YetGen Nedir — YetGen’in Hayatıma Yansıması

Berke Yalman
Yetkin Yayın
Published in
6 min readJan 26, 2021

YetGen ile Nasıl Tanıştım?

Yorucu ve test dolu bir yılın ardından İstanbul’a yeni gelmiş, üniversiteme yeni yeni ısınmaya başlamıştım. Hayallerim, hedeflerim vardı evet fakat nereden başlayacağımı bilemediğim için bir boşluktaydım. Sabah derslere gidip akşam online eğitimler alıyor, onları bitirip unutuyordum. Kısacası oldukça verimsiz bir süreçten geçiyordum. Bu düzensiz eğitim düzenimden çıkmam, kendimi bulmam gerektiğini hissediyordum. Tam da bu sıralarda MEF Üniversitesi’nden bir mail aldım, başlığında “YetGen” yazan…

Mail beni çok etkiledi ve özenle başvuru formunu doldurdum. Çok büyük bir beklentim yoktu ama içimde iyi bir his vardı. Kabul maili ve ardından bir telefon aldım, işin ciddiyetini ilk o anda fark etmiştim.

Nedir bu YetGen?

YetGen, 21. Yüzyıl yetkinlikleri olarak adlandırılan iletişim, takım çalışması, sunum becerileri, finansal okuryazarlık, excel… gibi yetkinlikleri öğrencilere kazandırmayı amaçlayan Mehmet Zorlu Vakfı ve MEF Üniversitesi destekleriyle oluşan bir farkındalık programı.

Cinsiyet, din, ırk fark etmeksizin tüm Türkiye’den büyük bir yaş yelpazesine sahip katılımcıları olan ücretsiz bir eğitim programı. Erhan Erkut önderliğinde ve Umre Metin direktörlüğünde başlayan YetGen, liderler kadrosuyla çağdışı kalmış günümüz eğitim sistemine ışık tutuyor diyebilirim.

YetGen, hoşgörülü ve saygılı bir dil kullanarak eğitimde cinsiyet ve farklılıklar eşitsizliğinin önüne geçen bir gelişim programıdır. Bu program sadece farkındalık sağlamıyor, alanında uzman kişiler tecrübelerini paylaşarak öğrencilerin o alandaki potansiyellerini görmemizi sağlıyor. Yani bir farkındalık oluşturup ilerlemek isteyen kişilere rehber oluyor. YetGen; katılımcılarına girişimcilik kavramını anlatan, öğreten ve hatta pratik yapma imkanı sağlayan bir girişim.

Umre’nin her zaman dediği üretmek, üretmek, üretmek mottosunu hayatıma adapte etmeye çalıştım. Müzik alanında hiçbir tecrübesi olmayan ben, süreç içinde tüm YetGen ailesine kendi gözümden YetGen’i bir şarkıyla anlatan bir şarkı yazmıştım:

YetGen’deki İlk Günüm :)

Hiçbirimiz hepimiz kadar akıllı ve zeki değildir. — Japon Atasözü

YetGen’in ilk gününde, takım arkadaşlarımla ve liderimle tanıştım. Çok samimi bir ortamımız vardı. Bu samimiyet, sinerjiyi de beraberinde getiriyordu. Zira biz ayrı ayrı toplamlarımızdan büyüktük. İlk dersimiz “Takım çalışmaları ve Sunum Teknikleri” idi. Hayatımda daha önce çok kez takım içinde bulunmama karşın hiç sunum yapmamıştım. Sunum konusunda hiçbir bilgim olmadığı için hocamızın her hareketini, kelimesini pür dikkat izliyordum. O kadar dolu dolu bir gündü ki 8 saatlik bir eğitimden çıktığımızı, başımı yastığa koyduğumda fark ettim. Gün sonunda ödevlerimiz Birleşmiş Milletlerin 17 Hedefi arasından bir tanesini seçip sunum hazırlamak ve takım arkadaşlarımıza sunmaktı. Kendine ve sunumuna güvenen şanslı (kura ile seçiliyor) kişiler, 2 Hafta sonra ise Zorlu PSM’de tüm YetGen ailemize sunum yapacaktı. Futsal antrenmanları ile kesiştiği için YetGen takım arkadaşlarıma olan sunumum özensiz ve kötüydü. Liderim (Aleyna Yılmaz) bu sunumdan sonra benimle özel bir konuşma yapmak istedi. Her ne kadar o bunu okuyunca öğrenecek olsa da bu konuşma benim için çok kıymetliydi :)

Benim bu konuşmadan çıkarımım; “Ne yaparsan yap aşk ile yap” oldu.

