Yolda.com ürün ekibi ile 3 gün
Starbucks’tan kamyon garajına uzanan bir yolculuk
Uzaktan çalışan bir ekip olarak zaman zaman buluşsak da ilk defa tam kadro bir araya geldik ve 3 gün boyunca birlikteydik. Bir arada olmadan da gayet tatlı ve verimli çalışabiliyoruz, fakat bu fiziksel olarak keyifli vakit geçirmediğimiz anlamına gelmiyor. :)
Sizlerle de bu 3 günlük süreci paylaşmak, Yolda.com ürün ekibi olarak hem bakış açımızı ve kendimizi size anlatabilmek hem de bize güzel bir anı kalması adına süreci yazıya dökmek istedim.
Keyifli okumalar! ☕️
1. gün
Hayır, arkadaki kamyon bilerek ayarlanmadı :) Eğer sen de arkadaki kamyonu fark ettiysen lojistik senin sektörün olabilir, sana uygun pozisyon için ilanlarımıza bakmaya ne dersin? :)
Neden buluştuk?
Pisi pisine değil, akıllıca nasıl çalışılır’ın hikayesini yazmak için buluşmak istedik. :)
Şirket ve ürün vizyonu doğrultusunda stratejimizi ilerletirken bize düşen konularda ürün ekibi olarak nasıl ilerlemeliyiz, ne zaman hangi noktalara dokunmalıyız’ı konuştuk. Belli konularda görev paylaşımları yaptık.
Uzun süredir bir araya gelmeyen bir ekip olarak ofislerimizi gezme, işi yerinde görmek, şirkettekilerle daha da yakınlık kurabilme ve yüz yüze tanışabilme adına faydalı olduğunu düşünüyorum. Bütün işlerin uzaktan yürütülebileceğine ve öyle ilerlemesi gerektiğine inanıyorum, fakat arada bir “insan” olarak birbirimizi görmek gerektiğini de biliyorum.
Günün akşamında da güzel bir yemek yedik. Genelde ekip olarak sabah kahvaltısı için birkaç kere buluşmuştuk ve konular iş etrafında dönüyordu. Bu sefer uzun bir süre iş konuşulmadığını fark ettim. Ve aslında ekip dinamiğini sağlam tutmak için her şeyin iş iş iş olmadığını, kendi hayatlarımızdan ve çevremizde olan bitenlerden bir şeyler konuşmanın gerekliliğini de tekrar anlamış oldum.
Uzaktan çalışırken ve yoğun çalışırken sürdürülen iş ve şirket dışı konulara sık sık değinme imkanımız olmuyor. Bu sebeple de aslında ekip arkadaşlarımızın hayata, olaylara ve bize olan bakış açısını daha zor ve net olmayan şekillerde algılayabiliyoruz. 2–3 ayda bir bile olsa bu tür buluşmalar bu boşluğu dolduruyor, bence. (Ofisten çalışmayı desteklemiyorum, öyle anlaşılsın istemem :D)
2.gün
Bugün öğleden önce Gebze nakliyeciler sitesindeki kamyon ve tır garajına gittik. Buradaki ofisimizi ve tüm terminali gezdik. Benim 2. ziyaretimdi ve buraya ilk ziyareti olan arkadaşlarımın ortamı keşfini izlemek keyifliydi.
Ardından yakın zamanda açılan yeni ve artık ana ofisimiz olan Ataşehir ofisimizdeydik ve çalışmaya orada devam ettik. Nidakule ofisimiz halen aktif ve teknoloji ekibinin kullanımında.
Dijitalde birçok araştırma, tasarım, geliştirme yapıyoruz. Aslında hepsi günün sonunda buradaki sürücüler var diye var. Direkt olarak ürün değil de hizmet sattığımız ve bu hizmetin de fiziksel dokunuşları olduğu için ürettiğimiz veya üretmek istediğimiz değeri daha kanlı canlı görebiliyorum. Bu esasında çok motive edici ve motive edici olduğu kadar da zor ve heyecanlı bir ekosistem.
İşi yerinde görerek sorunları, iyileştirilebilecek dünyaları daha yakından görebiliyorum. Bu noktada en olumsuz olarak şunu söyleyebilirim: dijitalde onlarca saat efor harcayarak geldiğiniz bir nokta, fizikselde etkilenen ve kontrolünüzde olmayan birçok sebepten ötürü “çöp” olabiliyor. Çok kullanışlı ve çok huzur verici uygulamalar sunmanıza rağmen artan mazot fiyatı, trafik, hava koşulları vb. vb. daha birçok farklı sebepten sizin yaptığınız çalışmalar yeri geliyor anlamını yitiriyor, bir süreliğine de olsa.
Aslında bu dinamikler özelinde sürekli bir mücadele içerisinde stratejik ürün ve iş geliştirme yöntemlerine çalışmak ve stratejik araştırmalar yapabilmek ekibi daha canlı tutuyor. Önemli olan buradaki motivasyonu kaybetmeden birlikte değer üretebileceğimize inanmak.
Sürücüler tüm gün garaj içerisindeki sokaklarda farklı farklı lojistik firmalarının ofislerini gezerek kendilerine uygun yük var mı diye bakıyorlar. Bu tabelalarda kendilerine uygun olabilecek yük varsa içeri girip yükün ve taşımanın detaylarını öğrenip ücreti soruyorlar. Geliştirdiğimiz “İlanlar” özelliği ile sürücüler bu süreci mobil uygulama üzerinden yönetebiliyor, yük bakıp taşımalarını ayarlayabiliyorlar.
Kullanıcılarımızın hayatlarını anlamak ve bu yolcuğunu bütün noktaları ile ele alabilmek adına buranın konumu bizler için kritik. Evet, süreçleri dijitalize ve otomatize ediyoruz, bir yandan da insanların hayatlarında büyük ve keskin değişikliklere öncülük ediyoruz. Gerçekten zor bir süreç ve kazandığımız en ufak içgörü bile bizi bambaşka noktalara taşıyabiliyor.
Sosyolojik ve psikolojik açıdan incelenip ele alınması gereken birçok konu mevcut. İlgili yerlerdeki doğru motivasyonları keşfederek süreçleri ilerletmek gerekiyor. Sektörün geçmişi ve günümüzdeki konumu sebebiyle dinamikleri çok ve değişken. Tamamen fizikselde kemikleşmiş bir yapı için, teknoloji ile arası mükemmel olmayan bir kullanıcı kitlesi için ürün geliştirmek zor ve bir o kadar da öğretici, keyifli.
3.gün
Bugün çağrı merkezi ofisimizi ziyaret ettik.
Kullanıcılarımızla olan iletişimde, ürünü anlatmada ve destek istenen her noktada çağrı merkezi dinamikleri çok kıymetli. Oluşturmak istediğimiz değeri hem kullanıcılarımıza aktarırken hem de onların yaşadığı olaylardan daha aktif ve sürekli haberdar olup inceleyebiliyoruz. Bu süreçlerin ürün geliştirme ve araştırma süreçlerine desteği büyük.
Sürücüler ve şirketler mobil ve web tarafındaki ekranlarda çağrı merkezi desteği ile ilk adımlarını atabiliyor ve süreçleri daha rahat öğrenebiliyorlar.
Yaptığımız düzenli araştırmalarda da çağrı merkezinden destek almak hem zaman hem de sürecin kalitesi açısından faydalı oluyor.
