Work and Travel Rehberi
Work and Travel Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
2019 yazında Work and Travel ile Montana’ya gitmiş ve hem motel resepsiyonisti hem de aşçı yardımcısı olarak çalışmıştım. Henüz program devam ederken aldığım notları derleyerek yazdığım bu yazımda iyi bir Work and Travel deneyimi kurgulamak için nelere dikkat edilmesi gerektiğini bir katılımcının gözünden anlatmaya çalıştım.
Öncelikle bu programın aktörlerini tanıyarak başlayalım. Programa başvurmak için bir sponsora ihtiyacınız var. Katılımcılar, bu global sponsorlara yerel temsilciler (Yero, United Towers, Success gibi) aracılıyla ulaşıyorlar ve bu yerel temsilcilerden danışmanlık hizmeti satın alıyorlar. Bu yerel temsilciler ise anlaşmalı oldukları sponsorların (Spirit, Interexchange, CIEE gibi) platformunda sizin için bir profil oluşturuyorlar. Bu profilde sizin demografik bilgilerinizin yanında İngilizce seviyeniz, iş deneyimleriniz, hangi tarih aralığında çalışmak istediğiniz gibi bilgiler yer alıyor. İngilizce seviyeniz yerel temsilcinizin size uyguladığı mülakat ya da mülakatlar sonucu belirleniyor.
Profiliniz oluşturulduktan sonra işverenler size bu platform üzerinden iş teklifi gönderebiliyor ya da siz istediğiniz bir pozisyona başvurabiliyorsunuz. Benim gördüğüm kadarıyla çoğu katılımcı programa başvururken sponsor firmanın ona sunduğu iş teklifinin onun tek seçeneği olduğunu düşünüyor ve kendisine ilk sunulan teklifi kabul ediyor. Çoğu firma da kendi çıkarına olduğu için siz sormadıkça programın tüm detayları hakkında sizi peşinen bilgilendirmiyor. Burada şöyle düşünmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Siz bir hizmet satın alıyorsunuz ve bu hizmetin her detayını bilmeye hakkınız var. Bu yüzden her aşamada akıllı sorular sormak tüm program boyunca işinize yarayacaktır. Amerika’da, hangi pozisyonda çalışacağını ve o pozisyonun gerekliliklerini bilmeden gelen katılımcılarla karşılaşmak beni bir hayli şaşırtmıştı. Ben değişik aşamalarda sorulmasını mantıklı bulduğum soruları da yeri geldikçe paylaşacağım.
Buraya kadar anlattıklarım önceden ayarladığınız bir iş teklifinizin olmadığı ve full-replacement hizmeti aldığınız durum için geçerli. Self-replacement hizmetinden ise genelde önceki senelerde çalıştıkları yerlerden gelecek dönem için iş teklifiyle dönenler faydalanıyorlar. Bu yüzden ilk senenizde işvereninizle yakın ilişki kurabileceğiniz ve kendinizi gösterebileceğiniz pozisyonları tercih etmek yerinde olacaktır.
Başvuru Öncesi
Her şeyden önce “Neden bu programa başvurmak istiyorum?” sorusuna vereceğiniz cevap birçok konuda belirleyici olacak. Programdaki önceliğinizin ne olacağına karar vermeniz ileride yapacağınız iş ve bölge seçiminizde etkili bir faktör olacağı için de ayrıca önemli. Programa başvururken motivasyonunuz birikim yapmak, dilinizi geliştirmek ya da eğlenmek olabilir. Ben eğlenmeyi ve dilimi geliştirmeyi zaten cepte saydığım için para biriktirmeyi hedefleyerek gitmiştim.
