2030 Yılında Otomobiller Nasıl Olacak?

Zorlu Enerji
Zorlu Enerji
Published in
4 min readJan 31, 2020

Dünyada son yıllarda yükselişte olan konulardan biri haline gelen çevre duyarlılığı, giderek daha çok önem kazanmaya başlıyor. Bununla beraber özellikle Türkiye gibi Avrupa ülkeleri, enerji konusunda güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi gibi çevreci enerji kaynaklarına önem veriyor. Hal böyle olunca yüksek enerji tüketimi olan araçların da gelecekte büyük bir değişime uğraması bekleniyor. 2030’lu yıllarda otomobillerin nasıl olacağını anlamak için ilk olarak elektrikli araçlara ve gelişen teknolojilere bakılması gerekiyor.

Elektrikli Araçlar Yolların Hakimi Olacak

Çok sayıda Avrupa ülkesi, kademeli olarak fosil yakıtlı araçların azalması için çalışmalara başladı. Birçok hükümet, fosil yakıtlı araçların yasaklanacağını duyuruyor. Bununla birlikte 100 yılı aşkın süredir otomobil üreten BMW, Mercedes ve Volkswagen gibi otomotiv grupları, elektrikli otomobil üreteceklerini duyurdu. Ayrıca Zorlu Holding, Turkcell, BMC, Anadolu Holding ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin işbirliği ile ortaya çıkan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) da 2020’li yıllarda Türkiye’nin ilk elektrikli otomobilini üretecek. Bu gelişmeler ışığında 2030’lu yıllarda Avrupa’da satılan araçların çok büyük kısmının elektrikli olacağını söylemek mümkün.

Batarya Teknolojileri İçin Alternatif Yöntemler Gelişecek

Elektrikli otomobillerle ilgili en önemli tartışmaların başında batarya teknolojisi geliyor. Günümüzde cep telefonu, bilgisayar, medikal araçlar gibi alanlarda olduğu gibi otomobillerde de çok büyük oranda lityum iyon pil teknolojisi kullanılıyor. Ancak dünya genelinde tespit edilen lityum yataklarının, elektrikli otomobillerin artışı ile ortaya çıkacak ihtiyacı karşılayamayacağı öngörülüyor. Bu nedenle birçok şirket ve üniversite yeni pil teknolojileri üzerinde çalışıyor. Bunlar arasında öne çıkan iki çözüm bulunuyor.

Bunlardan ilki, diş macunlarında da kullanılan florür. Florür, yapısı gereği yüksek sıcaklıklara karşı dayanıklı olmaması nedeniyle elektrikli araçlarda kullanılamıyordu. Ancak yeni teknolojiler sayesinde bu sorun ortadan kalktı. Böylece florür iyon pillerinin geliştirilmesine hız verildi. Şu an geliştirilme aşamasında olan florür pil teknolojisi, aynı ağırlıkta ve boyuttaki lityum iyon pillere göre 8 kat daha yüksek enerji sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Yani bu teknoloji başarılı bir şekilde hayata geçirilip kullanılmaya başladığında florür pil kullanılan bir araç, tek şarjla 200 kilometre yerine 1600 kilometre yol kat edebilecek.

Geliştirilmeye çalışılan diğer bir teknoloji ise sodyum iyon pil. Lityumdan farklı olarak tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılayabilecek kadar doğada çok bulunan sodyumun, bataryalara uygun hale getirilmesi ile elektrikli araçlarla daha uzak mesafelere gidilebileceği öngörülüyor. Sodyum iyon teknolojisi ile ilgili çalışmalardan çıkan ilk sonuçlara göre sodyum iyon pillere sahip elektrikli araçlar, lityum pillerden daha uzun menzile ve hızlı şarj imkanına sahip olacak.

Elektrik ile Birlikte Otonom Araçlar Yaygınlaşacak

Dünyanın önde gelen otomobil şirketleri, uzun süredir otonom otomobiller üzerinde çalışıyor. Ancak fosil yakıtlarla çalışan araçlarda sisteme müdahale şansı, elektrikli araçlara göre çok daha az olduğu için şu ana kadar tam verimli çalışan bir otonom sürüş teknolojisi geliştirilemedi. Bu nedenle çok uzun yıllardır otomobil üreten firmaların otonom teknolojisi konusunda başarısız oldukları görülüyor.

TESLA gibi yeni nesil üreticiler ise sadece elektrikli otomobiller üzerinde çalıştıkları için otonom teknolojilerine de hızla adapte olabiliyor. Ayrıca Nvidia ve Google olmak üzere bilişim sektöründe faaliyet gösteren markalar da gelişmiş teknolojileriyle diğer otomobil markalarının önüne geçebiliyor. Örneğin Nvidia, üzerinde çalıştığı otonom sürüş sisteminin büyük bir kısmını dijital ortamlarda yapıyor. Geçmişten beri üretim yapan markalar, otonom sistemlerin önemli bir kısmını dijitalleşme olmadan fiziksel olarak yapmaya çalıştığından yeni nesil şirketlere göre başarısız oluyor.

Nesnelerin İnterneti Otomobilleri Değiştirecek

Internet of Things (IoT) ya da Türkçesi ile Nesnelerin İnterneti, cihazların birbirleriyle ve geniş ağlarla bağlantılı olarak çalışmasını ifade etmek için kullanılan bir kavram. IoT’nin ve otonom teknolojisinin gelişmesiyle birlikte de otomobillerle daha az vakit geçirileceği öngörülüyor. Çünkü bu iki kavramın ortaklığı sayesinde araçların her anlamda daha verimli kullanılması mümkün olacak.

Örneğin IoT ve otonom teknolojisi sayesinde bir eve sadece bir otomobil alınması yeterli olacak. Çünkü 4 kişilik bir aile, sadece telefon ya da basit bir uygulama yardımı ile aracı istediği herhangi bir lokasyondan başka bir lokasyona götürebilecek. Böylece araç, günün büyük bölümünde park alanında işlevsiz olarak beklemek yerine aktif olarak kullanılabilecek. Ayrıca araç yaklaştıkça otomatik olarak klimaları çalıştırabilecek ya da şarjı azaldığı zaman en yakın istasyona gidip kendini şarj edebilecek.

Geleceğe Dönüş: Göz ve El Hareketleri ile Çalışabilen Araçlar

Önümüzdeki dönemin en önemli teknolojilerinden biri de sensör teknolojileri olacak. Sensör teknolojileri günümüzde ağırlıklı olarak araçların güvenlik teknolojilerinde kendine yer buluyor. Ancak şu anda prototip olarak üretilen ve 2030’lu yıllarda yaygınlaşması beklenen yeni nesil sensörler, göz hareketlerini bile takip edebiliyor ve sürücünün hareketlerini anlamlı bir şekilde yorumlayıp cevap verebiliyor olacak. Böylece günümüzde yardım alarak araçla seyahat edebilen boyun felci yaşayan ya da %60 üzerinde görme yetisini kaybeden kişiler, tek başlarına araç kullanabilecek.

--

--

Zorlu Enerji
Zorlu Enerji

Elektrikli ve otonom araçlar, enerji kaynakları ve teknoloji ile ilgili gelişmeleri takip edebileceğiniz Zorlu Enerji Medium sayfasıdır. www.zorluenerji.com.tr