişisinin duyguları B kişisi tarafından diğer acı ve hüzünlerle kıyaslanarak değersizleştiriliyor üstüne bir de A kişisi sırf kendini kötü hissettiği için suçlanıyor.

İşte bu duruma Toksik Pozitiflik deniliyor. Toksik pozitiflik, acı ve yıkıcı bir durum yaşandığında, bu durumun neden olduğu yıkıntıların varlığını ve hissetirdiği duyguları görmezden gelip, mecburi olarak pozitif kalma durumudur. Yukarıdaki örnek, toksit pozitiflik örneklerinden yalnızca biri.

Pozitif olmaya zorlanmak

Sürekli pozitif olmak ya da başkaları tarafından sürekli pozitifliğe sürüklenmek, hüzün, yas, çaresizlik ve endişe gibi duygularımızı saklamak, ertelemek ve yok saymak bunların hepsi toksit pozitifliğin bizde oluşturduğu durumlardır. Neden bizler mutluluk, sevinç ve neşemizi rahatlıkla göstermeye ve hissetmeye değer görürken acı, hüzün ve kederlerimizi bir o kadar gizleme gereği hissediyoruz. Ya da neden güçlü olmayı hayal ederken sürekli gülümseyen çehreler aklımızda canlanıyor?

Üniversite sınavına hazırlanmak için bir dershaneye kayıt olacaktım. Dershanenin tanıtım broşüründe bir elinde kitapları diğer elinde elma olan 32 dişi ile gülümseyen bir genç kadın fotografı görmüştüm. Kitaplar başarıyı, elma sağlıklı bir yaşamı, güleryüz de mutluluğu temsil ediyordu. Halbuki üniversite sınavına hazırlananlar iyi bilir ki o uzun hazırlık sürecinde acı, hüzün, başarısızlık, başarı, öfke, mutluluk kısacası her şey acısı ve tatlısıyla yer alıyordu.

Toplum tarafından aslında bize hep pozitif olma algısı yansıtılıyordu ki hala da öyle. Bizler hep başarılı, gülümseyen ve hayata iyi yönünden bakan insanlar olmalıydık. Sanırım burada toksit pozitifliğe maruz kalmamızın en büyük nedeni insanların büyük çoğunluğunun hayattaki acı-tatlı dengeyi unutmasında yatıyor.

Özellikle sosyal medyada “Only Good Vibes” gibi durumların trend olması, insanların bu trendleri sıklıkla kullanması ve katıldığım çoğu etkinlikte de sürekli pozitif ve mükemmel olmaya itilmek benim de canımı sıkmış olucak ki kendi Twitter adresimde şöyle bir paylaşım yapmıştım.

Gerçekten de hayatımızdaki dengeyi kaybettiğimizde yok oluş başlar ve tabi başta kendimizi yok ederek.

Toksit pozitifliğe karşı kendimizi ve çevremizi korumak için bilmemiz gerekenler:

1- Olumsuz duyguları bastırmaya, ertelemeye ve yok saymaya izin vermemek

2- Kötü hissetmemize neden olan duyguları değersizleştirilip, önemsizleştirmemek

3- Olumsuz duyguları, pozitif duygularla kıyaslayarak kendimizi suçlamamak ya da suçlanmaya maruz bırakmamak

4- Her insanın olumsuz duyguları yaşama ve geçirme sürecinin farklı olduğunu unutmamak ve aynı anda birden fazla duygunun yaşanabileceğinin farkında olmak

5- Her şeyin bizim kontrolümüz altında olmadığını bilmek

6- Klinik depresyon ve Anksiyete gibi bir duruma sahipsek bu durumların tıbbi durumlar olduğunun farkında olmak ve bunun sadece yaşam tarzının değiştirilmesi ve pozitif düşünceyle değiştirilemeyeceğini bilmek

7- Eğer Yas sürecinin içinden geçiyorsak herkesin yas sürecini farklı geçirebileceğinin bilincinde olmak ve yas sürecinin birden fazla kez tekrarlanabileceğini unutmamak

8- Kötü hissetmenin normal olduğunu bilmek

9- Hayatın Acı ve tatlıyla bir denge içerisinde var olduğunu unutmamak

Bu maddeler elbette uzatılabilir. Buradaki öncelikli durum hissedilen olumsuz duygunun bastırılmaya ve görmezden gelinmeye başlanması. Çünkü bu hepsinin başlangıcını oluşturuyor. Aklıma Doğan Cüceloğlu’nun bir podcastinde duygularımızın farkında olmamız için her gün sonunda bir kaç dakikalığına o gün boyunca hissettiğimiz duyguları yazmak ve onun üzerine düşünmek ile alakalı sözleri geliyor.