Dilimi geliştirmek istiyorsam fazla Türk’ün olmadığı bir yeri tercih etmek ve etkileşim gerektiren işlerde çalışmam gerekiyor. Para kazanmak istiyorsam ikinci iş imkânları olan bir yere gitmeliyim. Yine sonraki sene self-replacement ile daha az maliyetli bir şekilde gelmeyi hedefliyorsam daha az kişinin çalıştığı pozisyonlara başvurmak yerinde olacaktır. Örneğin bir işletme aynı pozisyon için 50 kişi alıyorsa bu kadar kişi arasından patronunuzun sizi gözlemlemesi veya daha yakın ilişki kurması 5 kişinin arandığı bir pozisyona göre daha zor olacaktır. Bu noktada sponsorlar “iş fuarları” düzenleyip size bu fuarların iş bulmak için ne büyük bir nimet olduğundan bahsedebilir. Fakat benim anladığım kadarıyla bu fuarlar daha çok sponsor firma ve işverenlerin işine geliyor çünkü bu fuarlara bir pozisyon için çok sayıda çalışana ihtiyaç duyan işletmelerin temsilcileri geliyor ve genelde bu işlerin saatlik ücretleri ve diğer çalışma şartları da çok tatmin edici olmuyor.
Önceliğimizi belirledikten sonra sırada çalışma aralığımızı belirlemek var. Okulun akademik takvimini de göz önünde bulundurarak orada kalacağımız süreyi mümkün olduğu kadar uzun tutmaya çalışabiliriz. Hem iş verenler iş teklifinde bulunurken bu tarih aralığını göz önünde bulunduracaklar hem de gidiş-dönüş biletlerini bu zaman aralığına göre alacağız.
Work and Travel Şirketlerine Sorulacak Sorular
- Programın bana toplam maliyeti ne olacak? Size ödeyeceğim ücrete, vize görüşme ücreti (genelde 190 dolar civarıdır) ve Sevis ücreti (35 dolar civarında) dahil mi?
2. Bir işe yerleşmem konusunda garanti verebiliyor musunuz?
3. Herhangi bir aşamada programdan caymam durumunda ne olacak? (Bu soruyu “Vize alamadığım ya da bir işe yerleşemediğim durumlarda ön kayıt ücretini geri alabilecek miyim?” şeklinde de detaylandırabilirsiniz)
4. Hangi pozisyona yerleştirileceğim nasıl belirlenecek? Gelen iş tekliflerini birlikte değerlendirip istediğim pozisyonlara kendim de başvurabilecek miyim?
5. Bir işe yerleşmemin ve vizemi almamın ardından programın salgın hastalık, doğal afet vb. olağanüstü durumlar halinde Amerikan Hükümeti ya da sponsor şirket tarafından iptal edilmesi halinde para iadesi alabilecek miyim?
Başvuru Süreci
Yerel temsilcimizle anlaşıp çalışacağımız tarih aralığını belirledikten ve profilimizi oluşturduktan sonra gelen iş tekliflerini değerlendirirken sormamız gereken sorular:
· Konaklama/kalacak yer sağlanıyor mu?
· Ne kadar kira ödemem gerekecek?
· Saatlik ücretim ne olacak?
· Bahşiş alabilecek miyim?
· Civardaki diğer iş imkanları neler? (Google maps ve Tripadvisor’dan faydalanabilirsiniz.)
· Bu pozisyonu kabul ettiğimde seneye aynı iş için iş teklifi alabilme imkânım var mı?
Ben her gelen iş teklifini değerlendirirken orada kalacağım süre sonunda ne kadar kazanacağımı tahmin edebilmek için yukarıdaki değişkenleri de hesaba katıp buradakine benzer bir GoogleSheets kullanmıştım.
Ayrıca her pozisyonun ne anlama geldiğini bilmek de iş teklifini değerlendirirken bize yardımcı olacaktır. Size teklif edilmesi muhtemel pozisyonlar ve bu pozisyonlarla ilgili bilinmesi gerekenleri aşağıdaki tabloda düzenlemeye çalıştım.