500 Kişiye Sunum

Aleyna ile konuştuğum o gece UN Hedefleri ile benim ilgi alanlarımdan birinin kesişimi olan “Nitelikli Eğitim” hakkında derin bir araştırma yaptım. Bu araştırmalar sırasında Japon Eğitim Sisteminin başarısından oldukça etkilendim ve sunum konum olarak belirledim. Yine derin (zaman zaman japonca araştırmalar..) bir araştırma ve çalışmadan sonra 15–20 dakikalık bir sunum çıktı. Sunum süresini dile getiriyorum çünkü sunum süremi indirmek için araştırmadan daha çok vakit harcadım diyebilirim. Her neyse, sunum gününe 2 gün varken Aleyna’ya hazır olduğumu söyledim ve o da beni Maslak Kolektif House’a çağırdı. Habitat Facebook İstasyon’da takım arkadaşlarım mükemmel sunumlar yaparken ben daha giriş cümlem olan “Merhaba ben Berke Yalman” diyemiyordum. Akşama kadar yalnızca 2. cümleme kadar

MEF’te Sunum Günlükleri

ilerleyebildik. Çok üzülmüştüm, özgüvenim çok kırılmıştı fakat Aleyna’nın bana olan inancı bana güç veriyordu. Hava kararmış, acıkmış olmama rağmen MEF Üniversitesindeki bir boş sınıfa gittim ve orada 3+ saat, 4 duvara defaatle sunum yaptım. Sunumu kaydedip değerlendirip tekrar sunuyordum. Artık bazı şeyler oturmuş, yeni fikirler ortaya çıkmıştı.

İçimde mükemmel bir enerji heyecan vardı fakat ertesi sabah sunum yapacak 15 kişi açıklandı ve ben aralarında yoktum. Küçük bir bozguna uğradım ama toparladım.

Sunum sabahı isteksiz uyandım ve özensizce giyinip gittim Zorlu’ya. Metrodan indim, Zorlu PSM güvenliğinden geçerken telefonum çaldı, arayan Aleyna’ydı. Bir kötü, bir iyi haberinin olduğunu söyledi. Kötü haber, sunum yapacak bir katılımcının ayağının kırılmasıydı. İlk etapta üzüldüm fakat sunum yapma heyecanımdan direkt iyi haberi sordum. Evet, düşündüğünüz gibi :) Son kişi olarak sunum yapabilecektim. Fakat o gün hocamızın uçuşu olduğu için erken gidebilirmiş ve 15 değil 14 sunum yapma kararı alınmış. Görüşme sürecince elimde telefonla kapı dedöktöründen geçmeye çalıştım(4–5 kez) ve her defasında red yedim. Telefonu kapattığımda fark ettim neden geçemediğimi..

Sonrasında Aleyna ve Umre’nin sayesinde önceki sunumları hızlandırıp benim sunumuma da yer verilmeye karar verilmiş. Bütün bu aşamalarda bana 4–5 kez sunum yapacaksın ya da yapmayacaksın bildirimi geliyordu ve sürekli bir duygu değişimi içerisindeydim.

5 saat sonunda yemek molasına çıkmıştık fakat benim sunum yapma ihtimalim ile birlikte üzerimde sweat vardı. Sunum Tekniklerindeki dersimize göre bu çok yanlıştı. Yemek yemedim, onun yerine mağaza mağaza dolaşıp uygun fiyatlı gömlek aradım. Dersin başlamasına 5 dakika kala buldum, giydim ve koştum. Pozitif enerjinin, pozitif sonuçların doğmasında yardımcı olduğuna çok inanırım nitekim, o gün de öyle oldu ve 15. kişi olarak (son) sırada sahneye çıktım. 7+ saatlik interaktif bir eğitim geçirmiş 500 kişi yorgun gözlerle bana bakıyor, ben içimden ilk sunumumun heyecanını mutluluğunu yaşıyordum. Heyecanlı bir giriş yaparak salonu yükseltmem gerektiğinin farkındayım fakat sonrası için çok heyecanlıydım. Her ne kadar hatalar yapmış olsam da çok mutluydum, çok önemli geri bildirimler almıştım ve salonun enerjisi yükselmişti.

Hayatım boyunca unutamayacağım günlerden biri..

İlk Kısmı çok uzattığımın farkındayım :p devamını kısa kısa yazdım merak etmeyinn.

