Hazır Giyim Endüstrisi ve Gezegenimize Olan Etkileri

Egemen Koçak
Z -Community
Published in
5 min readJul 28, 2020
Kaynak: fashionunited.uk

İnsanlar, doğum günleri ve evlilik yıl dönümleri gibi özel günlerde yeni kıyafetler alırlar. Yeni kıyafet almak için illaki özel bir gün olması gerekmez. Bir kişinin canının sıkılması sonucunda alışveriş yapmak istemesi ya da sevdiği şarkıcının o markanın kıyafetlerini giymesi de kıyafet almak için yeterli sebepler arasındadır.

Okula gidip gelirken araba kullanmak, uçağa binmek, hayvansal ürünler tüketmek gibi günümüzde yaptığımız her eylem gezegenimizi ve diğer canlıları etkilerken, canımız sıkıldığında satın aldığımız kıyafetlerin Dünya üzerinde bir etkisinin olmadığını düşünmek saçmalık olur.

Peki bu etkinin ne kadar büyük olduğunu hiç merak ettiniz mi? Ya size, aldığınız kıyafeti çamaşır makinenizde yıkamanız yüzünden uzak okyanuslarda bir yerlerde balıkların öldüğünü söylesem ne düşünürdünüz? Haydi gelin ve giyim endüstrisinin, gezegenimize ne kadar devasa boyutlarda zararlar verdiğini inceleyelim.

Dünya üzerindeki kıyafet üretimi 2000 yılından beri ikiye katlandı ve bu kıyafetlerin çoğunun ömrü bir çöplükte sona eriyor. Her saniye bir çöp kamyonu dolusu kıyafet ya yakılıyor ya da çöpe atılıyor.

Çöplüğe atılmış kıyafetler. Kaynak: http://www.takepart.com/video/2015/05/29/clothes-trash-landfill

Her yıl toplamda, tüm tekstil ürünlerinin %85’e yakını çöpe gidiyor ve bu miktar Sydney Limanı’nı tamamen dolduracak kadar fazla.

Sydney Limanı’ndan bir görüntü. Kaynak: sydney.com

Aynı zamanda giyim endüstrisinin yaptığı karbon salınımı, Dünya üzerindeki bütün havacılık ve denizcilik faaliyetlerinin yaptığı karbon salınımından daha fazla. İnsan faaliyetlerinden kaynaklı tüm karbon salınımlarının %10 gibi büyük bir kısmı hazır giyim endüstrisinden dolayı. Hatta, ilk sırada bulunan petrolden sonraki en büyük ikinci endüstriyel kirletici sektör hazır giyim sektörü ancak giysilerimizin gezegenimize verdiği zarar bunlarla da sınırlı değil.

Petrokimya endüstrisi. Kaynak: expressnews.com

Kıyafetler üretilirken en fazla kullanılan kumaş türlerinden biri de polyester, tüm kıyafetlerin yaklaşık %60’ında polyester bulunuyor. Polyester bu kadar çok kullanılıyor çünkü ucuz, zor kırışıyor ve dayanıklı ama polyester kumaş bir çeşit plastik ve her yıl polyester üretimi için yaklaşık 70 milyon varil kadar petrol kullanılıyor. Polyesterin üretimi için çok fazla karbon salınımı yapılıyor, bu miktar pamuk üretimindeki karbon salınımına kıyasla 2 ila 3 kat daha fazla fakat polyesterin verdiği zarar sadece üretimiyle sınırlı değil.

İngiltere’de bulunan Plymouth Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre yaklaşık her 6 kilogram kadar yıkadığımız polyester çamaşırla birlikte çevreye 700.000 tane kadar mikro plastik bırakıyoruz. Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin yayınladığı bir rapora göre, okyanuslardaki mikro plastiklerin yaklaşık %35’i polyester gibi plastik kumaş içeren kıyafetleri yıkamaktan kaynaklanıyor. Aynı zamanda polyester gibi plastik kumaş içeren kıyafetleri yıkamamız nedeniyle her yıl okyanuslara 500.000 ton kadar mikro plastik bırakıyoruz, bu miktar 50 milyar tane plastik şişeye eşit.