Bu pozisyonların görev tanımları çalışılan yere göre farklılık gösterse de yukarıdaki tablo genel bir bilgi verecektir. Ben burada “Rotating Position”dan bahsetmek istiyorum. Bu pozisyonda çalışanları Age of Empires oyunundaki işçiler olarak düşünebiliriz. Oyunu oynayanların bileceği gibi o işçilere odun toplamak, inşaatta çalışmak gibi birçok işi yaptırabiliyordunuz. Eğer bu pozisyonda çalışmayı kabul ettiyseniz benzer şekilde siz de yeni bir güne housekeeper ya da kasiyer olarak başlayabilirsiniz. Ayrıca zaman çizelgeniz de her hafta değişeceği için ikinci iş bulma ve boş günlerinizde arkadaşlarınızla ortak plan yapma şansınız da diğer pozisyonlara göre daha düşük olacaktır.
Yine benim gözlemlediğim kadarıyla garsonluk en çok bahşiş toplayan ve en tercih edilesi pozisyondur. Bu yüzden saatlik ücreti düşük olsa da gönül rahatlığıyla bu pozisyonu tercih edebilirsiniz. Ben bu pozisyonda çift vardiya çalışıp günde 500 doların üstünde bahşiş toplayanlar biliyorum. Bu pozisyona kabul edilmek için İngilizce seviyenizin kusursuz olması ve insan ilişkilerinizin de çok iyi olması beklenir. Komiler genel olarak garsonlarla birlikte çalışırlar bu yüzden ilk sene komi olarak çalışanlar bir sonraki sene aynı işletmede garson olarak çalışabilirler.
Şimdi, aklımıza yatan bir iş teklifi aldıysak kesin kararımızı vermeden önce iş verenlerle iletişime geçip onlara şu soruları sorabiliriz:
İşverene sorulacak sorular
1. Kıyafet zorunluluğu var mı? Varsa çalışırken ne giymem gerekecek ve bunu siz temin edecek misiniz?
2. Bu pozisyonda sabit bir zaman çizelgem olacak mı? (Eğer her hafta değişen bir çizelgeniz varsa hem ikinci iş bulmanız hem de boş günlerinizde arkadaşlarınızla gezi planlamanız zor olacaktır.)
3. Konaklama sağlanıyorsa nasıl bir yerde kalacağım? Evi kaç kişiyle paylaşacağım? (Ben odamı bir kişiyle paylaştığım müstakil bir evde kaldığım için şanslıydım. Gece geç saate kadar açık bir barın hemen üstündeki yatakhane tipi odalarda kalmak zorunda olan ya da 10’dan fazla Türk’le aynı evde kalmak zorunda kalanlar olduğunu da biliyorum.)
4. Çalışırken ücretsiz ya da indirimli yemek hakkımız olacak mı? (Bazı işletmeler çalışanlarına sadece belli menülerde çalışan indirimi uygularken bazıları ücretsiz bir öğün hakkı tanıyorlardı.)
5. Çalışacağım ve konaklayacağım yer arasında ne kadar mesafe olacak? (Kalacağınız yerin iş yerine yakın olması durumunda aralarda evinize gidip yemek yeme şansınız olabilir. Ben iş yerimden temin ettikleri bisikletimle işe gidip geliyordum.)
6. Alışverişe gidebilmek için shuttle/servis hizmeti sunuyor musunuz? (Benim çalıştığım bölgede alışveriş yapabileceğimiz en yakın market arabayla 20 dakika mesafedeydi ve otobüs hattı da olmadığı için ortak araba almaya karar vermiştik.)
7. Gidiş ve dönüşte havalimanına ulaşımım nasıl olacak? (Program dönüşü havalimanında karşılaştığım birkaç kişiden havalimanından çalışacakları yere 160 dolar taksi ücreti ödemek zorunda kaldıklarını duymuştum.)
