Emin Uzun
Zemheri
Published in
1 min readSep 25, 2019

--

BİR ÖLÜMLÜK BEDEN

Yürüdüm, yürüdüm
Şafağın söküğünü dikmeye
Dağların ardına yürüdüm.
Gece örter çirkinlikleri dediler
İnsan görmez geceleri dediler
Ölüsü de dirisi de karanlıkta uyur dediler
Gölgemi kararttım ,dağların ardına yürüdüm.

Kıyameti koparırım diye ardıma geldiler
Kıyametin koptuğu topraklardan yürüdüm.
Ardında sadece bir mezar bırakan insanı
Yerin altında çırpınanlarla yürüttüm.

Sahi nedir korktuğumuz?
Yalnız insan ölünce mi kopar kıyamet?
Ya da insan mıdır bu dünyadaki kıyamet?
Bunca çirkinlik sarmışken bir sarmaşık gibi
-dilimizi, dinimizi ve bir bedeni-
Güneş mi kurtaracak acizlikten ölen bedeni?

Gassal sarınca kefene
Bir ömür kadar çürümüş bedeni
İner karanlık bir beşiğe, bekler geleni
Sorgu başladığında kim kaldırır ki sol elini?
Bekler adaleti, bekler merhameti.

Başını koyan uyusun, beklesin
Beklesin bir gün yetişeceğim
Şafağın söküğünü dikmeye.
Doğmayınca güneş bu tepelerin ardından
Uyananlar söyleyecek
“Kıyamet inandığımız dindi
İnsan anlamadı, Tanrı’ya tuttu kini.”

--

--