2021’e mektup yazdım, 2022’ye göz kırptım!

Kübra Demir
5 min readDec 28, 2021

Sevgili 2021,

Bugün seninle biraz dertleşmek ve sana ‘güle güle’ demek için masa başına oturdum ve bilgisayarımı açtım. Yanı başımda bana gülümseyen uğurum ve elimi yakarcasına sıcak olan camdan bardağım var. Beni tanıyan insanlar benim her zaman çayı su bardağında içtiğimi bilirler. Su bardağı benim için iyi bir metafordur ve elimin ilk etapta biraz yanmasını severim. Çünkü ablamın da dediği gibi, bu hayatta hiçbir başarı acı çekmeden kazanılamaz. Hafif ve saldırgan olmayan bir acı her daim iyidir, güçlendirir. Ve gün içerisinde bolca çay içen biri olarak, bir su bardağından bunu hatırlamak ve hedeflerime, hayallerime giden yolculuğumda ‘Haydi Kübra, durgun sulardan çık ve kendini geliştirmeye devam et” diyen bir beni dinlemek hoşuma gidiyor. Kısacık bir an elimin yanması, beni kendime getiriyor. Gerçek dünyadan bambaşka bir dünyaya geçişimi hızlandırıyor.

Bambaşka dünya… Metaverse gibi mesela. Bu sıralarda ne çok duyduğum bir kelime. Bu yeni ve keşif dolu dünyada yer almak için sabırsızlanıyorum. Ama biz bugün sevgili 2021, sana eski demeden önce bambaşka konulardan bahsedeceğiz. Çünkü sana eski dememize çok az kaldı. Sayılı günlerimiz var seninle birlikte geçireceğiz.

Kendime teşekkür ederim!

Mesela ben, bundan bir yıl önce sana ‘hoş geldin’ derken gerçekten isteklerimi yapabildim mi? Ya da ‘Pandeminin o sancılı günlerinin ardından ne de güzel geliyorsun’ diyerek seni coşkuyla karşılarken bu coşkunun hakkını verebildim mi gerçekten? Bu sorulara cevap vermeden önce koca bir teşekkürüm var kendime. Bir zamanlar ‘muhabir’ olmak için İstanbul’a gelen ve kelimelerle hayatını geçindirmek için canla, başla çalışan Kübra’ya teşekkür etmek ve tarihe bir iz düşmek istiyorum.

Teşekkür ederim Kübra, hiç vazgeçmediğin için. Teşekkür ederim Kübra, başarısızlıklarınla büyüdüğün ve her başarısızlığında tekrardan ayağa kalkmaya çalıştığın için. Emeklerin için teşekkürler Kübra, hem de çok teşekkürler. Milyonlarca kez teşekkürler!

Başarısızlıklarınla büyümek ne de güzel iki kelimedir. Her başarının ardında kaç başarısızlık vardır? Bir geçmiş kaç başarısızlığı barındırır içerisinde? Bir, iki, üç… Düşündüğünüzden çok daha fazlası.

  • Defalarca reddedilmesine ve her şeyini kaybetmesine rağmen Albay Harland Sanders, 66 yaşından sonra KFC’yi kurmuş ve KFC bugün uluslararası bir marka. Tavuklarına bayılıyorum! Sanders’ın bildiğimiz kadarıyla geçmişinde 1008 başarısızlık var. 1009’uncu denemesinde bir restoranla anlaşıyor tavuklarının satılması için. 1008 başarısızlık= 1 dev başarı=dünyaya yayılan bir ün.
  • Thomas Edison’un 999 denemeden sonra bininci denemesinde ampulü bulması. 999 başarısızlık= 1 dev başarı= insanlığın yaşama şeklini değiştiren muhteşem buluş.
  • Ünlü aktör Sylvester Stallone’nin “Rocky” filminin senaryosunu satmaya çalışırken 1500 kez reddedilmesi. 1500 başarısızlık= 1 dev başarı= zamana meydan okuyan unutulmaz bir film.

Sanırım örnekleri uzatabilmek mümkün. Bir değil, iki değil, üç değil, sayısız başarısızlıkların ardında nasıl da büyük başarılar var fark ettiniz mi? Başarısızlıkları ile büyüyenlerle gurur duyuyorum ve evet sevgili 2021, başarısızlıkları ile büyüyen herkesin önünde saygıyla eğiliyorum.

Peki, 2021 yılında neler yaptım? Kısaca bakalım.