8. Bölgenin iklimi hakkında biraz bilgi verir misiniz? Yağışlı mı, akşamları serin mi? (Ben Haziran-Eylül arasında gitmiştim ve orada geçirdiğim 100 günün en az 70 günü hava yağışlıydı. Hatta 2020 yazında Montana’da ani sıcaklık değişimi gözlenmişti)
Bilet Alma
Bu konuda temsilci firmanız sizi kendi bilet departmanına yönlendirmek isteyebilir. Benim tavsiyem firmanın size önerdiği bilet fiyatlarını internetten araştırarak bulduğunuz ve dışarıdaki acentalardan aldığınız fiyat teklifleriyle karşılaştırıp öyle karar vermeniz. Ben temsilci firmanın her zaman benim için en iyisini düşündüğüne inandığım için (öyle bir şey yok! Her işletme gibi onlar da kârlarını maksimize etmeye çalışan bir kurum) onların temin ettiği bileti almıştım. Daha sonra programda tanıştığım diğer arkadaşların benden ortalama 250–300 dolar daha uygun bilet aldıklarını öğrendim. Üstelik benim gibi aktarmalar arasında bir gün havalimanında uyumak zorunda da kalmamışlardı!
Ayrıca biletinizi promosyon bileti almanız durumunda tarihlerde değişiklik yapma şansınız da olmayabilir. Bu yüzden biraz fark ödeyerek esnek öğrenci bileti tercih etmek isteyebilirsiniz. Dönüş biletinizi alacağınız şehri belirlerken de program sonrası yapacağınız seyahati de hesaba katmayı unutmayın. Gidiş ve dönüşü hangi eyaletten yapacağınızı belirlerken Amerikan Demiryolları Amtrack’i de hesaba katmanızı tavsiye ederim. Eğer civardaki alternatif havalimanlarından aynı tarih için daha hesaplı uçak bileti bulabilirseniz buraya amtrack ile gitmeyi düşünebilirsiniz.
Uçak bileti alırken seyahat acentalarının verdiği fiyat teklifini deltaair, airfrance, klm gibi havayolu firmalarının sitelerinden alacağınız fiyatlarla karşılaştırabilirsiniz. Çoğu zaman doğrudan havayolu firmasından alım yapmanız daha hesaplı olacaktır.
Vize süreci
Benim vize randevumu, vize görüşme ücretimin ödenmesini ve vize için gerekli evraklarımı temsilci firmam halletmişti. Ben randevu saatimde pasaportum ve diğer evraklarla konsolosluğa gitmiştim. Orada prosedür gereği sorulan bazı soruları yanıtladıktan sonra görevli vize başvurumu onaylamıştı.
Şunu belirtmek gerekir ki vize konusunda firmanız yalnızca sizi en iyi şekilde vize görüşmesine hazırlayacağını vaat edebilir. Vizeyi alıp almamanız, tamamen konsolosluğun inisiyatifindedir. Work and travel vizesi için J-1 vizesine başvuru yaparsınız ve bu vize kapsamında kabul almak oldukça kolaydır. Zaten vize görüşme tarihine kadar iş teklifiniz ve diğer gerekli evraklarınız hazır olacaktır. Bu yüzden vize konusunda fazla endişelenmenize gerek yoktur diyebilirim.
Ülkeden ayrılmadan önce
Hattınızın yurtdışı aramalara ve hizmetlere kapalı olduğundan emin olun. Ben zaten kullanmayacağım diye düşünebilirsiniz fakat size bakanlığın göndereceği bir sms bile faturanıza yansıyabileceğinden müşteri hizmetlerini arayıp hattınızı yurtdışı hizmetlere kapattırmanızda fayda var.
Ben yanımda 500 dolarla gitmiştim ve bu miktar bana çok rahat bir şekilde yetmişti. Zaten çalışmaya başladıktan en geç 15 gün sonra ilk maaş çekinizi alacaksınız ve muhtemelen depozito ve kira gibi giderleriniz bu ilk maaşınızdan düşülecektir. Bunun için kira ve depozito için ayrıca endişelenmenize gerek yok. Ama oraya gittiğinizde araba almayı düşünüyorsanız bunu en kısa sürede almanızda fayda var.
Gideceğiniz bölgenin hava durumunu mutlaka öğrenin çünkü yağmurlu günler ve serin akşamlar sizi bekliyor olabilir.
