BİR İNSANI TANIMAKLA BAŞLAYACAK HER ŞEY

Nurefşan Akcan
Zemheri
Published in
2 min readMar 27, 2018

“Birisi intihar etmiş okulda, duydunuz mu?”

“Kendini asmış diyorlar, adını söylediler ama çıkaramadım ben.”

“Şu en arkaya oturan bir çocuk vardı, yalnız başına takılırdı, esmer hani. Bizim yurttaydı oradan biliyorum ben de. Yok abi ya, tanışmamıştık.”

“Bir kere not istemişti benden, yabancı uyrukluydu o çocuk ya sanırım kırık bir Türkçe’yle konuşuyordu. Hayır onu bilmiyorum, sormamıştım nereli olduğunu.”

“Çok geç fark etmişler, zaten arkadaşı da yokmuş pek.”

Bu replikler uzayıp gidebilir. Bu replikler gerçek, bu replikler yaşandı. Üzerinden zaman geçti, belki unutuldu ama ben hiç unutmadım. Ben de unutmak isterdim belki ama hatırlatacak çok şey yaşandı yine o sırada: Çok kişi selam vermedi birilerine, çok kişi selamını almadı veren kişinin. Yıllarını aynı sınıfta geçiren çok insan birbirine adını bile sormadı. Birisi kolu alçıda geldi sınıfa, saydım teker teker: üç kişi “geçmiş olsun.” dedi, oysa sınıf üç yüz kişiydi.

Sonra… Sonra birisi öldü ve herkes üzüldü. Ölen kişiye gerçekten “herkes” üzüldü ama yine hata yaptık: kimse kendine üzülmedi. Çünkü bu durumda her şeyden önce kendimize üzülmeliydik: fark etmeyişlerimize, geçip gidişlerimize, adını sormayışımıza, nereli olduğunu umursamayışımıza…

Eminim bir yerlerde siz de okumuşsunuzdur bu sözü, Sait Faik çok sevdiğim bir öyküsünde diyor ki:

“Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlayacak her şey. “

Sevmek tanımakla başlar çoğu kez. Biz ise bu konuda o kadar cimriyiz ki. Aslında tanımak, dünyadaki en güzel bedava eylemdir: derindir, kapsamlıdır. Tanımak, size yepyeni bir hayatla tanışma fırsatı sunar: gitmediğiniz bir şehri tanıma fırsatı, hiç dinlemediğiniz bir şarkıyı duymak ya da boş verin bunları, hepsinden daha değerli olan küçük bir “gülümseme” sunar.

Tanıyın: sınıf arkadaşlarınızı, yakından akrabalarınızı, uzaktan akrabalarınızı, okuldaki kantinciyi, yolda karşılaştığınız öğrencinizi, otobüste yanınıza oturan kişiyi… Çünkü size ağır gelmese de birilerine ağır geliyor, birilerine gerçekten çok ağır geliyor: kimsenin selam vermediği bir şehirde “yaşamak”

--

--

Nurefşan Akcan
Zemheri
Editor for

kendisi için “okur”, başkası için “yazar”