Freelance Çalışmak Güzel Ama İş Nasıl Bulacağım? Toplanın, Cevaplıyorum

Öznur Doğan
8 min readAug 11, 2016

--

Geçtiğimiz günlerde Başarılı Bir Freelancer Olmanın Yolunu Buldum, Toplanın Anlatıyorum yazısını hazırlamış ve paylaşmıştım. Şimdiye kadar en yüksek recommendation alan yazım oldu. Öncelikle okuyan ve beğenen herkese teşekkür ediyorum.

Bu yazıdan sonra ise hem özel mesajla hem de maille şu soru geldi: Freelance çalışmak çok güzel gözüküyor ama nasıl iş bulacağım ki?

İşte o soruyu hem kendi deneyimlerimle cevaplamak hem de alternatif kaynaklarla desteklemek istedim. Aslında benim gerçek anlamda geçimimi sağlayan freelance işler web siteleri üzerinden kendi profilimi oluşturup işimi anlattığım yerlerden gelmedi. Tamamen network ve arkadaşlık kurumundan yararlanarak başladım, daha sonralarda bu sitelerden bir iki iş alma fırsatım oldu. Bu yüzden önce kendi bağlantılarımı nasıl kurduğumu anlatacağım. Bundan sonraki yazı ise freelance network’ü oluşturmak üzerine olacak diye düşünüyorum.

Ben hazırım, siz de hazırsanız başlıyorum.

Çalıştığınız tam zamanlı işte çalışan/yöneticilerle bağınızı sağlam tutun

Freelance çalışmanın daha çok kreatif süreçte yer alan kişiler için uygun olduğunu düşünebilirsiniz ancak data ve analiz kısmındaki kişiler için de hatta ve hatta sektörde de gördüğünüz/bildiğiniz mentorluk şeklinde de gerçekleşebiliyor. Bu nedenle biraz farklı şekilde ele alacağım bu noktayı.

Uzun zamandır tam zamanlı olarak çalışıyorsunuz ya da kısa bir süredir yeni girdiğiniz şirkete/ajansa alışmaya çalışıyorsunuz. Öncelikle bilmeniz gereken bir nokta var, hayatınıza giren bu insanları belirli bir süre ile yanınızda taşıyacaksınız. Yani o insanlar siz işten çıktıktan sonra dahi hayatınızda olmaya devam edecek. Çünkü aynı sektörde yer aldığınız için haberdar olmaya devam edeceksiniz. Bu nedenle işyeri bağlarınızı yüksek tutmanız siz işten çıkmak istediğinizde “Öznur, peki bu işi freelance olarak yapabilir misin?” diyebilecek kişileri karşınızda görmenize neden olacaktır.

Tabii ki bu bağ konusu birbirinin sırtını sıvazlama, birbirine fazlasıyla lakayıt unvanlarla seslenme, sürekli birlikte olma, herkese karşı o kişiyi savunma, kısacası yalakalık yapma bazında değil, tam olarak işinizi iyi yaparak gözde kalmak ve bu işin ehli olduğunuzu hissettirmek üzerine olmalı.

Çalıştığınız markalar ile iletişiminizi koparmayın

Bir tasarımcı için her ne kadar doğrudan marka ile iletişime geçmek zor olsa da eğer bir dijital pazarlama işi yapıyorsanız marka tarafının ihtiyaçlarını karşılayabilmeniz, işi zamanında ve doğru bir şekilde teslim etmeniz markanın sizi doğrudan kendi “adamı” olarak görmesine yardımcı olur. Bu bazı durumlarda dünyanın en kötü durumuna evrilirken eğer idare etmeyi ve seviyeyi iyi tutmayı bilirseniz sizi bir adım daha öne çıkarır. Yani marka sizin o işi iyi yaptığınızı bilir, eğer başka bir proje olursa sizinle çalışmak istediğini bilir ve bu şekilde size yönlendirme gerçekleştirir.