Oraya giderken içinde et ürünü olmayan kuru gıdalardan istediğiniz kadar götürebilirsiniz ve bana sorarsanız götürmelisiniz de çünkü Amerikan yemek kültürü sizi hayal kırıklığına uğratabilir.
Orada yapacağınız alışverişi de göz önünde bulundurarak Amerika’ya giderken mümkün olduğu kadar az eşya götürmenizde fayda var. Sonra dönüşte ben bu 6 çift ayakkabıyı valizime nasıl sığdırırım diye kara kara düşünürsünüz. Bileti aldığınız havayolu firmasına göre değişmekle birlikte 23–26 kilo arasında bir bagaj hakkınız olacak. Buradan giderken az eşya çok gıda ile gidip oradan fazlaca elektronik ürün, ayakkabı ve kıyafetle dönmenizi tavsiye ediyorum.
Amerika’da
Eğer önceliğimiz birikim yapıp dönmek ise büyük ihtimalle ikinci bir iş bulmamız gerekecek. Bu yüzden vardığımızda asıl işimizdeki zaman çizelgemizi belirleyip civardaki işletmelere ikinci iş başvurusu yapmalıyız. Bu konuda aceleci olmamızda fayda var çünkü bizim gibi ikinci iş arayan birçok çalışan olacak ve çizelgemize uyan iyi bir iş bulmamız gün geçtikçe zorlaşabilir. Tabii bu, ilk bulduğumuz ikinci işi gözümüz kapalı kabul etmeliyiz demek değildir. Yapabildiğimiz kadar fazla başvuru yapalım ki elinizde birçok alternatifimiz olsun. İlk işimizi kabul ederken olduğu gibi saatlik ücreti, haftada kaç saat çalışacağınızı, bahşiş durumunu ve kıyafet zorunluluğu gibi konuları peşinen sormamızda fayda var. Ayrıca başvuru yapacağımız işletmeye hangi tarihe kadar açık olacaklarını da sormalıyız çünkü genelde sezonluk işlerde çalışacağımız için ikinci iş başvurusu yaptığımız mekânın sezonu, bizim dönüş tarihimizden önce bitirme ihtimali de var. Yine henüz ne kadar ödeme alacağını bile bilmeden ikinci ise başlayan arkadaşlarım olmuştu. Biz bunlardan olmamaya çalışalım.
Kendi çalışma saatlerinizin takibini yapın. Ödeme çekiniz beklediğinizden az geldiğinde hangi saatlerin eksik olduğunu tespit etmek için her gününüzü takip edebileceğiniz bir spreatsheet hazırlayabilirsiniz. Ben hazırladığım spreatsheet sayesinde ödeme çekimdeki 14 saatlik aleyhimdeki bir farkı tespit edebilmiştim.
Ayrıca bankadan hesap açtırdığınız esnada doğrudan havale (direct deposit) için gereken evrakları da talep ederseniz ödeme çekinizi bozdurmak için bankaya gitmenize gerek kalmayacaktır. Yine hesap açtırırken hesabınızın çevrimiçi bankacılık işlemelerine açılmasını talep ederseniz internetten rahatlıkla alışveriş yapabilirsiniz.
Araba alma
Başlarda araba çok keyfi bir harcama ya da bir lüks gibi görünebilir. Ama işvereniniz alışveriş için shuttle hizmeti sunmuyorsa ve kullanabileceğiniz bir otobüs hizmeti yoksa ya da civarı köşe bucak keşfetmek istiyorsanız araba almak bir lüks değil bir zaruret. Üstelik Amerika’da araba alıp satmak da çok kolay. Hem çok uyguna araba bulabiliyorsunuz hem de akaryakıt oldukça ucuz.
Biz 96 model Ford Mercury marka bir arabayı 900 dolara almıştık, sigorta ve tescili için de 350 dolar kadar ödemiştik. Aracı 4 kişi birlikte kullanırken çıkması muhtemel sorunların önüne geçmek için de yukarıdaki Spreatsheet’ten faydalanmıştık. Herkesin program süresi farklı olduğu için arabayı kullanacağı süre de farklı olacaktır. Bu yüzden ortakların ödemesi gereken maliyetleri hesaplarken arabayı kullanacakları günü baz almak akıllıca bir çözüm olabilir. Ayrıca akaryakıt giderleri için de yukarıdaki gibi tek kullanımlık biletler kurgulayabilirsiniz.
