Tasarımcı Yazılımcı İşbirliği

Tugce Turan
Akbank Design Studio
5 min readJul 3, 2023
İllustrasyon: Akbank Design Studio ©

Tasarımcılar ve yazılımcılar birlikte çalışırken zaman zaman zorlu
durumlarla karşı karşıya kalarak işlerini sürdürmek için ekstra çaba sarfetmek zorunda kalabiliyorlar. Bu durumlara her iki tarafın penceresinden bakmak ve takım olarak bizim bu konulara yaklaşımımızdan biraz bahsetmek istiyorum.

Yazılım ekipleri ile tasarım ekiplerinin arasında yaşanabilen iletişim kopukluğunun, tasarımcıların tasarımlarına aşırı bağlılıklarının ve yazılımcıların işi bir an önce bitirme arzusunun, birlikte yoğun olarak çalışmaya devam ederken bazen çözümsüz kaldığımız en sıkıntılı noktalar olduğu fikrinde olduğumu söylemeliyim.
Burada herkesin haklı olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Tasarımcılar müşteri/kullanıcı ihtiyaçlarını odağa alarak tasarladığı çalışmaların yılmaz bekçisi iken yazılımcılar da taleplerin maliyetini ve gerekliliğini sorguluyor.
Herkes haklı arkadaşlar.
Hadi o zaman, bu sorunları nasıl daha iyi anlamlandırabiliriz konusunda yazımı okumaya devam edin…

Organik bağ

Öncelikle iki taraf da birbirine göbekten bağlı olan ama ayrı konumlanabilen ekipler diyebiliriz. Bu ekipler birbirine ne kadar organik bağlanırsa o kadar başarılı bir ekip işi çıkacağı fikrindeyim. Çünkü her yazılımcı, bir tasarımcı kadar, iyi bir front end görünüme ulaşmayı ister, tabi eğer üzerinde zaman baskısı yoksa. Burada en büyük sorunlardan bir tanesi de bence teknik ekiplerin bu zaman baskısını çok yakından hissederken, tasarım ekiplerinin genelde bu bakış açısıyla çalışmamasıdır. Çünkü tasarım ekipleri en iyi deneyime ve pixel mükemmel görünüme odaklanırken, yazılım ekipleri de en iyi fonksiyonalite ve teknik kaliteye ulaşabilmek ister. Ama her yerde olan bu zaman baskısı, birbiri ile uyum içerisinde çalıştığında harika işler çıkaran bu iki kitleyi zaman zaman karşı karşıya getiriyor mu getiriyor :)

Ben bu yazımda bu işi en iyi şekilde nasıl yürütebiliriz konusunda fikir vermeye çalışacağım ama bu bizim mükemmel olduğumuz anlamına gelmiyor, bilmenizi isterim ki bir çok sorunu biz de yaşayabiliyoruz.

Doğru iletişim önemli!

İki taraf arasında doğru iletişimi sağlayacak olan bizleriz, yani tasarımcılar ve yazılımcılar. Aslında taraf da yok, işin özünde en iyi ürün/hizmetleri sunmak isteyen çalışanlardan bahsediyoruz.
Tasarımcıyım ben ne istersem yaparım kafasına takılıp kalmamak ya da
ben yazılımcıyım neyi ne kadar istersem o kadar yaparımcılıklardan kurtulmak lazım. Triplere girmeye gerek yok arkadaşlar :) İyi bir ekip çalışması için öncelikle kişisel egolarımız varsa bir kenara bırakmalıyız. Öncelikle iki ekip aralarındaki iletişimde neyi neden öyle yaptıkları konusunda birbirlerini çok iyi bir şekilde bilgilendirmeliler. Bir tasarımcı ben yaptım oldu değil, neden bu componenti kullandı, kullanıcının beklentisi neydi, neden bu deneyim ve bu görsellikle birleştirdi gibi soruları teknik ekiplerimize ve iş birimlerimize en iyi şekilde aktarabilmelidir.