Örneğin şu anda tam zamanlı bir işe girmemin ve freelance hayatıma son vermemin en büyük nedenlerinden bir tanesi bu bağı sağlam tutabilmem, yöneticime karşı sorumluluklarımı yerine getirip daha büyük bir misyonda ilk olarak aklına gelen kişinin ben olmamla bir ilgisi var. Aksi halde ben daha önce o işi kötü bir şekilde teslim etseydim, iletişimimi yüksek tutmayıp hiç umursamasaydım şu anda kendim için değerli bir adım atamazdım. Maalesef olmazdı.

Freelance yaptığınız işin hakkını verin, verin ki sizinle bir daha çalışsınlar

Aslında bu tam olarak bir önceki paragrafta bahsettiğim konu. Ne olursa olsun gün sonunda siz bir çalışsansınız, onlar da işveren. İşinin iyi yapılıp yapılmadığını bilmek isteyecek, size verdiği paranın yeterli ve değerli olduğunu anlamak isteyecektir. Yani “Acaba Öznur bizi kandırıyor mu?” diye düşünmeyecek, aksine “Bu projede olmadı ama önümüzdeki projede mutlaka Öznur seninle çalışmak istiyorum” diyebilecek.

Bunu bu şekilde yapabilmeniz hem bir önceki yazıma bağlı hem de aynı zamanda sizin kendi çabalarınıza.

Maalesef ki sektörel olarak büyük bir çıkmaz mevcut freelance dünyasında. Herkes müthiş ucuz fiyatlara iş yaparken sizin kaliteli sunduğunuz işler de arada kaynamış oluyor. Bunu öne çıkarabilmek için yaptığınız işleri o kadar iyi yapmalı ve kendinize çalıştığınız kişileri referans almalısınız ki bir sonraki teklifi verirken düşük bir fiyat söylemek zorunda kalmayın.

Nasıl ki düşük fiyat her zaman eşit değildir kötü iş,

Aynı zamanda yüksek fiyat da eşit değildir iyi iş.

Daima doğrusunu, ortasını tutturun.

CV’nizi güzelce hazırlayın ve freelance deneyimlerinizi mutlaka ekleyin

Genel olarak CV’lerde hep tam zamanlı ya da yarı zamanlı işleri yazmak üzerine bir strateji kurgularız, çünkü freelance iş tü kaka gibidir. Öyle olmasa da bir marka ile görüşmeye gittiğinizde “Ama siz de tam zamanlı çalışıyorken aynı anda freelance mi yaptınız, yani şimdi bu sizin veriminizi düşürmüyor muğ?” gibi sorulara maruz kalmamak için freelance işleri eklemeyiz.

Aslında burada yanılıyoruz.

Freelance + tam zamanlı iş multitasking’inizin ne kadar iyi olduğunu gösterir. Tabii ki ikisini de başarı ile gerçekleştiriyorsanız.

CV’nizi yeniden güncelleyin, eğer daha önce bir freelance iş yaptıysanız mutlaka ekleyin, ekleyin ki yeni çalışmaya başlayacağınız potansiyel freelance işte “Benim bu konuda bilgim var!” diyebilin. Eğer freelance iş yapmadıysanız da CV’nizi akıllarda soru işareti bırakmayacak şekilde hazırlayın.

Geldik sıfırdan başlayanlara: Freelancer sitelerini takip edin, profil oluşturun, teklif verin, teklif alın

Şimdiye kadar anlattıklarım tamamen daha önce bir freelance iş bulmuş ancak son zamanlarda freelance iş bulma konusunda şansı pek de yaver gitmeyenler içindi. Şimdi ise bana “Daha önce hiç freelance denemedim, nasıl başlayabilirim?” sorusunu soranlar için cevaplar.

Hayatımda 2 kere freelance siteleri üzerinden iş aldım. Bunlardan ilki uzmankirala.com üzerindendi. Verdiğim teklif kabul edilmiş ve geri dönüş yapılmıştı. İlk olarak kendimi tanıttım, aynı şehirde olduğumuz için bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantı sonrasında ise uzmankirala’da belirtilen iş kapsamından çoktan çıkmıştık.

