Nil ve Mississippi’nin Efendileri

NO Blues

Anıl Sekitmen
Zemheri
2 min readApr 28, 2020

--

NO Blues kendi deyimleriyle Arabicana türünde müzik üreten Hollandalı bir grup. Üretmek diyorum çünkü americana olan folk, blues ve country ezgileri ile arabic ezgileri birleştirerek Arabicana’yı üretmişler. Bir anlamda doğu ve batı müziğinin başarılı bir füzyonu diyebiliriz.

NO Blues olarak batı ve doğu arasında bir köprü kuruyor ve Nil ile Mississippi’yi kıvrımlı müzikal bir deltada birleştiriyoruz.

İsmi içinse “NO Blues koyduk çünkü yaptığımız şey blues değildi" diyorlar. Bazen çok da uğraşmamak lazım.

2004’te Productiehuis Oost-Nederland’ın sanat yönetmeninin davetine icaben bizim ilerde NO Blues grubunun kurucuları olarak anacağımız üç telli çalgı virtüözü bir araya gelirler. Üç gün süren bir konser birlikteliği sonucunda bu güzel abilerin arasında bir sinerji oluşur ve grubun ilk halini oluşturup bir de albüm yaparlar. Bu ilk halinde Anne-Maarten van Heuvelen kontrbasıyla, Ad van Meurs gitarıyla, Haytham Safia ise uduyla gruba ve Farewell Shalabiye albümüne hayat verir.

2007’de aralarına perküsyonist Osama Maleegi ve vokalist Ankie Keultjes’in katılmasıyla quintet olan grup artık tatları kulakta bırakan şarkılar yapmak ve zamana hükmetmek için gerekli kıvama gelmiş olur. Tabii arada konuk enstrüman veya vokalist de alıyorlar, tadından yenmiyor.

Ekşi sözlükteki “bu grubu tanımlamak zor iş, bir rüzgarın dalından ettiği yaprağın çınarın dibine ettiği o ince, hafif yolculuk gibi müzikleri. çoğu kere kahretsin dedirtse de demlenmeliktir” yorumu biraz da olsa somutlaştırıyor grubun verdiği hissi.

Grubun en ünlü şarkısı Black Cadillac. Hakkını vermek lazım ününü sonuna kadar hak ediyor. Bütün bu yazdıklarımı konsantre halde sunan bir şarkı. Introsuyla, vokaliyle, sözleriyle sizi sarıp sarmalıyor ve sıcacık yapıyor. Şarkılarının içinde aşina olduğumuz ezgiler de var, örnek olarak Tosun Paşa ve Süt Kardeşler’de çalan Şehnaz Longa adlı enstrümental eseri yorumlamışlar. Yine Columbus Stockade şarkısında kafamızda “ararım, ararım, ararım seni her yerde” çalmasına sebep oluyorlar. Dinledikçe başka şarkılarında da bu coğrafyanın ortak ezgilerini duyabileceğinizden eminim.

Bunlardan başka yine fazlaca güzel şarkıları da var elbet. Birazını dinleyince diğerlerini de dinlemek isteyeceksiniz.

2017’de Ad van Meurs’un vefat etmesiyle eşi Ankie Keultjes de gruptan ayrılır ve gitarist olarak Janos Koolen gruba dahil olur. Yeni albüm gelir mi, gelirse aynı tadı verir mi bilemem ama şu bir gerçek ki bir mirası devam ettirmek, anıları ezgilerde yaşatmak ve gidenleri kalanlarla onurlandırmak paha biçilemez. Varsın gelmesin.

Çok kez Türkiye’de de konser veren grup hâlen ezgilerini dünyanın birçok yerine ulaştırmaya devam ediyor.

Ad van Meurs abimizin deyimiyle “yiyin, için, uyuyun, aşık olun ve müzik yapın!”

--

--