Amerika’da Alışveriş
Amerika’da yaşayan bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine internet alışverişlerimde Mercari diye bir uygulama kullanmıştım. Bizdeki sahibinden ve letgo uygulamalarına benzer olarak mağazalar yerine kişilerden sıfır ya da çok az kullanılmış ürünleri bulabiliyorsunuz. Ben mağaza fiyatı 90 dolar civarında olan hiç kullanılmamış iki ayakkabıyı 30–40 dolara almıştım. Siz de benim gibi ucuza kapattığınız alışverişlerinizden çok keyif alan biriyseniz Mercari’yi mutlaka kullanmalısınız. Ayrıca buradan linkini paylaştığım Facebook grubundaki güncel fırsatları takip etmiştim.
Rakamlarla
Ben program boyunca 100 gün Amerika’da kalıp 95 günde 850 saat çalıştım ve toplamda 9500$ kazandım. Oradayken toplamda 2250$ masrafım oldu. Yani günde ortalama 9 saat çalışarak 95$ kazandım ve günlük masrafım 22,5 dolardı. Bu rakam önceden de belirttiğim gibi sizin çalışacağınız pozisyonun saatlik ücretine ve kira maliyetiniz gibi farklı değişkenlere göre farklılık gösterebilir. Giderken toplamda 3500$ masrafım olmuştu ve oradan buraya 1700 dolarlık ürün getirmeme rağmen 5500 dolarlık bir birikimle döndüm. Fakat iş bitiminde hiç seyahat etmeden döndüğümü de belirtmeliyim.
Eğer ortalama bir sponsor firma ile anlaşır, uygun bir bilet alırsanız program masrafını 2500 dolara kadar düşürmek mümkün. Yanınıza da 500$ götürmenizin yeterli olacağını düşünüyorum. Bu yüzden full-replacement hizmeti alan biri için programın toplam maliyetinin 3000 dolar civarında olacağını söyleyebilirim.
Genel Tavsiyeler
Ödemeleriniz için işvereninizden “direct deposit” isteyebilirsiniz. Böylece ödeme çekinizi bankaya gidip bozdurmak zorunda kalmazsınız. Fakat doğrudan hesabınıza yatan parayı kullanabilmek için civarda hesap açtırdığınız bankanın anlaşmalı ATM’sinin olduğundan da emin olun.
En çok muhatap olacağınız ve bu yüzden de aranızı en iyi tutmanız gereken kişi hiç şüphesiz patronunuz. Öncelikle onların size karşı sergiledikleri hiçbir tavrını kişisel algılamamak gerektiğini düşünüyorum. Work and Travel programına onların penceresinden bakacak olursak bir işletme idare etmenin stresine ek olarak farklı kültürlerden gelen birçok çalışanına hem kendi pozisyonuyla ilgili oryantasyon vermek hem de Amerika’daki iş kültürüne adapte etmek zorunda ve bu her zaman göründüğü kadar kolay olmayabilir.
Türkiye’de bile aynı konuya çok farklı yaklaşan insanların olduğunu düşünürsek dünyanın bir ucunda sizden çok farklı düşünen insanların olabileceğinin farkında olmak gerekiyor. Sanırım insanları sahip oldukları düşünceler sebebiyle yargılamaktansa onları anlamaya çalışmakta fayda var.
Son olarak aşağıda haber başlıklarını paylaştığım haberleri de okumak isteyebilirsiniz.
Sormak istedikleriniz olursa bu yazının altına yorum yaparak bana ulaşabilirsiniz.
Sevgiler,
Nusret Doğan
Eğer bu yazımı beğendiyseniz bu yazılarım da ilginizi çekebilir.