Uyku & Beyin

“Geceleri uyumak, gündüzleri uyanmak bilmiyor.”

birpsikologunsayfasi
Yetkin Yayın
3 min readAug 6, 2020

--

Bu yazı Yetkin Gençler eğitiminin Öz Gelişim dersine ithafen yazılmıştır.

Bu cümleyi hemen hemen hepimiz duymuşuzdur. Peki neden? Neden birçoğumuz geceleri uyumak, gündüzleri uyanmak bilmiyor ve geç kalktığımızda da zinde ve iyi hissetmiyoruz?

Bu sorunun cevabını bulmak için bedenimize ve özellikle beynimize daha dikkatli bakmalıyız. Biz, gece gündüz döngüsüne uyumlu olarak dizayn edilmiş bir yapıdayız. Gece gündüz döngüsüne uyumlu olarak bizim de bir döngümüz, ritmimiz var: sirkadyen ritim. Bunun en belirginlerinden biri de uyku uyanıklık döngüsü.

Bu döngünün sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için beynimizden birtakım hormonlar salgılanıyor ve bizler farkında olmasak da uyarılıyoruz.

İçimizdeki Uyku Sinyali: Melatonin

Melatonin, diğer bir adıyla “karanlıklar hormonu” geceleri bize “Artık uyumalısın!” sinyalleri gönderiyor. Epifiz bezinden salgılanarak beyin sapındaki uyku başlatıcı sistemi tetikleyen melatonin sadece ama sadece geceleri ve 23.00–02.00 saatlerinde salgılanıyor. Ama karanlıklar hormonumuzun bir özelliği var: ışıktan nefret ediyor. Eğer siz ışıklı bir ortamdaysanız veya ışıklı bir ekrana bakıyorsanız melatonin kendini geri çekiyor ve salgılanmıyor.

Özetle, 23.00’dan itibaren hala dizi izliyor ya da telefonunuzu elinizden bırakamıyorsanız uykunuz sizi bırakıyor…

Kaliteli bir uyku için öneri: Karanlıklar hormonunu küstürmemek için geceleri 11–12’den itibaren ekranlara, ışığa veda etmeli ve vakitlice uyumalıyız.

Farkında Olmadığımız Bir Alarm: Kortisol

Sabahın erken saatlerinde, genellikle 6 7 gibi, kortisol adını verdiğimiz bir hormon salgılanıyor vücudumuzda. Bu hormon stres hormonu ve bu hormonla birlikte vücudumuzda stres reaksiyonları oluşuyor. Kortisolün salgılanma amacı bizi uyandırmak çünkü sabah güneşle birlikte uyanacağımız şekilde dizayn edilmiş bir metabolizmamız var. Akşam geç yatmışsak ve kortisol salgılanmaya başladığında biz mışıl mışıl uyuyorsak, uykuda olmamıza rağmen kan basıncımız ve kalp ritmimiz artabiliyor. Bunun sonucunda telefonlarımızdaki alarmı duymadığımız gibi kortisol adlı alarmı da duymayarak uyumaya devam edebiliyoruz. Kortisolü duymadığımızda sabah 10 11 gibi kalkabiliyoruz ve günün devamını yorgun, halsiz geçirebiliyoruz.

Kortisolü hissetmeme sebeplerimizden biri gece vakitlice uyumamak. Gece uyuduğumuz saat ile gündüz uyandığımız saat doğal olarak birbirleriyle bağlantılı.

Özetle, vakitlice uyursak vakitlice kalkmış oluruz ve günün devamında kendimizi zinde ve iyi hissedebiliriz.

Neden geceleri dizi izleme zevkimden vazgeçeyim? Diye içten içe düşünmüştüm bu bilgileri öğrendiğimde. Bir zevkten vazgeçmek için karşılığında daha iyi ve kaliteli bir şey alıyor olmanız gerekir. Peki biz vakitlice uyumak karşılığında ne elde edeceğiz?

Kaliteli Uykunun Faydaları

- Beyin, en fazla uykuda öğreniyor: Herhangi bir konuyu gün içinde çalışır ve bunun üzerine vaktinde (gece 11 12 gibi) uyursanız ve sabahta erken saatte kalkarsanız uyuduğunuz süre boyunca beyniniz o bilgiyi tekrar edip uzun süreli hafızaya atıyor.

“Ders çalışmak için en iyi yöntem önce çalışmak, sonrasında ise vakitlice uyumaktır.” / Sinan Canan

- Uyku bağışıklık sisteminin iç işleyişinden sağlıklı hormon dengesine, duygusal ve ruhsal sağlık durumundan öğrenme ve hafızaya kadar çok sayıda biyolojik sürecin işlev görebilmesi için gerekli.

- Uyku; hafıza oluşumunda, onarım ve büyüme süreçlerinde etkili.

- Her türlü dokuda ve beyindeki her süreçte uykunun iyileştirici etkisi vardır ve uykusuzluk sonucunda bunların tamamı olumsuz etkilenir.

En önemlisi kaliteli uyku kendimizi zinde, iyi ve enerjik hissetmemize yardımcı olur.

“Mutluluk uykudur, uyku mutluluktur.” — Sinan Canan

Canva

İyi Uykular…

Sağlıcakla

Funda

--

--