Pazar Pasajı: Kara Kitap-Orhan Pamuk

Zemheri Dergi
Zemheri
Published in
2 min readDec 16, 2018

“İnsanın yalnızca kendisi olabilmesinin bir yolu var mıdır acaba?” (Sf. 166)

“Bir başkası olduktan sonra, bir daha bir başkası, bir daha bir daha bir başkası ola ola ilk kimliğimizin mutluluğuna geri dönebileceğimizi sanmak boş bir iyimserlikti.” (Sf. 119)

“Uzun bir günün, hatta akşamın ardından insanın yalnız başına kalıp, kendi koltuğuna oturup kendisi olabilmesi, yıllar süren uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra yolcunun kendi evine dönmesine benziyor.” (Sf. 170)

“Pişmanlığın da, hayatımın geri kalanını berbat edeceğini fark ettiğim bir gece yarısı, şu garip düşünce geçti aklımdan: Böylece hayatımın ilk yarısını bir başkası olmak istediğim için kendim olamadan, ikinci yarısını da kendim olamadığım yıllar için pişman olduğum için bir başkası olarak geçirecektim.

Hiç kimsenin kendisi olamayacağını bir daha hiç unutulmayacak kesin bir bilgi gibi öğrenmiştim artık. Bir otobüs durağında kuyruk olmuş kalabalık içinde kendi dertlerine gömülmüş olarak gördüğüm ihtiyarın, hâlâ yıllar önce yerinde olmak istediği bazı ‘gerçek’ kişilerin hayaletlerini içinde canlı tuttuğunu bilirdim. Bir kış sabahı parka çocuğunu güneşlendirmeye çıkarmış o güçlü sağlıklı ananın, çocuğunu parka çıkaran bir başka ananın suretinin kurbanı olduğunu bilirdim. Sinemalardan dalgın dalgın çıkan kederlilerin, kalabalık caddelerde, gürültülü kahvehanelerde kıpır kıpır kıpırdanan mutsuzların, yerine geçmek istedikleri asıllarının hayaletleriyle sabah akşam huzursuz edildiklerini bilirdim.” (Sf. 189)

“…kendileri olmaya uzun süre katlanamayan, ancak bir başkasının kişiliğine büründükleri zaman huzur bulan bütün insanlar…

Zaten bir başkası olmak için yanıp tutuşan bütün mutsuzlar için hikâye anlatmak, kendi sıkıcı gövdeleri ve ruhlarından kurtulabilmeleri için keşfedilen bir hileydi.” (Sf. 241)

“Hoşuma giden kadınların yanında kendim gibi olmayıp da onların hoşuna böylesi gider diye, kimine evlilikten, hayat mücadelesinden başka hiçbir şey düşünmeyen biri gibi, kimine memleketin kurtuluşundan başka hiçbir şeye vakit ayırmamaya kararlı biri gibi, kimine de ülkemizdeki yaygın duyarsızlıktan ve anlayışsızlıktan bıkmış duygulu biri gibi hatta bayağı bir deyişle ‘gizli şair’ gibi gözükmeye çalıştığımı hatırladım. Sonra, (evet, en sonunda) iki ayda bir gittiğim berberimde asıl kendim olamadığımı, taklit ettiğim bütün bu kişilerin toplamı olan kendimi taklit ettiğimi hatırladım.” (Sf. 169)

Kara Kitap, Orhan Pamuk

İstanbul, Can Yayınları, 1990

--

--