BoraPress* #1
Bu haftasonu Adem İlter’in başlattığı Z-rapor’undaki yazıların bir kısmını okuduktan sonra “ne güzel fikir ben de katılayım” diyerek yazmaya koyuldum. Yaklaşık iki aydır zaten hem yazma alışkanlığımı geliştirmek hem de ingilizce yazma pratiği yapmak için sabah kahvesiyle birlikte 10 dakika aklıma ne gelirse yazma şeklinde Write Daily kod adlı bir rutin geliştimeye çalışıyordun, bu bahaneyle localhosttaki WordPress kurulumundan Medium’un çayırlarına geçmiş olacağım.
İsim olarak da biraz egoist dursa da, hem WordPress’le olan ilgim alakamdan, hem de kendi eksenimde yazacak olmamdan dolayı BoraPress koydum şimdilik. Daha iyi bir önerisi olan varsa ses edebilir. Başlığın yanındaki * da bundan koydum. Tam içime sinmedi gibi isim.
İlk yazı olduğundan kısa bir özetle başlayayım. 2014 sonunda eşimin okulu nedeniyle İstanbul’u terk-i diyar eyleyip Budapeşte’ye geldik. Yazılımcı olmak ve ofise bağımlı olmadan çalışabilmek bu aşamada baya iyi oldu, iyi ki tekstil mühendisi olmamışım dedim (bilmeyenler için İTÜ Tekstil mezunuyum). Budapeşte çok güzel bir şehir, Macarlar on numara insanlar ve İstanbul’dan uzaklaşmak da paha biçilemez. Son bir aydır ise bir kaç ay sürecek bir proje için Hollanda’dayım. Den Haag ya da bizim bildiğimiz adıyla Lahey civarındayım. İsim, savaş suçları mahkemesinden dolayı tanıdık gelebilir, gelmiyorsa da eminim yakın gelecekte bir ara daha çok duyacaksınız.
Şu anda buradaki üzerinde çalıştığım projeden anlaşmamız gereği pek bahsedemiyorum. CakePHP ile çalışıyoruz ve benim rolüm daha çok front-end developer olarak. Genelde fullstack developerolarak çalıştığımdan ve ajans işlerinin doğası gereği gün içerisinde bile 20 odak değiştirmem gerektiğinden (developerlık dışında kalan sorumlulukları saymıyorum bile), bu kez ağırlıklı olarak front-end geliştirmek de hoşuma gitti, odaklanmak güzel şey.
İlk yazımı daha uzatmadan iki fotoğraf ile bitiriyorum. Biraz kendimden bahsederek başladım devamında daha z-raporu formatında ilerleyeceğim.
