Cevap Eserler Dizisi #1

Savinien
Zemheri
Published in
3 min readOct 14, 2018

Wittgenstein’ın bir deyişi var:

Dilimin sınırları dünyamın sınırlarını belirler.

Dili anlamak; yazara göre, dünyayı anlamak, düşünsel problemleri çözmek olacaktır. Biraz esneteceğim bu cümleyi; söz gelimi, dile hakim olmak, gerektiğinde onu genişletmek de düşünceyi aksettirmeyi çok kuvvetlendiren şeyler. Buradan hareketle en duygulu düşünenler de yazarlar olmalı.

En güzel kavga eden, tartışanlar da onlar. Birbirlerine laf giydirirken dâhiyane tamlamalar kullanıp kelimeler türetirler. Benim oldukça ilgimi çekiyor, özellikle köşe yazarları. Onlar gazetedeki köşelerinden top atışı yaparken ben iki mevzi arasında mekik dokuyorum. Bu nedenle edebiyat ve düşün dünyasındaki tartışmaları konu edinen bir yazı dizisi yazmaya karar verdim.

İlkinin konusu Nev Yunani Yakup Kadri ve Yahya Kemal ile Türkçü Ömer Seyfettin arasında geçiyor.

Tartışmanın konusu İttihat ve Terakki döneminde, edebiyatta ve eğitimde özgün tını oluşturmak adına ortaya atılmış, daha sonra Genç Cumhuriyet’in Maarif Vekili Hasan Ali Yücel tarafından kabul görülen Nev Yunanilik akımıydı.

Yahya Kemal’e göre “muasır medeniyet” şiarı ile yola çıkan Cumhuriyet,

Batı medeniyetinin menbaı olan Yunan ve Latin kültürünü anlamalıdır. Aynı zamanda coğrafya olarak bizim aslında bu kültüre ait olduğumuzu savunur. Bir nevi biz bu kültürün varisiyizdir; ve devam eder:

Rönesans’da bütün Avrupa milletlerinin ve Fransızların neo klasik şiirini vücuda getireceğiz. Felsefede Sokrat’tan, Platon’dan açılan yola geleceğiz; şark felsefesini bırakacağız. Velhasıl bir Nev Yunani edebiyat vücuda getireceğiz.

Yakup Kadri de hemfikir olarak: “Kültürümüzün Asyalılık’tan kurtulamadığını, bunun nedeninin toplumun klasik kültürü içselleştiremediğini.” söyler. Eğer köklü bir klasik kültür benimsemezsek Birleşik Devletler gibi akültürel olabileceğimiz konusunda uyarıda bulunur.

***

Bu kültürel tahvil fikrine yönelik Ömer Seyfettin 1914'te eleştirel bir hikaye olan “Boykotaj Düşmanı”nı kaleme aldı.

Hikayeye Yakup Kadri’yi temsil eden Mahmut Yüsri karakteri akşam yemeğindeyken hizmetçisinin ona, eve bırakılan bir propaganda kitapçığını teslim etmesiyle başlar. Bu kitapçıkta “Yunan ordusunun donanmasının dörtte üçünün Türk parasıyla yapıldığı, İstanbullu Rumların boykot edilmesi gerektiği” yazar. Mahmut Yüsri gece hiç uyuyamaz ve sabah bu kitapçığı polise teslim eder; “bunu bırakanların derhal bulunmasını; bunun bir cinayet soruşturması olarak ele alınmasını” ister.

Bir diğer karakter Nihat ise Yahya Kemal’dir. “Hiç kitap yayımlamaması” ile bu çıkarımı yapabiliyoruz. Ömer Seyfettin, bu karakteri için de “milliyetini reddeden gençleri etrafına toplayan, Edebi Yunan dininin havarisi” der.

Ömer Seyfettin bu karakterleri için, sırf edebi olmak adına Arapça-Farsça kelimeler kullandıklarını, Mahmut Yüsri’nin terzisinin, evinin hizmetçilerinin hatta ayakkabı boyacısının Rum olduğunu söyler. Ona özellikle mavi-beyaz mendil kullandırır. Onlara Neo Byzantin(yeni Bizansçı) gibi yakıştırmalar yapar. Kâbelerinin Akropolis olduğunu söyler. O kadar ileri gider ki onlara İstanbul’un bir oturak olduğunu, Türklerin bu oturaktan kalkmasının vakti geldiğini, Batılı devletlerin artık burayı işgal etmesi gerektiğini söyletir.

Ömer Seyfettin maalesef, yoğun bir mutaassıplık içinde yazdığı hikayesini yanlışlayan, Yakup Kadri ve Yahya Kemal’in Kurtuluş Savaşı’ndaki tutumlarını göremedi.

***

Yıllar sonra çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Hasan Ali Yücel de “düşüncenin inkişafı için Yunan’a yönelmek zorunludur” diyecektir.

Birinci Neşriyat Kongresinde Batı Klasiklerini Türkçe’ye çevirmeye karar verilir. Böylece Tercüme Heyeti kurulması kararlaştırılır. Bunun önemini Yücel şöyle vurgular:

“Garp kültür ve tefekkür camiasının seçkin bir uzvu olmak dileğinde ve azminde bulunan Cumhuriyetçi Türkiye, medenî dünyanın eski ve yeni fikir mahsullerini kendi diline çevirmek ve alemin duyuş ve düşünüşü ile benliğini kuvvetlendirmek mecburiyetindedir. Bu mecburiyet, bizi geniş bir tercüme seferberliğine davet ediyor.”

Tercüme Bürosu faaliyeti boyunca yaklaşık 500 kitabı Türkçe’ye kazandırdı.

İş Bankası yayınlarından ne zaman bir kitap okumaya başlasam Hasan Ali Yücel’in her kitabın ilk sayfasına eklenen o güzel metnini okuyor, onu tanıdığım için fazlasıyla şanslı hissediyorum.

  • Edebiyat Tarihimizden- Hasan Ali Yücel (İletişim Yayınları)
  • Ashab-ı Kehfimiz- Ömer Seyfettin (Ötüken Neşriyat)

--

--