Neden?

Çünkü bir strateji ve önerilerle gitmiştim. Bunun en büyük nedeni ise çalışacağım markayı ne kadar iyi tanırsam bu markadan daha fazla para kazanma ihtimalimin o kadar yüksek olmasıydı.

Çalıştığımız sürede o markaya

  • Sosyal medya iletişimi
  • Blog içeriği
  • Wordpress blog kurulumu
  • Mailing tasarımı

satmış hale gelmiştim. Bu tabii ki benim şansımın yaver gitmesi olabilir belki de ancak ihtiyaçlarını belirleyip doğru şekilde anlatabilmiştim.

Ne oldu peki sonra? Stabil bir sektörde olmadığı için maalesef ki marka kendi satış yaptığı kişilerden para alamadı, benim de maaşımı yatıramaz hale gelince süreci sonlandırdık. Peyderpey maaşımı alarak çalışmayı sonlandırdık.

Bu sonlandırmanın sonrasında beyefendi bana 3 kez daha iş teklif etti ancak benim yoğunluğum maalesef ki ona müsait değildi o dönemde.

Bir diğeri ise bionluk.com üzerinden oldu. Açıkçası freelancer’ın sömürülmesi mantığını asla sevmedim, sevemeyeceğim. Bu nedenle bionluk’u biraz daha kötü buluyorum uzmankirala’ya göre. Ancak işin diğer bir boyutu da insanların bu sitelerde emeklerini böyle fiyatlara satabilmesi.

Neyse konumuz bu değil. Bu sitede o kadar istemeyerek profil oluşturmuşum ki bir hata yapıp “Sosyal medya yönetimini 10 liraya yaparım” gibi bir şey oluşturmuşum galiba. Gerçekten hatırlamıyorum ancak sonra yeni işverenimle telefonda konuştuğumuzda bu konuya gülmüştük :D

Burada oluşturduğum profil üzerine bir işveren benimle iletişime geçti ve dedi ki biz şöyle bir ajansız, bu ihtiyaçlarımız var, bize bu işi ne kadara yaparsın? Ben de o dönemde gerçekten çok yüksek sayılmayacak ancak çalışmamın karşılığı da olmayacak şekilde olmayan bir fiyat söyledim.

İlk anda işverene fazla geldi. “Öznur napıyorsun, ben o içerikleri 5 liraya yaptırırım.” dedi. Ben de “Tabii ki, seçim yapmak tamamen sizde. Ancak hazırlayacağım içeriklerin x,x,x,x özelliklerine sahip olacağını ve kaliteli olacağını temin edebilirim.” dedim. Bir süre düşündü ve kabul etti.

İlk işi yaptıktan sonra ajans sahibi bu işverenle yaklaşık 8–9 iş yaptık. SEO içerikleri hazırladık, web sitesi metinlerini kurguladık, sosyal medya iletişimi için strateji oluşturduk, hatta freelance bünyemi kaldırıp toplantıya dahi gittik. Ancak işin güzel tarafı şu ki bu işverenime asla ne hakettiğimden daha fazlasını söyledim ne de azını. O da mümkün oldukça elinden gelenin en iyisini bana iletmeye, ulaştırmaya özen gösterdi.

Bu sayede örneğin “Bir akademide içerik üretimini anlatmak ister misin Öznur” diye sorabildi.

Bu bölüm biraz fazla uzadı ancak ana temayı vermiş olduğumu düşünüyorum. Ne olursa olsun tüm meselenin altında iletişim yatıyor.

Şimdi hem Türkiye’de hem de dünyada freelancer’ların kullandığı, ilk iş deneyimlerini yaşadığı ya da rütbelenerek daha öne çıktığı, mesleklere göre kullanabilecekleri web sitelerini de aktarayım.

Editörler freelance olarak nerede / nasıl iş bulabilir?