  • Algoritmik düşünmeye giriş, IT show case ve Excel eğitimlerinden aldığım keyif sayesinde bu alana ilgi duyduğumu fark ettim. Sonrasında Excel eğitimleri aldım ve Excel’den freelance işler yapmaya başladım. Ama yine doymadım :) ve bu kez Python yolculuğuna çıktım. Hatta bu yolculukta YetGen’in sağladığı Course Buddies fırsatından yararlandım ve eğitimime orada devam ettim. Bu eğitim sayesinde şu anki hayallerimin doğrultusunda çok önemli bir adım attım. Henüz hazırlıktan 1.sınıfa yeni geçmeme rağmen SmartOpt şirketinde girişimcilik ve inovasyon stajı bulma imkanı sağladım. Ve stajda da Python eğitimi almaya devam ediyorum.
  • Sürdürülebilirlik ve Sosyal inovasyon dersinden sonra UN’nin 17 hedefine olan ilgim arttı ve bu konuda bir blog yazdım. Ayrıca sosyal inovasyonlar sayesinde gönüllü çalışmalarda bulunmak istememe rağmen pasif kaldığımı fark ettim. O sıralarda, daha sonra bu kadar benimseyeceğimi bilmediğim, bir söz ile karşılaştım ‘aksiyonsuz vizyon halüsinasyondur’ ve aksiyona geçtim. Sonrasında sosyal bir işletme olan Öğrenme Tasarımlarında gönüllü çalışmaya başladım. Erhan Erkut Hocam’ın tavsiyesiyle bitirdiğim Öğrenmeyi Öğrenmek Coursera kursumu bu mecrada sunuyorum.
  • Girişimcilik Zirvesi, Girişimcilik Çalıştayı ve GirişGen sayesinde her ne kadar konuya hakim olduğumu düşünsem de aslında çoook fazla bilmediğim konu olduğunu farkettim. Kaybetmek üzere olduğum okuma alışkanlığımı bu zirve ve girişimcilik konusu sayesinde 1 ayda 5 girişimcilik kitabı okuyarak geri kazandım, hala düzenli olarak ilgi alanlarım hakkında okuyorum. Ek olarak, bu eğitim sayesinde edindiğim bilgiler bana çok farklı bir yol açtı; Üniversitemin en prestijli kulüplerinden biri olan StartupMEF Entrepreneurship & Innovation Club’un kadrosuna katılırken çok büyük yardımı oldu.

Ayrıca, bütün bu süreçten edindiğim bilgiler sayesinde şu an İTÜ Çekirdek’te bir girişim olan Nebilsem girişiminde gönüllü çalışıyorum. Bu girişimde, GirişGen sürecinde öğrendiğim farklı bakış açılarını ve eğitimleri uygulayarak girişim içerisinde pozisyon yükseldim.

Ek olarak, GirişGen sürecinde öğrendiğim website tasarımı, şu an stajda üzerinde çalıştığım “smartopt.com” website tasarımı konusunda oldukça yardımcı oldu.

  • Kariyer Planlama, Özgelişim, Staj değerlendirme ve İş Dünyasına Hazırlık eğitimleri sayesinde kendimi tanıdım. Kendi yeteneklerimi, zayıf olduğum noktaları, yapmaktan keyif aldığım aktiviteleri, bulunmak istediğim iş ortamını… kısaca “gelecek hayatım nasıl olmalı?” sorusuna yanıt verdim. Bu sayede kendime yeni hedefler koydum. Bu hedefler konusunda yol haritası oluşturdum ve aksiyona geçtim. İşe LinkedIn adresimi düzenleyerek başladım ve sonrasında hedeflediğim pozisyonlar ve şirketteki kişilerle iletişime geçme fırsatı yakaladım.

Özetle, ben YetGen’i keşfetmeye çalışırken, tutkularımı ve hayallerimi keşfettim.

Bütün bu süreçte her anımda yanımda olan liderim Aleyna Yılmaz başta olmak üzere tüm YetGen liderlerime, takım arkadaşlarıma ve baş tacımız Erhan Erkut’a çok teşekkür ediyorum. Ayrıca desteklerinden ötürü Mehmet Zorlu Vakfı ve MEF Üniversitesi’ne minnettarım.

Son günlerde aldığım en güzel haberi sizlerlede paylaşmak istiyorum. YetGen21'e lider olarak devam edeceğim. YetGen kültürünü devam ettirmek, öğrendiklerimi hayatımda uygulamak ve başkalarına aktarmak için sabırsızlanıyorum.

Sevgilerimle,

Berke Yalman

--

--