Mesela o gün içerisinde öfkelendiğin, kızdığın, sevindiğin ya da heyecanlandığın durumlar nelerdi ve böyle hissetmenin ardındaki sebep neydi gibi sorularla acı ve tatlı duygularımızın ardındaki sebepleri fark edebilir ve bu duyguları kabul edip, gerektiği gibi yaşayabiliriz.

Olumsuzluğu Kabullenmek

Sahip olduğumuz olumsuz duyguları kabullenmek ve onları yaşamaya çalışmak elbetteki çok kolay değil. Fakat 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre olumsuz duyguları kabul etmeyen ve bundan kaçınan insanların uzun vadede daha da kötü hissedebilecekleri ortaya çıkmış. Yani kısa vadede kendimizi iyi hissetmek için olumsuz duygularımızı yok saymanın uzun vadede kötü ruh halini daha da derinleştirdiğini söylemek yerinde olacaktır.

Zorlukları, olumsuzluğu kabul etmek onlarla başa çıkmamızı sağlar

Bunun yanı sıra sizleri Trajik İyimserlik kavramı ile de tanıştırmak istiyorum. Bu kavram, Holokost’tan sağ kurtulan ve psikiyatrist olan Viktor Frankl tarafından bulunmuş. Trajik iyimserlik, kaçınılmaz acısına, kaybına ve ıstırabına rağmen, umudunu sürdürme ve hayatta anlam bulma yeteneği olarak tanımlanıyor. Bu yeteneği benimsemek, kişilerin gülümseyerek zorlu durumlarla mücadele etmesi ya da salt bir mutluluğa sahip olmasına değil, zorluklarla büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunuyor. Yani kişi iyi hissetmediğinde mutluluk peşinde değil, mutlu olmak için bir neden arayışı peşinde oluyor. Bu neden arayışı da kişinin büyümesini ve gelişmesini sağlıyor.

Ayrıca, bu kavram toksit pozitifliğin panzehiri olarak da gösterilmiş.

Peki ya Acı çeken kişiler yakınlarımızsa onlara nasıl davranmalıyız?

Kötü bir süreçten geçen yakınlarımızı üzgün gördüğümüz zaman onlara yardım eli uzatmak istiyoruz. Fakat bunu yaparken yazının en başında verdiğim örnekteki gibi farkında olmadan toksit pozitiflik yaparak onları daha da kötü bir duruma getirebiliyoruz.

Pozitifliğin yararını zarara çevirmek

Böyle bir süreçte onlara tavsiye vermek yerine (Tabi onlar istemediği sürece) “Bu sürecinde ben senin yanındayım.” ya da “Sana bu sürecinde nasıl yardım edebilirim?” demek daha doğru bir davranış olacaktır. Böylece hem yakınlarımızın gerçekten neye ihtiyacı olduğunu onlardan öğrenmiş oluruz hem de desteğimizi gösterebildiğimiz için kendimizi kötü hissetmeyiz.

“Kim istemez Mutlu olmayı Ama Mutsuzluğa da Var mısın?” Cemal Süreya

Özetlemek gerekirse acı, hüzün ve keder gibi olumsuz olarak adlandırılan duygularımızı yok sayan ve onları yaşama özgürlüğümüzü kısıtlayan toksit pozitifliğin hep birlikte farkında olup ne kendimize ne de sevdiklerimize zarar verelim.

Hepinize toksit pozitiflikten uzak günler dilerim

Sevgiler,

Neslihan Ateş

Kaynakça

--

--

Neslihan Ateş
Yetkin Yayın

I am in love being myself and to share something here which I value. Thank you for visiting my profile. 🌿 https://www.linkedin.com/in/neslihanateş