Okyanuslardaki plastik kirliliği. Kaynak: http://genevievewall.bergbuilds.domains/

Fakat giyim endüstrisinin gezegenimizin okyanuslarına, denizlerine ve oralarda yaşayan canlılara verdiği zarar bunlarla da sınırlı değil. Kıyafetlerde polyesterin yanı sıra pamuk da fazlaca bulunuyor. Pamuk üretimi için ise çok fazla su gerekiyor. Bir adet pamuk tişört üretmek için 2650 litre suya ihtiyaç var. Bu kadar su, bir insanın üç buçuk yıl boyunca her gün sekiz bardak su içmesine eş değer. Bir tane kot pantolon üretmek için ise 7570 litre suya ihtiyaç var. Bu kadar su da, bir insanın on yıl boyunca her gün sekiz bardak su içmesine yeter de artar bile.

Bir pamuk tarlası. Kaynak: https://thesedaysofmine.com/2011/11/30/a-cotton-pickin-blog-post/

Hatta, Kazakistan ve Özbekistan sınırları arasında bulunan, bir zamanlar Dünya’nın en büyük dördüncü gölü olan Aral Gölü’nün, 1960’lı yıllarda Sovyetler tarafından başlatılan ekonomik politikalar sebebiyle yoğun bir şekilde pamuk tarımı için kullanılması sonucu günümüzde gölün çok büyük bir kısmı kurumuştur ve eski yüzölçümünün yaklaşık %90’ını kaybetmiştir ama hazır giyim endüstrisinin gezegenimize verdiği zarar hala bitmedi.

Yıldan yıla Aral Gölü’ndeki değişim. kaynak: http://ttnotes.com/aral-sea.html

Bildiğiniz gibi kıyafetlerin renkli olması için boyanmaya ihtiyacı var. Kıyafetlerin boyanması için de her yıl 2 milyon tane olimpik havuzu dolduracak kadar fazla su kullanılıyor. Boyama işlemlerinden sonra kalan atık su ise kuyulara, akıntılara veya nehirlere bırakıldığı için tekstil boyama işlemleri Dünya’da en fazla su kirleten ikinci sektör ve hazır giyim endüstrisi Dünya genelindeki endüstriyel su kirliliğinin %20’sinden sorumlu.

Bangladeş’te, yakınındaki bir tekstil fabrikasının atıkları yüzünden rengi kırmızıya dönmüş gölet. Kaynak: businessinsider.com

Gördüğünüz üzere giydiğimiz kıyafetler hiç masum değil ve gezegenimize acayip fazla zarar veriyor. “Bu kadar zarara rağmen hiç önlem alınmıyor mu?” diye soracak olursanız eğer, aslında alınıyor. Bazı büyük giyim şirketleri tekstil kirliliğini önlemek ve daha sürdürülebilir bir şekilde pamuk yetiştirmek için girişimlerde bulunuyor. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in kurmuş olduğu Sürdürülebilir Moda İttifakı da giyim endüstrisindeki öncü markalarla ve teşkilatlarla koordine bir şekilde çalışarak bu endüstrinin gezegene verdiği zararı azaltmak için uğraşıyor.

Peki, biz gençler olarak bu durum karşısında ne yapabiliriz? Cevap basit aslında. Gereksiz yere kıyafet almayacağız yani elimizde varken, sırf son moda diye yeni çıkan bir elbiseyi satın almayacağız. Aldığımız kıyafetlerin ikinci el olmasında da fayda var. Aynı zamanda, belki de en önemlisi bu, yaşıtlarımızı “Az kıyafeti var.”, “Her gün aynı kıyafeti giyiyor.” ya da “Baksana şunun kıyafeti şu marka.” diye de yargılamamalıyız. Son olarak şunu eklemek istiyorum, bu yazıyı okuyup bu konu hakkında bilinçlenmişseniz, kendinize bir şeyler katmışsanız ne mutlu bana :)

Kaynaklar:

--

--

Egemen Koçak
Z -Community

Bilim, felsefe, edebiyat, kültür, toplum... Hepsini araştırmayı, öğrendiklerimi paylaşmayı seviyorum ve burayı bir blog gibi kullanıyorum.