Editörler genel olarak çok daha kolay bir şekilde iş bulabilirler yeter ki gerçekten editör olduklarını vurgulayabilsinler.

Bunun için ilk olarak mutlaka bir yazı platformu oluşturun. Bunu dilerseniz kendi blogunuzu oluşturarak yapabilirsiniz dilerseniz LinkedIn Publish’i kullanabilir dilerseniz de Medium’da yapabilirsiniz. Aslında siz yeter ki yazmak isteyin, yazabileceğiniz çok fazla alan var.

Markaların sizin gerçekten yazar/editör olduğunu anlaması için yazılarınızı görmesi gerekir. Bu nedenle yayın yapabileceğiniz her alan sizin için bir porftolyo niteliğinde olacaktır.

İçerik üretmeyi sevdiğinizi, özgün ve kaliteli içerik üretebileceğinizi görmeleri gerekir.

Bunun yanı sıra mutlaka bir alanda uzmanlaşmayı deneyin. Bilgisayar teknolojileri ile mi ilgileniyorsunuz, ana temanız bu olsun. Lifestyle içerikler mi üretmeyi seviyorsunuz, bu konuya odaklanın. Ancak diğer konularda da kendinizi besleyin.

Editör, yazar ve dijital pazarlamacılar için freelance iş siteleri

Türkçe siteler:

Global siteler:

Tasarımcı ve developerlar freelance olarak nasıl / nerede iş bulabilir?

Tasarımcılar için yerel kaynaklarla yetinmemek ve globale biraz daha fazla odaklanmak çok daha iyi olacaktır. Çünkü metnin dili değişebilir ancak görsellerin ve kodların dili aynı kalacaktır. Bu iki iş grubu özellikle freelance olarak çalışmak istiyorsa ortaya koymaları gereken güzel bir portfolyö olmalı. Tasarımları Behance ya da Dribble üzerinden sergilemek dünyanın en mantıklı işi. DeviantArt üzerinden de aynı şekilde sergileyebilirsiniz. Bu sergilediğiniz işlerin ne işe yaradığını, nasıl kurguladığınız ve konseptleştirdiğinizi ise sakın eklemeyi unutmayın. Çünkü bütünü görebilmeniz, anlatabilmeniz ve gözünüzde canlandırdığınızı gerçek hayata aktarabildiğinizi herkes görebilmeli.

Developerlar içinse eğer mobil uygulama developerıysa mesele çok basit, kendi adı ya da başka marka/şirketler için hazırladığı uygulamaların case study ve indirme linklerini sunmaları yeterli olacaktır.

Eğer backend ve fronted developer ise biraz daha çaba sarf edip kendi CV’lerini iyice parlatmaları (yanlış ve yalan bir kısım olmadan) gerekir.

Tasarımcı ve developerlar için freelance iş siteleri

Türkçe siteler:

Global siteler:

SEOcu, analist ve reklamverenler freelance olarak nerede / nasıl iş bulabilirler?

Açıkçası yardımcı olma konusunda en geride kalabileceğim alan maalesef ki bu kalıyor. SEO içerikleri için bildiğiniz gibi SEO hizmeti sunan ajanslar ile iletişime geçebilir, Türkiye’deki freelance sitelerinden yararlanabilirsiniz. Analist ve reklamverenler için ise durum biraz daha karışık. Marka iletişimi yapan bir freelancer da bu hizmeti sunabilir, marka doğrudan bir reklamveren ile de çalışmak isteyebilir. Yine tahmin ediyorum ki SEO’da olduğu gibi aynı kaynaklardan yararlanmak gerekecektir.

SEOcu, analist ve reklamverenler için freelance iş siteleri

Türkçe siteler:

Global siteler:

Not: Bu son listemizi içerikbulutu’nu çıkarırsanız tüm iş kolları için uygulayabilirsiniz.

Umuyorum yardımcı olabilmişimdir.

Bol freelance’li günler diliyorum.

--

--

Öznur Doğan

Content creator, digital marketing addict, gamer, atom ant. Strategist.