Agnozi-Bilgi Yokluğu

Ayse Naz Acar
Bi’ Dünya İçerik
4 min readDec 16, 2020

“Bir hayalet gibiydim, aynada kendime bakar ve sadece bir takım izlerden oluşmuş gibi olan bulanık hatlar görürdüm. Aynada bir hayalet görürdüm, dokunduğum yerin ağzım, kulağım ya da burnum olduğunu bilmezdim.” Görsel agnozisi olan birey

Agnozi, Eski Yunanca bir terim olup bilgi yokluğu anlamına gelmektedir. Bu hastalığa sahip bireylerde, herhangi bir duyusal sorun yoktur fakat önceden duyu organları ile öğrendiği şeyleri tanımlayamazlar. Tüm duyular doğru çalışsa bile, beyin çevreden aldığı bilgiyi tanıyıp, işleyemez. Yani bir nevi duyular ve beyin arasındaki ilişkinin kopmasıdır. Oksijen yoksunluğu, beyin hasarı ve felç (inme) agnoziye sebep olabilir.

Kafalarda daha netleştirmek için bir örnek vermek gerekirse; bireyin herhangi bir organında duyu kusuru yoktur, gözlerini kapatılarak eline kalem verilir fakat kişi bu kalemi algılayamaz işte bu duruma “agnozi” denmektedir. Agnozinin temelinde nörolojik sorunlar vardır. Duyulara bağlı olarak pek çok agnozi türü vardır. Bunlar;

  • İşitme Agnozisi: Sesleri tanımakta güçlük çeker. Otomobil kornası, zil sesi gibi daha önceden alışıldık sesleri tanımaz, şarkıdaki farklı enstrümanları ayırt edemez.
  • Görme Agnozisi (Vizüel): Daha önceden gördüğü objelerin neye benzediğini, renklerini ya da tanıdığı kişilerin yüzlerini tanıyamaz. Görsel bilgileri kategorize edemez. Bir kupaya baktığında onun kupa olduğunu ayırt edemez. Bu hastalığı ilk kez Sigmund Freud tanımlamıştır ve hastasında görme agnozisi bulgulamıştır. (Prosopagnozi-yüz körlüğü hakkında yazdığım “Sosyal Gariplik” başlıklı yazıyı okumak için tıklayınız)

“John, eşiyle konuşurken karşısındakinin kim olduğunu biliyor olmasının tek nedeni, eşinin sesini tanıyabiliyor olmasıydı. Aynaya baktığında “karşımdaki bana benzemiyor. Ben hareket ettiğimde o da hareket ediyor ve sadece bu nedenle aynadakinin aslında ‘ben’ olduğumun farkındayım” diyordu. Nesneler gözlerinin değil, zihin odağının dışında kalıyordu. John, kendisine havuç resmi gösterildiğinde “ucunda püskülü olan bir şey, resim fırçası olmalı” diyordu. Bahçesini düzenlemeye başladığı zaman çiçeklere de zarar vermeye başlıyor, onları diğer otlarla ayırt edemiyordu. Görsel agnozi yaşayan John, nesnenin bütününü tanımak yerine parçalarını inceliyordu.”

  • Taktil Agnozi (Dokunsal): Kalem, kaşık, kitap gibi nesnelere dokunduğunda ya da eline verildiğinde tanıyamaz. Kalemi kupadan ayırt edemez.
  • Mekansal Agnozi: Kendi evinin planını sorduğunuzda, cevap veremez.
  • Motor Agnozi: Daha önce öğrendiği bir şeyi hatırlayıp, doğru şekilde yürütemez. Örneğin battaniyeyi üzerine örtmek yerine başının altına koyar.
  • Bedensel Agnozi: Kendi bedenini tanımlayamaz. Örneğin kendi kolunun, kız kardeşine ait olduğunu düşünür.

Birey, kendisinde bulunan agnozi türüne göre daha önce öğrendiği şeyi tanımlayamaz. Bu durum neticesinde de endişe, hayal kırıklığı ve güçsüzlük hisseder ve sıklıkla depresyon ile cebelleşirler. Çünkü duyular ve beynin arasındaki ilişkinin kopması, etkileşim kurmayı zorlaştırmaktadır. Fakat bir duyuya bağlı olan agnozi diğer duyuları da etkileyecek diye bir şey yoktur. Örneğin bedensel agnozisi olan bir birey genellikler motor agnoziye sahip değildir. Fakat her şeyde olduğu gibi bunda da istisna vakalar gözlenebilmektedir. Bunun sebebi de genellikle beynin tek bir bölgesinin hasar almasıdır. Ama yukarıda da ifade ettiğim gibi beynin iki bölgesi hasar almışsa iki farklı agnozi de oluşabilir.

“Bazen hangi yöne gitmem gerektiğini bilemiyorum. Her zaman kayboluyorum.” Agnozi hastası

Agnozinin Tedavisi Var Mıdır?

Evet, şükür ki agnozi hastalarının iyileşme umudu vardır. Yazının başında da belirttiğim gibi agnozi nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sebeple nörologların çalışmaları, konuşma terapileri ve mesleki terapilerle iyileşme söz konusudur. Mesela bilişsel rehabilitasyon, yüzleri tanımak için en ayırt edici özelliğe odaklanma ve onları fark etme kullanılan tekniklerdir. Unutmayın, “Beyin, gökyüzünden daha geniştir.” engellerimiz, bariyerlerimiz, zorluklarımız ve sınırlılıklarımız her zaman olacaktır. Önemli olan, tüm güçlüklerimize “Gelişimim için hangi kaynaklara başvurabilirim?” sorusunu sormak, sonrasında ise soruların cevapları için canhıraş çalışmaktır.

Son iki örnekle yazımı tamamlamak istiyorum.

“Bayan R. konuşma yeteneğine ve hareket etmesine zarar vermeyen; fakat görsel agnoziye neden olan bir felç geçirmiştir. Bayan R. doktorunun gösterdiği kol saatini “Yuvarlak bir şey görüyorum, sanırım dairenin içinde bazı şeyler var; fakat onların ne olduğunu anlamıyorum.” şeklinde tanımlamış, kol saatini eline aldığında ise tarif ettiği objenin kol saati olduğunu ifade etmiştir. Bayan R. objelerin ne olduğunu görünce değil; dokununca anlayabiliyordu. Aynı şekilde tanıdığı insanların yüzüne bakınca kim olduklarını bilmiyor; ancak onların yürüyüşünden veya ses tonundan kim olduğunu anlayabiliyordu.”

📍

“David, görsel agnozinin çok daha ilginç belirtilerini yaşıyordu. John ve Bayan R.’nin aksine nesneleri ve yüzleri tanıyabiliyordu; ancak onun problemi bunlara verdiği duygusal tepkilerle ilgiliydi. Ne zaman annesini görse “bu kadın tıpkı anneme benziyor; ama annem değil, annem gibi davranan bir sahtekar!” diyordu. Babasıyla ilgili de benzer bir yanılgı içindeydi. Ancak diğer tanıdıklarına böyle bir tepki göstermiyordu. Görsel agnozinin belirtilerini yaşayan David’in durumu ”Capgras Sendromu” olarak tanımlanıyordu.”

Kaynakça:
📌Agnozi: Tanıdık Şeyleri Tanıyamama
📌Beynin Öykücü Tarafı-2: Görsel Agnozi
📌Sosyal Gariplik

--

--

Ayse Naz Acar
Bi’ Dünya İçerik

Bi'dünyaiçerik Editörü | Düzenli yazar, düzensiz paylaşır.