Peki, biz neyi neden yaptığımızı en ince detayına kadar açıkladık ama ikna edemediysek? Evet olabilir. Bizim de kaçırabildiğimiz noktalar kalabilir ya da her şeyi doğru çözümlememize rağmen teknik arkadaşlar mvp’ye odaklanıp zaman ve iş bitirme kaygısıyla istediğimiz çalışmayı teslim edememiş olabilirler. Bu olası problemleri yaşamamak adına önceden bazı önlemler alıp öngörülü davranabilmek gerektiğini düşünüyorum. Benim önerim iki ekibin de organizasyon bilinci içerisinde aynı deadline üzerinde ortak kaygıları taşıyarak paralel çalışması.

Süreçi nasıl çevik yönetebiliriz?

İllustrasyon: Akbank Design Studio ©

Agile proje yönetimini bir çok teknik ekipten duymuşsunuzdur. Bu proje yönetim şeklini biz tasarım ofisleri de çok rahat uygulayabiliriz. Çünkü sadece teknik ekiplerin çevik olması yetmez! Tasarım ekipleri de çalışmalarını bu çeviklikte teknik ekiplere paralel yürütebilmelidir. Biz bir tasarım ekibi olarak 5 yılı aşkın süredir sayısız projeyi scrum yaklaşımla yönetiyoruz. Teknik ekiplerimizle birlikte projeleri planlayıp, bu planlar doğrultusunda kendi sprintlerimizde işlerimizi bölerek doğru zamanda çıktılarımızı teslim etmeyi hedefliyoruz. Tüm ekipler aynı sprintleri koşuyoruz. Bu şekilde aynı takvimi aynı dili çok rahat konuşabiliyoruz.

Aynı dili konuşabilmek için teknik altyapıyı bilmek neden önemlidir?

Bir çoğunuzun altyapı beni bağlamaz ben tasarımımı yapar geçerim dediğini duyar gibiyim :)
Ütopya yaratmıyoruz, biz geliştirilebilecek bir çıktı üretme hedefinde olmalıyız ve bunu üretirken de teknik kısıtları ve altyapı yeteneklerini bilmek ve nelerin yapılabileceğini hep birlikte iyi değerlendirmek zorundayız. Burada yapılabilecekleri zorlamak, ürünü getirebileceğimiz en iyi noktaya getirmek bizim ikna kabiliyetimizden geçer.

Design Ops bize nasıl katkı sağlar?

Tasarım ofisi olarak çalıştığımız diğer ekiplerle aynı dili konuşabiliyor olmak bizim için çok değerli. Bu sebeple önce kendimizi en doğru şekilde ifade edebilmek ve süreçlerimizi daha verimli hale getirebilmek için bazı araçlar ve metodolojilerden yararlanıyoruz. Bunlardan birisi olan Design ops’tan biraz bahsetmek istiyorum. Bu konuda oldukça yol almış olan Devops dünyasına Design Ops ile karşılık vermek ve tasarım dünyasını da bu süreçte iyileştirmek en yakın hedeflerimiz arasında. Bu hedef ile takım olarak Design Ops’la iyileşmeye, daha verimli çıktılar üretmeye çoktan başladık. Designops’un en değerli elementlerinden olan birlikte nasıl çalışabiliriz, kalitemizi nasıl koruruz, nasıl bir etki yaratırız konularında derinleşmenin; bu iki büyük yapı arasındaki bağları da güçlendirmeye katkı sağladığına inanıyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı içeren detaylı yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Önemini her geçen gün biraz daha kavradığımız, faydaları saymakla bitmeyen bir diğer yapımız ise “Design System Guideline”. Bu çalışmayı kurgularken birincil amacımız; kendi tasarım kurallarımıza göre oluşturduğumuz bu yapının aynı zamanda teknik ekiplerle dil birliği yapmayı da kolaylaştırmasıydı.