  • Türkiye’de UX ve UI dendiği zaman iki kurumun ön plana çıktığını düşünüyorum. Bunlardan biri Userspots, bir diğeri ise çalışmalarını yakından takip ettiğim Sherpa. Sherpa, geçtiğimiz günlerde Paribu tarafından satın alındı ve şimdi Türkiye’nin en iyi iki markası güçlerini birleştirerek yollarına devam edecekler. Muhteşem bir birleşme! Tebrikler. 2021 yılında yolculuğumda kendime yaptığım en iyi yatırım Userspots’tan UX Writing ve İçerik Tasarımı başlığı ile online bir kurs almak oldu. Çok güzel insanlar tanıdım ve kelimelerin gücünü mobil ve web portallarında nasıl kullanılacağına ilişkin çeşitli bilgiler öğrendim. Bu bilgiler ki; biz içerikçiler için geleceğin mesleğini yaptığımızı gösteriyor.
  • Her akşam UI ve UX alanlarında çeşitli makaleler okudum, okumaya ve araştırmaya devam ediyorum.
  • Miro’da kendime bir kayıt oluşturdum ve bu kayıt üzerinden içeriklerime dokunan çeşitli tasarımlar yapmaya özen gösteriyorum. Özellikle sunumlarımda ve mobil görsellerimde işime çok yarıyor. Ne de olsa artık biz içerikçiler de tasarım yapıyoruz. Adını hatırlamadığım yabancı bir Content Designer’ın dediği gibi, “tasarım yapıyoruz, ama kelimelerle.” Miro’yu merak eden arkadaşlarım için şuraya linkini iliştiriyorum. The Visual Collaboration Platform for Every Team | Miro
  • Her hafta üç gün aldığım özel İngilizce dersleri ile artık kendime çok daha fazla güveniyorum. “Bu yaştan sonra İngilizce öğrenip ne yapacaksın?” diyen insanlara, bir zamanlar İtalya’ya gidip İtalyanca öğrenme serüvenimi anlatıyorum. İtalya’dan geldikten sonra bir moda dergisinde çalışmaya başlamış ve bu moda dergisi aracılığıyla yılda iki defa Milano’ya iş için gitmiştim. Ve evet, “İtalyanca öğrenip ne yapacaksın?” diyen arkadaşlarıma Milano’dan güzel hediyeler almayı unutmamıştım. Ve evet, bir şey yapmıştım! Almaktan vazgeçmediğim İngilizce ile birlikte, yine bir şeyler yapmak için çalışıyorum.
  • Bu yıl hayatıma dokunan bir kitap oldu. Bu kitabı her blog yazımda mutlaka anlatıyorum ve sanırım yaşamım boyunca da anlatmaya devam edeceğim. Sevgili Frederic Gross’un “Yürümenin Felsefesi” kitabı. Arzu eden arkadaşlarım bu kitap hakkındaki düşüncelerime yer verdiğim ( kısa da olsa) diğer yazıma buradan ulaşabilir.
  • Bloğumu en sonunda açabildim.
  • Podcast sayfası açtım ve bloğumda yazdığım yazıları podcastimde seslendirmeye başladım.

2022’de neler yapacağım?

  • UX Writing alanında yolum uzun ve keşif dolu. Bu alanda uzmanlaşmak için çalışmaya devam.
  • Daha okunmayı bekleyen ne çok makale ve hayat var.
  • İngilizce kurslarına devam.
  • İtalyanca seni ne çok özledim. Yarıda kalmış bir aşk gibisin benim için. Yeni yılda sana tekrardan geri dönmek en azından kitaplar belki filmler izlemek istiyorum. Bu yüzden “to do list”imde mutlaka bir yerin var. Hatta sana geri dönmek, benim için zaruri bir yemek gibi ihtiyaç konumunda.
  • Miro’da öğrenilecek daha çok şey var. Sanırım Miro’ya ayırdığım zamanı artırmalıyım.
  • Resim yapmaya tekrardan başlamalıyım. Belki yeniden bir sergi. Güzel olabilir.
  • Ayda en az iki kitap okumaya var mısın sevgili Kübra?
  • Her hafta bir blog yazısı yazma.
  • Podcastimde sadece blog yazılarıma değil, çeşitli konularla ilgili fikirlerimi, düşüncelerimi anlattığım sıra sıra eğlenceli ama düşündürücü kayıtlara yer vermek.

Kısacası yolum uzun. Bu yol hiç bitmiyor. İyi ki de bitmiyor. Bekle beni 2022, ben geliyorum! Bu sefer eskisinden çok daha sıkı bir şekilde.

Yazımı dinlemek isterseniz; linki hemen şuracığa iliştiriyorum:

2021'e mektup yazdım, 2022'ye göz kırptım! · Kübraca! (spotify.com)

--

--

Kübra Demir

Önemli olan ne anlattığınız değil; nasıl anlattığınızdır. #content #contentmarketing #uxwriting