Bu önemli yapının karşılıklı erişilebilir formatta olması iki taraf için de çok büyük fayda sağlayacaktır.

  • Tüm komponentlerin hem yazılımcılara hem tasarımcılara açık olması ve erişilebilir olması,
  • Design guideline’nın herkesin anlayabileceği bir yapıda olup her an erişilebilir olması,
  • Ortak erişilebilir araçlarla tasarımların paylaşılması ve
  • Tasarım kütüphanesi oluşturularak aynı kütüphaneden çıktıların üretilmesi ile maximum fayda sağlanabilir.

Design Guideline oluşturma ipuçlarımız

Tasarım kütüphanemiz markamızın değerlerini ve tasarım standartlarını anlatırken bu yapının design guideline ile anlaşılabilir bir hale gelmesini de oldukça önemli bir konu olarak ele aldık. Biz design guidelinemızı hazırlarken ilk yaptıgımız şey yazılımcılarımız ile araştırma yürütmek oldu. Onların görüşlerini alacağımız anketler hazırladık, kart sıralama çalışması ile ana mimarimizi oluşturduk. Nelere ihtiyaç duyduklarını iyice analiz etmeye çalışıyoruz ve bunun çok fayda sağlayacağına ve aramızdaki iletişimi kolaylaştıracağına eminim. Tasarım kütüphanemiz bizim için çok değerli ve uzun uğraşlarla temellerini oturttuğumuz bir yapı. Bu konudaki süreçlerimizi yakından takip etmek isterseniz daha önce paylaştığımız yazımızı okumanızı tavsiye ederim.

Sonrası mı? Gelsin ödüller!

Tasarım ofisi olarak bir çok ödüllü projeyi yürüttük, çok güzel tasarımlar hazırladık. Kesinlikle şunu söyleyebilirim ki eğer bir proje ekibinde iş birimi, tasarım ofisi ve teknik ekipler uyum içinde tek bir takım gibi çalışabiliyor, herkes yeni fikirlere ve deneyimlere açık olabiliyorsa o takımlardan çok iyi işler çıkıyor. En önemlisi de karşılaşılan tüm sorunlar birlikte aşılıyor.
Peki sonuç ne oluyor? Oldukça kaliteli tasarımlarla çıkan performanslı ve kullanıcıların severek kolaylıkla kullandığı ürün/servisler. Dahası, gelsin ödüller:)

Çıktılarımıza kattığı değer, işte takım olmak budur!

Doğru iletişim halinde, egolardan sıyrılmış, her türlü yeni fikri değerlendiren ve birbirine saygı duyan bir takımın karşısında hiç bir şey duramaz. Bu hepimizin birleşerek oluşturduğu bir takım işi. Kimsenin kişisel başarısı değil. Hepimizin başarısı.
Ve bu başarılar bizi kişisel olarak da besliyor.
İletişim, anlama, empati. Bu 3 değer çerçevesinde çalışmak paha biçilemez!

Hadi artık, biz ödüllü tasarımcılar ve yazılımcılar olarak birlikte daha iyi neler yapabiliriz ona odaklanalım. Hem kendimiz hem de şirketimiz için bugün yeni bir karar alalım ve tüm bu yazdıklarımı denemediysek denemeye başlayalım. Pes etmeyelim. Zamanla bu yaklaşımınızın karşılığını görmeye başlayacaksınız. 1 değil, 2 değil ama 3. projenizde proje ekibi nasıl sinerjik bir şekilde çalışır ve bu şekilde çalıştığında neler çıkabilir diye gören herkes bu yaklaşımları artık bir alışkanlık haline getirecek.
Kişiselden takıma doğru bir algı oluşturmak istiyoruz!
Bunu herkes yapabilir sadece bir deneyelim.

Akbank Design Studio Medium blogunda okumak istediğin başka konu var mı? Bize bu formdan ulaşabilirsin.

--

--